İşaret fişeği atıldı! Erdoğan, Aydın Doğan'ı nasıl bitirecek?
Yurt Gazetesi yazarı Ayşenur Arslan hükümetin Doğan Grubu'nu hedef alan çıkışların perde arkasını sorguladığı yazısında çarpıcı iddialarda bulundu.
Başbakan Erdoğan'ın kızlarının 28 Şubat davasına müdahil olarak katılmak için başvurmasının bir işaret fişeği olduğunu yazan Arslan, hükümetin 28 Şubat darbesinin sivil ayağını yargılamak adına Doğan Grubu'nu hedef alacağını öne sürdü.
AKP AYDIN DOĞAN'I 28 ŞUBAT DAVASIYLA BİTİRECEK!
Geçtiğimiz gün Ergun Babahan'ın da köşesine taşıdığı iddiayı detayları ile yazan Ayşenur Arslan "Aydın Doğan'ın böyle açık biçimde hedefe oturtulduğu bir günde, Başbakan'ın iki kızı ‘28 Şubat'tan şikayetçi olacak... Ve bu rastlantı sayılacak… Öyle mi!.." dedi. "Erdoğan ve danışmanları / sözcüleri / müritleri için 28 Şubat, asıl olarak Aydın Doğan demek." diyen Arslan, Başbakan'ın Aydın Doğan'ı hiç bir zaman affetmediğini 28 Şubat davası üzerinden hesaplaşmak istediğini savundu.
İşte Arslan'ın yazısındaki ilgili bölüm:
Başbakan'ın kızları Esra ve Sümeyye, ‘28 Şubat Davası’na müdahil olmak için’ bir grup kadınla birlikte mahkemeye dilekçe vermişti.
Gerekçeleri şuydu: 28 Şubat'ta başlarını açmaları için baskı görmüşlerdi. O günleri unutamamışlardı ve şimdi ‘şikayetçi’ olarak davaya katılmak istiyorlardı.
İnsan hakları çerçevesinde son derece makul, anlamlı bir adım... Ama kusura bakmasınlar, hakikaten ZAMANLAMA MANİDAR!..
Esra Albayrak ve Sümeyye Erdoğan'ın dilekçesinin verildiği günkü medyaya şöyle bir göz atmak bile, bunu söylemek için yeterli.
PARALEL PLAN!
Sabah, yavrusu Takvim, Star, Yeni Şafak, Akşam, Türkiye... Yani, neredeyse tüm yandaş medya... Belli ki ‘bir merkezden talimatla’ (moda deyimle) PİŞTİ olmuşlardı! Hepsinde Aydın Doğan hedef alınmıştı. Başlıklar genellikle Erdoğan'ın sözlerine, “BİZİ KASETLE TESLİM ALAMAZSINIZ” çıkışına dayanıyordu.
Kasetten kasıt; malum, Fethullah Gülen'in bir konuşmasında, Aydın Doğan'ın kendisinden ve damadından sitayişle söz etmesiydi. O konuşma; paralel planı, yani Gülen ile Aydın Doğan arasındaki ‘ilişkiyi’ ortaya çıkarmıştı.
Takvim Gazetesi ise, abilerinin ne demek istediğine tercüman olur gibi, aynı haberi ‘DOĞAN GÖRÜNÜMLÜ İMAM’ gibi, fevkalade düzeyli bir biçimde manşetine taşımıştı!
SIRA SİVİL KANATTA!
Aydın Doğan'ın böyle açık biçimde hedefe oturtulduğu bir günde, Başbakan'ın iki kızı ‘28 Şubat'tan şikayetçi olacak... Ve bu rastlantı sayılacak… Öyle mi!..
“28 Şubat'la ilgili olarak, rektörlere ve askere hesap soruluyor ama, sürecin SİVİL KANADINA DOKUNULMUYOR” dendiğini hatırlıyor olmalısınız. İşte o SİVİL KANAT'tan maksat; 28 ŞUBAT MEDYASI idi. Konu her gündeme geldiğinde de, başta Aydın Doğan olmak üzere, Doğan Grubu'nun bilumum isimleri sökün ederdi.
Çok açık... Erdoğan ve danışmanları / sözcüleri / müritleri için 28 Şubat, asıl olarak Aydın Doğan demek.
Artık memleketçe çok yakından tanıdığımız Erdoğan'ın, Hürriyet'teki ‘MUHTAR BİLE OLAMAZ’ manşetini unutması... Affetmesi... Geride bırakması... Söz konusu olamaz! Ancak, meselenin kişisel bir öfke ve kindarlıktan ibaret olmadığına eminim. Çünkü zamanlama da önemli. Ve manidar!
AKP AYDIN DOĞAN'I 28 ŞUBAT DAVASIYLA BİTİRECEK!
Geçtiğimiz gün Ergun Babahan'ın da köşesine taşıdığı iddiayı detayları ile yazan Ayşenur Arslan "Aydın Doğan'ın böyle açık biçimde hedefe oturtulduğu bir günde, Başbakan'ın iki kızı ‘28 Şubat'tan şikayetçi olacak... Ve bu rastlantı sayılacak… Öyle mi!.." dedi. "Erdoğan ve danışmanları / sözcüleri / müritleri için 28 Şubat, asıl olarak Aydın Doğan demek." diyen Arslan, Başbakan'ın Aydın Doğan'ı hiç bir zaman affetmediğini 28 Şubat davası üzerinden hesaplaşmak istediğini savundu.
İşte Arslan'ın yazısındaki ilgili bölüm:
Başbakan'ın kızları Esra ve Sümeyye, ‘28 Şubat Davası’na müdahil olmak için’ bir grup kadınla birlikte mahkemeye dilekçe vermişti.
Gerekçeleri şuydu: 28 Şubat'ta başlarını açmaları için baskı görmüşlerdi. O günleri unutamamışlardı ve şimdi ‘şikayetçi’ olarak davaya katılmak istiyorlardı.
İnsan hakları çerçevesinde son derece makul, anlamlı bir adım... Ama kusura bakmasınlar, hakikaten ZAMANLAMA MANİDAR!..
Esra Albayrak ve Sümeyye Erdoğan'ın dilekçesinin verildiği günkü medyaya şöyle bir göz atmak bile, bunu söylemek için yeterli.
PARALEL PLAN!
Sabah, yavrusu Takvim, Star, Yeni Şafak, Akşam, Türkiye... Yani, neredeyse tüm yandaş medya... Belli ki ‘bir merkezden talimatla’ (moda deyimle) PİŞTİ olmuşlardı! Hepsinde Aydın Doğan hedef alınmıştı. Başlıklar genellikle Erdoğan'ın sözlerine, “BİZİ KASETLE TESLİM ALAMAZSINIZ” çıkışına dayanıyordu.
Kasetten kasıt; malum, Fethullah Gülen'in bir konuşmasında, Aydın Doğan'ın kendisinden ve damadından sitayişle söz etmesiydi. O konuşma; paralel planı, yani Gülen ile Aydın Doğan arasındaki ‘ilişkiyi’ ortaya çıkarmıştı.
Takvim Gazetesi ise, abilerinin ne demek istediğine tercüman olur gibi, aynı haberi ‘DOĞAN GÖRÜNÜMLÜ İMAM’ gibi, fevkalade düzeyli bir biçimde manşetine taşımıştı!
SIRA SİVİL KANATTA!
Aydın Doğan'ın böyle açık biçimde hedefe oturtulduğu bir günde, Başbakan'ın iki kızı ‘28 Şubat'tan şikayetçi olacak... Ve bu rastlantı sayılacak… Öyle mi!..
“28 Şubat'la ilgili olarak, rektörlere ve askere hesap soruluyor ama, sürecin SİVİL KANADINA DOKUNULMUYOR” dendiğini hatırlıyor olmalısınız. İşte o SİVİL KANAT'tan maksat; 28 ŞUBAT MEDYASI idi. Konu her gündeme geldiğinde de, başta Aydın Doğan olmak üzere, Doğan Grubu'nun bilumum isimleri sökün ederdi.
Çok açık... Erdoğan ve danışmanları / sözcüleri / müritleri için 28 Şubat, asıl olarak Aydın Doğan demek.
Artık memleketçe çok yakından tanıdığımız Erdoğan'ın, Hürriyet'teki ‘MUHTAR BİLE OLAMAZ’ manşetini unutması... Affetmesi... Geride bırakması... Söz konusu olamaz! Ancak, meselenin kişisel bir öfke ve kindarlıktan ibaret olmadığına eminim. Çünkü zamanlama da önemli. Ve manidar!