İşte 29 Ekim'de Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar'ı üzen iki fotoğraf!
Hürriyet yazarı Fikret Bila, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'ın canının iki fotoğraf nedeniyle sıkkın olduğunu köşesinden aktardı.
Hürriyet yazarı Fikret Bila, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'ın 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nda Anıtkabir’e girerken bir albayın, bir astsubay tarafından üstünün aranmasına ve Cumhurbaşkanlığı’ndaki resepsiyonda kendisiyle selfie çektiren gazetecilere ilişkin fotoğrafa çok üzüldüğünü aktardı.
Gazeteci Ceren Kenar ile Orgeneral Akar, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla Beştepe'deki Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlenen resepsiyonda 'selfie' çektirdi. Fotoğrafta, 'Balyoz darbe planı' haberlerine yönelik olarak yürütülen soruşturma kapsamında yargılanan eski Taraf Yazı İşleri Müdürü, Türkiye yazarı Yıldıray Oğur da yer aldı. Akar ile çekildiği 'selfie'yi sosyal medya hesabında paylaşan Kenar, fotoğrafa "Genelkurmay Başkanı'nın selfie çektirme ısrarını kıramadık" notunu düştü.
Fikret Bila'nın Hürriyet gazetesinin bugünkü (2 Kasım 2016) nüshasında Özel: "Kaçmadım" başlığıyla yayımlanan yazısı şöyle:
Akar Paşa'nın üzüntüsü
Komisyonda Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’ın davet edilmesi talebi gündeme gelmişti. Henüz resmi olarak Akar Paşa’ya bir davet ulaşmadı. Ancak ulaşsa bile Genelkurmay Başkanı’nın eğilimi pek olumlu değil. 15 Temmuz süreciyle ilgili olarak savcılığa verdiği ifadelerin detaylı bilgiyi içerdiği düşüncesi hâkim. Akar Paşa’yı üzen iki konu var: Birincisi, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nda Anıtkabir’e girerken bir albayın, bir astsubay tarafından üstünün arandığını gösteren fotoğraf, ikincisi Cumhurbaşkanlığı’ndaki resepsiyonda kendisiyle selfie çektiren gazetecilere ilişkin fotoğraf...
Albayın üstünün arandığını gösteren fotoğrafı görür görmez, hemen araştırılmasını istemiş. Albayın ve astsubayın bulunmasını, olayın nasıl ve neden yaşandığı konusunda ayrıntılı bilgi getirilme talimatını vermiş. Aldığı yanıt, Anıtkabir girişinde iki kontrol koridoru oluşturulduğunu, subayların ayrı, astsubayların ayrı koridordan geçerek giriş yaptıklarını, subay koridorunda kuyruk olduğu için albayların da astsubay koridoruna girdiği bilgisi sunulmuş. X-Ray cihazlarının subayların törenlerde taktıkları kılıçlara ötmeyecek şekilde ayarlandığı, bunu aşan bir metal bulunması halinde öttüğü bilgisi sunulmuş. Ayrıca fotoğrafta yer alan albayın x-ray cihazından geçerken sistemin alarm vermesi üzerine, kendisinin kollarını açarak, “isterseniz bakın” anlamında geçtiği iletilmiş. İkinci konu ise Cumhurbaşkanlığı resepsiyonunda birçok kişinin Genelkurmay Başkanı ile selfie çektirdiği, nezaketen bu talepte bulunanları geri çevirmediği ama selfie çektirenlerin kim olduğunu sormasının mümkün olmadığı, buna karşın, selfie fotoğraflarının yorumlanmasına üzüldüğü bilgisi askeri kaynaklarca ifade ediliyor.
Karargâhtaki kulis bilgileri böyle...
Subayların, astsubayların Anıtkabir’e girerken aranmaları elbette iyi bir görüntü değil.
Ancak, FETÖ ve 15 Temmuz darbe girişimi travmasının boyutlarını göstermesi açısından önemli...
Kimin kim olduğu iyice saptanıncaya ve yeniden güven oluşuncaya kadar böyle görüntülerle karşılaşmak maalesef mümkün görünüyor.
Güneydoğu’da bir yılı aşkın süre şehir savaşı vermiş, geçirdiği çok ağır, çok kanlı darbe girişimine karşın hızla toparlanan, Irak’ta, Suriye’de savaş koşulları altında başarıyla görev yapan, şehit veren, TSK’nın moralini olumsuz etkileyecek çabalara dikkat etmek gereken bir dönemden geçiyoruz.
Yazının tamamını okumak için tıklayınız
Gazeteci Ceren Kenar ile Orgeneral Akar, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla Beştepe'deki Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlenen resepsiyonda 'selfie' çektirdi. Fotoğrafta, 'Balyoz darbe planı' haberlerine yönelik olarak yürütülen soruşturma kapsamında yargılanan eski Taraf Yazı İşleri Müdürü, Türkiye yazarı Yıldıray Oğur da yer aldı. Akar ile çekildiği 'selfie'yi sosyal medya hesabında paylaşan Kenar, fotoğrafa "Genelkurmay Başkanı'nın selfie çektirme ısrarını kıramadık" notunu düştü.
Fikret Bila'nın Hürriyet gazetesinin bugünkü (2 Kasım 2016) nüshasında Özel: "Kaçmadım" başlığıyla yayımlanan yazısı şöyle:
Akar Paşa'nın üzüntüsü
Komisyonda Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’ın davet edilmesi talebi gündeme gelmişti. Henüz resmi olarak Akar Paşa’ya bir davet ulaşmadı. Ancak ulaşsa bile Genelkurmay Başkanı’nın eğilimi pek olumlu değil. 15 Temmuz süreciyle ilgili olarak savcılığa verdiği ifadelerin detaylı bilgiyi içerdiği düşüncesi hâkim. Akar Paşa’yı üzen iki konu var: Birincisi, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nda Anıtkabir’e girerken bir albayın, bir astsubay tarafından üstünün arandığını gösteren fotoğraf, ikincisi Cumhurbaşkanlığı’ndaki resepsiyonda kendisiyle selfie çektiren gazetecilere ilişkin fotoğraf...
Albayın üstünün arandığını gösteren fotoğrafı görür görmez, hemen araştırılmasını istemiş. Albayın ve astsubayın bulunmasını, olayın nasıl ve neden yaşandığı konusunda ayrıntılı bilgi getirilme talimatını vermiş. Aldığı yanıt, Anıtkabir girişinde iki kontrol koridoru oluşturulduğunu, subayların ayrı, astsubayların ayrı koridordan geçerek giriş yaptıklarını, subay koridorunda kuyruk olduğu için albayların da astsubay koridoruna girdiği bilgisi sunulmuş. X-Ray cihazlarının subayların törenlerde taktıkları kılıçlara ötmeyecek şekilde ayarlandığı, bunu aşan bir metal bulunması halinde öttüğü bilgisi sunulmuş. Ayrıca fotoğrafta yer alan albayın x-ray cihazından geçerken sistemin alarm vermesi üzerine, kendisinin kollarını açarak, “isterseniz bakın” anlamında geçtiği iletilmiş. İkinci konu ise Cumhurbaşkanlığı resepsiyonunda birçok kişinin Genelkurmay Başkanı ile selfie çektirdiği, nezaketen bu talepte bulunanları geri çevirmediği ama selfie çektirenlerin kim olduğunu sormasının mümkün olmadığı, buna karşın, selfie fotoğraflarının yorumlanmasına üzüldüğü bilgisi askeri kaynaklarca ifade ediliyor.
Karargâhtaki kulis bilgileri böyle...
Subayların, astsubayların Anıtkabir’e girerken aranmaları elbette iyi bir görüntü değil.
Ancak, FETÖ ve 15 Temmuz darbe girişimi travmasının boyutlarını göstermesi açısından önemli...
Kimin kim olduğu iyice saptanıncaya ve yeniden güven oluşuncaya kadar böyle görüntülerle karşılaşmak maalesef mümkün görünüyor.
Güneydoğu’da bir yılı aşkın süre şehir savaşı vermiş, geçirdiği çok ağır, çok kanlı darbe girişimine karşın hızla toparlanan, Irak’ta, Suriye’de savaş koşulları altında başarıyla görev yapan, şehit veren, TSK’nın moralini olumsuz etkileyecek çabalara dikkat etmek gereken bir dönemden geçiyoruz.
Yazının tamamını okumak için tıklayınız