"İSMET, FOTOGRAFTA ÜÇ KİŞİSİNİZ AMA MASADA DÖRT SU BARDAĞI VAR!.. DÖRDÜNCÜ KİŞİ KİM?" BU SORUYA BERKAN'IN YANITI NE OLDU?

İsmet Berkan ve Akif Beki'nin Başbakan'ı ziyaretinde çekilen fotoğraf dikkat çekici! İşte fotoğraftaki ilginç ayrıntı ve Ertuğrul Özkök'ün o sorusu.

Masadaki dördüncü bardak

RADİKAL Gazetesi'nde dün yayınlanan fotoğrafı görünce, erken saatte Genel Yayın Yönetmeni İsmet Berkan'ı arayarak sordum:

"İsmet, fotoğrafta üç kişisiniz ama masada dört su bardağı var. Dördüncü kişi kim?"

İsmet bunun cevabını verdi.

Ama önce bu mülakatı anlatayım.

* * *

Başbakan Tayyip Erdoğan, geçen yıl Deniz Feneri olayının patlamasından beri Doğan Grubu'na mensup gazete ve televizyonlara özel mülakat vermiyordu.

Bu ambargoyu, Radikal Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İsmet Berkan'la bozdu.

Erdoğan, İsmet Berkan'la bir saate yakın sohbet etti.

Ancak söylediklerinin direkt olarak ağzından değil, izlenimler olarak aktarılmasını istemiş.

Benim, sohbet kadar, Radikal'de yayınlanan fotoğraf dikkatimi çekti.

Konuştukları mekán, Ankara'da tipik bir devlet dairesini andırıyordu.

Ortadaki sehpanın üzerine serilmiş örtü de çok iğretiydi.

Ama fotoğrafta görünen en ilginç unsur, Akif Beki'nin orada bulunmasıydı.

Akif Beki, Başbakanlık'taki görevinden ayrılırken, bazıları Erdoğan'la arasının bozuk olduğunu söylemişti.

Ben de tam aksine, aralarında hiçbir mesele olmadığını savunmuştum.

Çünkü Akif Beki, ayrılmasından 6 ay kadar önce bana niyetini anlatmış ve gazetecilik mesleğine dönmek istediğini söylemişti.

Akif'in orada bulunması, benim tezimin doğruluğunu gösteriyordu.

* * *

Fotoğraftaki ikinci unsur ise görünmeyen bir kişiyle ilgiliydi.

Masanın üzerinde 4 su bardağı görünüyordu.

Demek ki bir dördüncü kişi daha varmış.

İsmet Berkan'a sordum:

"Evet, görüşmede bir dördüncü kişi daha vardı. Başbakan'ın siyasi işler konusundaki danışmanı Yalçın Akdoğan."

Bu adı düşününce jeton düştü.

Yalçın Akdoğan, ilginç bir kişilik.

Erdoğan İstanbul Belediye Başkanı'yken, o da Pendik Belediyesi'nde görevliydi.

Ilımlı bir kişiliği olduğu söylenir.

"Muhafazakár demokrat" kavramı üzerine kitabı var.

Ancak gazeteciler açısından onun başka bir özelliği daha var.

Bir yandan Başbakan'ın siyasi danışmanı, ama bir yandan da hükümete yakın bir gazetede köşe yazısı yazıyor.

Ancak köşe yazısında kendi ismini kullanmıyor.

Onun yerine "Yasin Doğan" adını kullanıyor.

Bana verilen bilgiye göre bu, çocuğunun ismiymiş.

Birçok gazeteci, Başbakan'ın "düşünce sistematiğini" o köşeden takip etmeye çalışıyor.

Hep merak etmişimdir.

Yasin Doğan'ın yazdıkları, acaba Erdoğan'ın o andaki düşüncelerini ne ölçüde yansıtıyor?

Onun bu özelliğiyle ilgili en büyük tartışma, 22 Temmuz seçiminden sonra yazdığı bir yazıyla başladı.

Hürriyet'te manşetten verilen o yazıda Akdoğan, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e sesleniyor ve aldığı oyu sadece kendisine bağlamasının doğru olmadığını, bunun AKP'nin oyu olduğunu söylüyordu.

Tabii o gün için bu yorumlar çok anlamlıydı.

* * *

Merak ettim.

Acaba Akdoğan, Başbakan'ın İsmet Berkan'a söylediklerini köşesinde de anlatacak mı?

Aynı sohbeti onun gözünden okumayı da çok isterdim.

İsmet Berkan'a izlenimlerini sordum.

Erdoğan çok ılımlı bir havadaymış.

Deniz Baykal'la ve muhalefetle gerginlik yaratacak polemiklerden kesinlikle kaçınacağı izlenimi vermiş.

Bunlar olumlu işaretlerdir.

İnşallah önümüzdeki günlerde, bu izlenimin somut gerçeklere dönüşmesine tanık oluruz.

Bu hava, önümüzdeki günlerde, masadaki dördüncü bardağın sahibinin köşesine de yansırsa, iyimser bir bekleyişe geçmemiz mümkün olabilecek.


Ertuğrul Özkök/Hürriyet