‘İslam dışı Alevilik’ tartışması: 'AİHM kararı çarpıtıldı'

Geçen hafta “AİHM, Aleviliğin kendine özgü bir inanç olduğu kararını verdi” ifadesiyle basına servis edilen AİHM kararını inceleyen Aydınlık gazetesi, "AİHM kararında iddia edildiği gibi bir tanımlama yok" dedi.

Aleviliğin İslam’ın dışında ve ayrı bir din olduğunu öne süren Avusturya Alevi Birlikleri Federasyonu’nun (AABF), Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) son kararını kamuoyunu yanıltmaya yönelik olarak duyurduğu iddia edildi.

Geçen hafta “AİHM, Aleviliğin kendine özgü bir inanç olduğu kararını verdi” ifadesiyle Türk basınına servis edilen kararı inceleyen Aydınlık gazetesinin haberinde "AİHM kararında iddia edildiği gibi bir tanımlama yok" ifadeleri kullanıldı.

Aydınlık'tan Aykut Diş, AİHM’nin AABF’nin başvurusuyla ilgili kararının İngilizce ve Türkçe tam metnini okudu. AİHM kararında iddia edildiği gibi bir tanımlama bulunmadığını belirten Diş, "Bazı medya kuruluşları kararı 'AİHM, ‘Alevilik İslam’dan ayrı bir inançtır' dedi” başlığıyla duyurmuştu. AİHM’nin kararında böyle bir yorumlamanın da olmadığı görüldü. Bir red ile alınan AİHM kararında şöyle yazıldı: “Devletlerin, belirli bir statünün bağlı olduğu dini gruplara tüzel kişilik kazandırmak için bir çerçeve oluşturması halinde, isteyen tüm dini gruplar bu statüye başvurmak için adil bir fırsata sahip olmalıdır” dedi.

ALEVİLER TANINMASINA RAĞMEN

Türkiye’deki Aleviler içinde “Alisiz Alevilik” olarak adlandırılan; Aleviliğin İslam’dan bağımsız olduğu, Hz. Ali ve 12 İmam gibi unsurlardan ayrıştırılması gerektiği tezini benimseyen AABF, bir süredir Avusturya’daki dini gruplara sunulan yasal haklardan yararlanmak için girişimlerde bulunuyordu. Aleviler, Avusturya’da resmen tanınmış ve bu yasal hakları kullanıyor olmasına rağmen girişimlerini sürdüren AABF, tanınan Alevilik anlayışı “İslam mezhebi” olarak kabul edildiği için kendisinin ayrıca tanınmasını istiyordu. Avusturya Devleti ise hem isim hem de öğreti aynılığı nedeniyle AABF’yi reddediyordu.

TÜZÜKTEN İSLAMî İBARELERİ ÇIKARDILAR

10 yıl süren mahkeme sürecinin ardından AABF tüzüğündeki İslamî ibareleri kaldırdı. Avusturya’nın reddini yasal haklardan faydalanma talebiyle AİHM’e taşıdı. AİHM henüz karar vermeden 2022 yılında Avusturya Devleti tavır değiştirdi ve AABF’yi ayrı bir dini grup olarak tanıma sürecini başlattı. Avusturya’nın tanıma sürecini başlatmasında AABF’nin tüzüğündeki İslamî ibareleri çıkarması etkili oldu. Böylece aynı isim ve öğretilerdeki grupların bağımsız şekilde kabul edilemeyeceğine hükmeden Avusturya İslam yasasının 4. bölümünün 1. maddesine aykırılık ortadan kaldırıldı.

AİHM’NİN İFADELERİNE ÇARPITMA YAPTILAR

2022’de AABF’nin resmen tanınma işlemleri başlasa da AİHM’de itiraz kabul edildi. AİHM, 30 Ocak 2024’te müzakereyi tamamladı ve 5 Mart 2024’te sonucun taraflara bildirilmesini kararlaştırdı. AİHM, kararında İnsan Hakları Evrensel Sözleşmesi’nin (İHS) 9. maddesindeki inanç özgürlüğü hakkı nedeniyle devletlerin her birey ve topluluğun taleplerini iç hukuka ve toplumsal güvenliğe aykırı olmamak kaydıyla kabul etmesi gerektiğini vurguladı. Özgürlüğün ve buradan doğan hakların tüm inananlar ve inanmayanlar için eşit olduğunu hatırlattı. AİHM, Alevilikle ilgili herhangi bir niteleme kullanmadı. “Devletlerin, belirli bir statünün bağlı olduğu dini gruplara tüzel kişilik kazandırmak için bir çerçeve oluşturması halinde, isteyen tüm dini gruplar bu statüye başvurmak için adil bir fırsata sahip olmalıdır” dedi.

ALEVİLİKLE İLGİLİ NİTELEME YOK

AABF’nin başvurusundaki diğer tüm talepleri reddeden AİHM, değerlendirmesini “Sözleşmenin 6. maddesinin 1. fıkrası ve 9. maddeleri ile ilgili şikayetlerin Avusturya Hükümeti'ne bildirilmesi ve başvurunun geri kalanının kabul edilemez ilan edilmesi kararı” diye sundu. AİHM’nin değerlendirmesinde şu bölümler öne çıktı:

“... İHS 9. maddesinin geleneksel olmayan din biçimlerinin aleyhine yorumlanamayacağına işaret edilmelidir...”

“... Yerleşik içtihada göre, demokratik toplumlarda devletin, dini toplulukların birleşik bir liderlik altında kalmasını veya bir araya getirilmesini sağlamak için önlemler almasına gerek yoktur. Bu bağlamda, bölünmüş bir dini cemaatin bir liderini kayıran veya cemaati kendi istekleri dışında tek bir liderlik altında bir araya gelmeye zorlamak amacıyla girişilen devlet eylemi de aynı şekilde din özgürlüğüne müdahale teşkil edecektir...”

“... Mahkeme, İHS'nin teorik veya yanıltıcı hakları değil, pratik ve etkili hakları güvence altına almak için tasarlandığını yinelemektedir...”

‘İSLAM’A HAPSETMEYİ HEDEFLEDİLER’

AABF ise AİHM’nin değerlendirmesini “Aleviliğin kendine özgü bir inanç olduğu” sözleriyle duyurdu. AABF Onursal Başkanı Mehmet Ali Çankaya 8 Mart 2024’te bir internet sitesine şunları söyledi:

“Türkiye’de Türk İslam sentezi üzerinden Alevileri İslamlaştırmaları yetmiyormuş gibi, Avusturya hükümeti de bizleri İslam dairesine hapsederek asimile etmeyi hedeflemişti. ‘Alevilik kendine özgü bir inançtır’ talebimizi oy birliğiyle haklı buldu. Avusturya hükümetini ise haksız bulmuştur. Cesaretini ve kararlığını ulularından alan mücadelemizin elde etiği bu kazanım tüm Alevi toplumuna hayırlı uğurlu olsun.”

670 BİN EURO İSTEDİLER, REDDEDİLDİLER

AİHM’nin gerekçeli kararında AABF’nin Avusurya Devleti’nden mahkeme masraflarıyla ilgili 421 bin Euro, muaf tutulmadığı vergilere karşılık maddi tazminat olarak 230 bin Euro, manevi tazminat olarak 20 bin Euro; toplamda 671 bin Euro istediği de görüldü. AİHM talebi “Başvurucu tarafından sunulan faturalar, kısmen başvuruyla doğrudan ilgili olmayan işlemlerde ortaya çıkan masraflarla ilgilidir. Dini bir cemaat olarak tanınma prosedürünü gerçekten ilgilendiren faturalar aşırı görünüyor ve verilen tüm hizmetlerin gerekli olduğunu göstermiyor” diyerek oy birliğiyle reddetti. Mahkeme tüm istemlere karşılık 20 bin Euro ödenmesine hükmetti.

‘İSLAM KIRINTILARINDAN KURTULUYORUZ’

AABF yöneticileri 2022 yılında Avusturya Devleti’nin taleplerini kabul ettiğini bildirmesinin ardından kutlama mesajları yayınlamıştı. AABF Başkanı Özgür Turak, “Yüzyıllardır kendisine İslam maskesi takmış olan bir inancın ya da toplumun, o maskeyi yüzünden çıkarıncaya kadar belli ölçekte aydınlanması, onun da gerekli ortamlarda zamanında aktarılması gerekiyor... Aleviliğin içindeki Ali kültünün ne olduğunu, Ehlibeyt’in ne olduğunu, 12 İmamların ve diğer 7 ulu ozanın bunların hepsinin konuşulması lazım” demişti. AABF Onursal Başkanı Mehmet Ali Çankaya, “İslam kırıntılarından kurtulacak bir Alevi hareketinin öncülüğünü yaptığımızdan dolayı gururluyuz” ifadelerini kullanmıştı.

‘İSLAM’LA ALAKAMIZ YOK’

AABF yöneticilerine destek veren DEM Parti Alevi Masası Yöneticisi Turgut Öker de “AABF’nin tüzüğünde belirgin şekilde ‘Biz İslamcı bir çatı örgütü değiliz. Biz İslam değiliz. Bizim uzaktan yakından İslam’la teolojik anlamda da tarihsel anlamda da alakamız yok. Ama içimizde Aleviliğin bütün eğilimleri kendisini ifade edebilir.’ tanımlaması var. O anlamda bir ilk... 13 yıl boyunca tırsmadan, geri adım atmadan mücadele eden arkadaşları sizlerin de huzurunda bir kez daha kutluyorum. Avusturya’da özgün, bağımsız Aleviliği kabul ettirmek büyük bir başarıdır” cümlelerini kurmuştu.

ALEVİLERDEN TEPKİ

Avusturya Devleti’nin kararına ve AABF’nin çıkışlarına Alevi Vakıflar Federasyonu, Horasan Erenleri Dernekler Federasyonu, Karacaahmet Sultan Vakfı ve Şah Kulu Sultan Vakfı gibi önemli Alevi-Bektaşi kurumları tepki göstermişti. 30 Nisan 2022’de İstanbul’da 250’yi aşkın Alevi-Bektaşi oluşumu adına okunan ortak açıklamada şu ifadeler kullanıldı:

“Alevi inancımızı yüzyıllardan bu yana her türlü baskı, zulüm ve eziyetlere rağmen bugünlere taşıyan değerli mürşit, pir ve dedelerimiz bu tür girişimlere geçit vermeyecektir. Kaynağını Allah, Muhammed, Ali inancı ve Ehlibeyt sevgisinden alan Alevi İnancımız, dün olduğu gibi bugün de gerçek inanç önderlerimiz tarafından gelecek nesillere riyasız, önyargısız, hoşgörü ve insan sevgisi ile taşınacaktır. Alevi İslam anlayışı hiçbir kurumun, hiçbir partinin, hiçbir rejimin arka bahçesi ya da kullanımına sunulacak bir inanç değildir.”