İSRAİL'İN MAVİ MARMARA'YA KANLI SALDIRISI KİTAP OLDU!

Gazze'ye yardım götüren Mavi Marmara'nın kanlı bir baskınla sonuçlanan yolculuğu kitap oldu

Gazze'ye yardım götürürken İsrail askerlerinin operasyonu sonucu dokuz kişinin yaşamını yitirdiği Mavi Marmara gemisinde saldırı anını, öncesini ve sonrasını yaşayan SABAH muhabiri Mediha Olgun, İsrail'deki cezaevinden çıkıp Türkiye'ye döndükten sonra yaşadıklarını kaleme aldı. Olgun'un Mavi Marmara'da Neler Oldu? adlı kitabı Turkuvaz Kitap'tan çıktı. ATV Dış Haberler Editörü Bora Bayraktar da kitaba önsöz yazdı.

Kitapta bütün ayrıntılarıyla yardım filosunu, gönüllüleri, saldırıyı, cezaevini ve ölenleri sade bir dille anlatan Olgun, "Aslında yapmak istediğim İsrail'den döndükten sonra bana en çok sorulan soruya yanıt vermeye çalışmaktı. Herkes 'İsrail öldürmek için mi saldırdı?' diye sordu. Bugün bile hâlâ 'Suç aslında kimde?' sorusuna yanıt aranıyor. Kimileri İHH'yı, kimileri de İsrail'i suçluyor. Benim amacım yaşadıklarımdan ve gördüklerimden yola çıkarak bu sorunun yanıtını bulmaktı. Bir ölçüde bunu sağladığımı düşünüyorum. Bu konuda çok kesin konuşmak mümkün olmasa da kitabı okuduktan sonra insanların bazı şeyleri daha net anlayabileceğini düşünüyorum" dedi.

'OPERASYON AMATÖRCEYDİ'
Belli riskleri göze alarak Mavi Marmara'ya bindiğini de belirten Olgun, "İsrail askerleri karasularında etrafımızı kuşatır, bizi günlerce aç susuz bırakır sonra da gönüllüler eylemden vazgeçer diye düşünüyordum. Ya da İsrail profesyonel bir operasyonla, kimsenin burnu bile kanamadan gemiyi ele geçirir, en fazla üç gün bizi cezaevine alır, sonra serbest bırakır diye içimden geçirdiğim de oldu. En kötü ihtimal ise geminin vurulup suya gömülmesiydi. Ama bunu çok mümkün görmedim. Hiç tahmin etmediğim bir şey oldu, İsrail askerleri amatörce gemiye inmeye çalıştı. Keşke daha profesyonel olabilselerdi, kimse ölmeseydi" şeklinde konuşuyor.

Kitabını, "Bir gazeteci olarak değil, gönüllü olarak o gemide bulunsaydım ve o saldırıyı yaşasaydım ne yapardım?" diye bir soru sorarak bitiren Mediha Olgun, "Orada olmak hem büyük bir şans hem büyük bir şanssızlıktı benim için. Ortadoğu'nun kırılma noktalarından biri olan Filistin sorunuyla ilgili tarihsel akışı değiştirebilecek bir olaya tanıklık ettim. Ve döner dönmez yaşadıklarımı gazeteci kimliğimle tarafsız bir şekilde kaleme almak da borçtu benim için. Umarım Mavi Marmara'yla ilgili bütün gerçekler yakında ortaya çıkar ve tarafsız bir komisyon bu olayı en doğru şekilde sorgular. Bundan sonraki tek dileğim budur" diyor.

GAZETECİ KİMLİĞİNİ DE SORGULUYOR
Gazeteci olarak bindiği Mavi Marmara'da terörist muamelesi gördüğüne değinen ve bu konuda kendini ve gazeteciliği de sorguladığını belirten Olgun, "İsrail baskınından bir gün önce, daha önce basında da gündeme gelen ve İsrail'in silah olarak fotoğrafladığı demirleri akşam saatlerinde TRT muhabiri Elif Akkuş'la birlikte görmüştüm. Ve zaten o zaman anlamıştık işlerin çok ciddi bir boyuta ulaşabileceğini. Korkmuştuk da açıkçası. O demirler saldırı anında bazı gönüllüler tarafından kullanıldı. Hâlâ düşünüyorum, o demirleri gördüğümüzde kaldırıp denize atmalı mıydık diye Gazetecilik nerede başlıyor nerede bitiyor? Olaylara ne kadar müdahale etme şansımız var?" diyor.