İPEK TUZCUOĞLU: AKILLI KADIN ALDATILMAZ!!!

İpek Tuzcuoğlu, "Sevgilimle evli bir kadın gibi yaşarım sadakat ve sevgi anlamında, erkeğe laf getirmemek için" diyor.

"Asmalı Konak"taki "Dicle" rolüyle hafızalara kazınan İpek Tuzcuoğlu, önümüzdeki günlerde "Hacı" dizisiyle yeniden ekranlara dönecek.

Hacı dizisinin ekibine yeni katıldın. Bu sezon Show TV'de olacaksın. Ama "Asmalı Konak"tan sonra sanırım istediğin ritimde bir oyunculuk hayatın olmadı...

Hep 'Asmalı Konak" gibi bir iş aradım çünkü. En büyük hatam bu oldu. O dönem çok iyi olan işlere bile " Yok, bu rol değil" dedim. Bu seçicilik, yanılgı getirdi tabii bana. Doğru kararlar veremedim o dönem. "Köpek" dizisi için söylüyorum. Öyküyü doğru kurgulayamadılar. Ondan sonra "Nehir" diye bir dizi yaptım, çok profesyonelce ve acımasız düşünüp. Madem beni bu kadar istiyorlar, sadece adımı satayım dedim. Bu da yanlıştı. Üzüldüm tabii o dönem. Hep beklenti içindeydim "îşte bu proje" demek için.

Hacı o proje mi?
"Hacı" çok doğru bir iş. Ama hayalimdeki proje değil tabii. Daha yazılmadı öyle bir proje çünkü. "Hacı'yı geçen kış Show TV'de izlemiştim ama teklif gelince tekrar baştan izledim ve çok etkilendim. Ve bir baktım ki müthiş bir oyuncu kadrosu var. Dizi sektöründe bu çok olan bir iş değildir. Hikaye çok güçlü. Bir şey söylüyor seyirciye. 11 Eylül'de başlıyor. Ben "Hacı'nın durumuna çok üzüldüm seyrederken. Tuncer Abi de (Kurtiz) müthiş oynuyor. Böyle çok aile var çünkü.

Nasıl bir karakteri oynacaksın bu sefer?
Hacı'nın gelini Şeyda... Oğlu Ersin'in karısı. Dolunay (Soysert) oynuyordu bu rolü. Dolunay ayrılmış. Nedenini hiç bilmiyorum.

Ne kadar oldu seni bir dizide izlemeyeli?
Dokuz aydır çalışmıyordum, bana daha uzun olmuş gibi geliyor Çünkü çalışmayı çok seven biriyim. Ama ya hatalı bir seçim yaptım ya da "Asmalı Konak"tan sonra çok sevdiğim bir proje bir türlü çıkmadı. Durdurdum kendimi ben de. Çünkü çok sabırsızım. Aslında ütopik bir dünya kurdum kendime işle ilgili, bir türlü çok sevdiğim, tamamıyla beğendiğim bir iş olmuyor bu yüzden. Çok da fazla para kaybettim bunun için.

Özel hayatınla ilgili haberler, resimler seni öfkelendiriyor ya da canını sıkıyor mu?
Sıkıyor tabii. Ama şikayetim ünlü olmak değil. Ünlü olmak kadar güzel bir şey olamaz bu dünyada. Mehmet Öz de bu duyguyu yaşıyor, bir gazeteci de bu duyguyu yaşıyor, Hakan Şükür de yaşıyor. İlla sanatçı olmana gerek yok bunun için. Yaptığın işle sevilip bilinmek müthiş. O yüzden magazinden kaçmam ama bikinili resimlerim beni üzdü. Çünkü Türk toplumunda hiçbir erkek birlikte olduğu kadını öyle görmek istemez. Basındaki haberler gerçekten çok yanlış ve yanıltıcı oluyor. Canlı yayında çıkıp kendimi ifade etmeyi tercih ederim. Gerçi ben çok sesiz biriyim, çok konuşan bir kadın değilim, çocukken de böyleydim. O yüzden canlı yayınlarda çıkıp konuşmama en çok annem babam şaşırıyor. Ben o anlarda, kameralar önünde kendim gibi olabiliyorum ama resimler çok aldatıcı oluyor. Bir ön yargı oluşuyor çevrende. Tanıdıktan sonra birçok insan özür diler benden, daha önce hakkımda düşündükleri için. Çünkü bizim sektörde o kadar çok sahte melek var ki, seyircinin gözlerini boyuyorlar kanat çırpışlanyla. Benim buna ihtiyacım yok

Diğer insanlar seni nasıl bilsin, hakkında ne konuşsunlar istersin?
"İyi insan" desinler. Benim bütün derdim kendimle, kendi bütünümü tamamlamak ve bunun için uğraşmak istiyorum. Ün kibir yaratıyor, ben kibir yerine prensip ve saygı olması gerektiğini düşünüyorum. İnsana değer vermek çok önemli. Bu, kendini eğitmenle ilgili. Ne zaman kendini koşturacaksın, ne