İSTANBUL GAZETECİLERİNİN KEMAL ABİ´Sİ HASTALIKLA PENÇELEŞİYOR!.. DOLMABAHÇE'NİN SEMBOLÜ KEMAL ATEŞ'LE TAKVİM YAZARI SAVAŞ AY KONUŞTU!..
İstanbul´daki hemen hemen bütün gazetecilerin tanıdığı ve sevdiği Kemal abisi (Ateş) hastalıkla pençeleşiyor. Dolmabahçe´nin sembolü Kemal Ateş´le hastalığına çare bulmak için ülke ülke geziyor.
Gazetecilerin Kemal Ateş'i
O, özellikle de gece muhabirlerinin liman başkanı. Haberlerin rüzgarında, patlama çatlamanın, cinayetin, gasbın, ölümlü kazaların fırtınasında borasında örselenen, yorulan, daralan gece muhabirleri, şefkatli kuytuluk arayan tekneler gibi onun limanına, Dolmabahçe Çay Bahçesi' ne sığınır çünkü. On yıllardır, muhabir kuşaklar gelir, geçer, yenilenir, gençleşir, Kemal'in onlara muhabbeti, sevgisi, ilgisi hiç eksilmez.
Hepsini isim isim bilir tanır. Kimin ne derdi varsa gücü yettiğince yanında yer alır.
İKİ LAF EDEN
Şimdi pek çok gazetede, televizyonda, dergide, radyoda şeflik, müdürlük, genel müdürlük hatta patronluk yapan bin dolu meslektaş, gençlik yıllarında mutlaka geçmiştir Dolmabahçe'den. " İşsiz" gecelerde, sabahlara kadar süren çay-tost muhabbetlerinde mutlaka iki lafın belini kırmıştır.
Sadece muhabir ırkının değil, daha pek çok meslekten, mesnetten insanın da yareni, dostu, ahbabıdır Kemal Ateş.
Çünkü adam gibi adamdır, sır saklar, akıl paylaşır, gereğinde yürek, bilek girer kavgaya dostu için.
İşte bu ateş gibi adam, şimdi tatsız tuzsuz bir hastalıkla uğraşıyor.
HER YERE GİTTİ
5-6 iri kıyım magandanın bile bulaşıp yıkamadığı, fena halde ezilip tüydüğü bu aslan parçası adamın bedenini zayıflatıyor, güçsüzleştiriyor bu illet. Kah İngitere'ye kah Moskova'ya gidip çare arıyor kah yurt içinde kapısını çalıyor üniversite hocalarının.
"Şimdilik bekle" diyorlar, "Çaresi pek kolay bulunmaz" diyorlar ama o yılmıyor, gözlerindeki yalımlı bakışlar matlaşmıyor, moralini hiç bozmuyor Kemal kardeş . İyi de ediyor. Herkese örnek, gecelerimize de her zaman olduğunca yoldaş oluyor.
O, özellikle de gece muhabirlerinin liman başkanı. Haberlerin rüzgarında, patlama çatlamanın, cinayetin, gasbın, ölümlü kazaların fırtınasında borasında örselenen, yorulan, daralan gece muhabirleri, şefkatli kuytuluk arayan tekneler gibi onun limanına, Dolmabahçe Çay Bahçesi' ne sığınır çünkü. On yıllardır, muhabir kuşaklar gelir, geçer, yenilenir, gençleşir, Kemal'in onlara muhabbeti, sevgisi, ilgisi hiç eksilmez.
Hepsini isim isim bilir tanır. Kimin ne derdi varsa gücü yettiğince yanında yer alır.
İKİ LAF EDEN
Şimdi pek çok gazetede, televizyonda, dergide, radyoda şeflik, müdürlük, genel müdürlük hatta patronluk yapan bin dolu meslektaş, gençlik yıllarında mutlaka geçmiştir Dolmabahçe'den. " İşsiz" gecelerde, sabahlara kadar süren çay-tost muhabbetlerinde mutlaka iki lafın belini kırmıştır.
Sadece muhabir ırkının değil, daha pek çok meslekten, mesnetten insanın da yareni, dostu, ahbabıdır Kemal Ateş.
Çünkü adam gibi adamdır, sır saklar, akıl paylaşır, gereğinde yürek, bilek girer kavgaya dostu için.
İşte bu ateş gibi adam, şimdi tatsız tuzsuz bir hastalıkla uğraşıyor.
HER YERE GİTTİ
5-6 iri kıyım magandanın bile bulaşıp yıkamadığı, fena halde ezilip tüydüğü bu aslan parçası adamın bedenini zayıflatıyor, güçsüzleştiriyor bu illet. Kah İngitere'ye kah Moskova'ya gidip çare arıyor kah yurt içinde kapısını çalıyor üniversite hocalarının.
"Şimdilik bekle" diyorlar, "Çaresi pek kolay bulunmaz" diyorlar ama o yılmıyor, gözlerindeki yalımlı bakışlar matlaşmıyor, moralini hiç bozmuyor Kemal kardeş . İyi de ediyor. Herkese örnek, gecelerimize de her zaman olduğunca yoldaş oluyor.