İsmet Berkan, Kabataş'taki kadının videosunu anlattı
Gezi olayları sırasında bir belediye başkanının başörtülü gelininin taciz edildiği iddia edilmişti. İsmet Berkan, o görüntülerle ilgili konuştu.
CNN TÜRK'te Aykırı Sorular programında Enver Aysever'in konuğu olan Berkan o görüntüleri anlattı. İşte Berkan'ın o görüntülerle ilgili açıklamaları;
“Görüntü şu. Kabataş'taki iskelenin gişesinin güvenlik kamerası olduğunu tahmin ediyorum. Dolayısıyla bir hayli uzaktan çekilmiş. Nerede gördüğümü söylemeyeyim. Bu haber kaynağını açıklamak olur. Gören çok kişi var. Bu siyasi propaganda malzemelerinden biri. Görüntüde tacize uğradığını söyleyen kadın kucağında bebeğiyle bir kalabalığın arasına giriyor. Boş bir çocuk arabasını da itiyor. Sonra çocuk arabasının devrildiğini görüyorsunuz. Sonra kadın da çıkıyor dışarıya. Görüntü bu.
Ailenin bu konunun yayılmaması için gayret sarf ettiğini ve Başbakan'ın konuyu grup toplantısında dile getirmesine hafifçe bozulduğunu işitmişliğim var. Kimin başına geldiği belli. Yazıldı çizildi. Gazeteci olarak bu konuyla muhattap olmadım. Yazı da yazmadım. Onlarca insan savcılığa davet edildi. Görüntü gösterildi. Ben bu konuda yazı yazmadım. Yazılmış bir yazıyı retweet ettim. Ben bir çaba sarfetmedim bu görüntüyü izlemek için. Tamamen şans eseri bulunduğum yerde birisinin cep telefonunda vardı. Ben de oradan izledim. Tamamen tesadüf.
Birincisi Türkiye'de türbanlı ya da başörtülü başörtüsüz kadınlar arasında bir gerginlik yok. Bunu anlamak için herhangi bir ünivertise kampüsünde 10 dakika geçirmek yeterli. Bunun çok örneği var. Ama ta 28 Şubat'tan beri yaratılmak istenen bir gerginlik var. Bir tanesi Gezi olayları sırasında Kartal'da mı Pendik'te mi yaşanmış. Ayşe Arman o hanımı buldu. Konuştu, Hürriyet Gazetesi'nde çarşaf çarşaf haber oldu. Bence bu sıradan bir taciz hadisesi. Taciz olayları olduğunda da ben bir kadının beyanını sorgulamayı çok doğru bulanlardan değilim. Benim gördüğüm görüntülerden edindiğim kanaat orada bir şey olmuş. Nitekim kadının ve bebeğinin doktor raporu var. Ezikler, çürükler filan. Bir de çok abartılı şeyler var. Üstleri çıplak, elleri eldivenli, bilmem ne yaptılar filan, onların olabilmesine imkan yok benim izlediğim görüntü. Çok kısa 2 değil herhalde. Zaten bir kere izledim o da aylar önce. Benim o kadar da üstünde durduğum bir şey değil bu. Gezi olayları sırasında her iki taraftan da ortaya o kadar çok yalan atıldı ki.”
“Görüntü şu. Kabataş'taki iskelenin gişesinin güvenlik kamerası olduğunu tahmin ediyorum. Dolayısıyla bir hayli uzaktan çekilmiş. Nerede gördüğümü söylemeyeyim. Bu haber kaynağını açıklamak olur. Gören çok kişi var. Bu siyasi propaganda malzemelerinden biri. Görüntüde tacize uğradığını söyleyen kadın kucağında bebeğiyle bir kalabalığın arasına giriyor. Boş bir çocuk arabasını da itiyor. Sonra çocuk arabasının devrildiğini görüyorsunuz. Sonra kadın da çıkıyor dışarıya. Görüntü bu.
Ailenin bu konunun yayılmaması için gayret sarf ettiğini ve Başbakan'ın konuyu grup toplantısında dile getirmesine hafifçe bozulduğunu işitmişliğim var. Kimin başına geldiği belli. Yazıldı çizildi. Gazeteci olarak bu konuyla muhattap olmadım. Yazı da yazmadım. Onlarca insan savcılığa davet edildi. Görüntü gösterildi. Ben bu konuda yazı yazmadım. Yazılmış bir yazıyı retweet ettim. Ben bir çaba sarfetmedim bu görüntüyü izlemek için. Tamamen şans eseri bulunduğum yerde birisinin cep telefonunda vardı. Ben de oradan izledim. Tamamen tesadüf.
Birincisi Türkiye'de türbanlı ya da başörtülü başörtüsüz kadınlar arasında bir gerginlik yok. Bunu anlamak için herhangi bir ünivertise kampüsünde 10 dakika geçirmek yeterli. Bunun çok örneği var. Ama ta 28 Şubat'tan beri yaratılmak istenen bir gerginlik var. Bir tanesi Gezi olayları sırasında Kartal'da mı Pendik'te mi yaşanmış. Ayşe Arman o hanımı buldu. Konuştu, Hürriyet Gazetesi'nde çarşaf çarşaf haber oldu. Bence bu sıradan bir taciz hadisesi. Taciz olayları olduğunda da ben bir kadının beyanını sorgulamayı çok doğru bulanlardan değilim. Benim gördüğüm görüntülerden edindiğim kanaat orada bir şey olmuş. Nitekim kadının ve bebeğinin doktor raporu var. Ezikler, çürükler filan. Bir de çok abartılı şeyler var. Üstleri çıplak, elleri eldivenli, bilmem ne yaptılar filan, onların olabilmesine imkan yok benim izlediğim görüntü. Çok kısa 2 değil herhalde. Zaten bir kere izledim o da aylar önce. Benim o kadar da üstünde durduğum bir şey değil bu. Gezi olayları sırasında her iki taraftan da ortaya o kadar çok yalan atıldı ki.”