İNTERNETTEN NASIL EVLENİLİYOR?..SİTELERE ÜYELİK NASIL OLUYOR,KAÇA PATLIYOR?..TEKLİFLERİN 'CİDDİYETİNE' NASIL KANİ OLUYOR?..İŞTE 'ALLAH'IN İZNİ PEYGAMBERİN KAVLİYLE' TIKLANAN SİTELER!..
Bu yazı, "Bakın evlilik siteleri ne kadar eğlenceli! Hele bir de İslami´sini bulduysanız, tadından yenmez. Hadi siz de birine üye olup, hayat arkadaşınızı bulun!" yazısı değildir. Zinhar öyle anlaşılmaya!
Bu yazı,internet üzerinden evliliklerin nasıl yapıldığını merak, dehşet ve gülümsemeyle araştıran birinin tecrübe özetidir.Bu yazıyı yazan kişi,evlilik sitelerinden herhangi birini aşağılayıp yerden yere vurmayacağı gibi kesinlikle tavsiye de etmez, edemez.
Her şey, uzak bir arkadaşımın, dört yıl önce davullu zurnalı düğününe katılmamla başladı. Bu, epey sosyal olan, çevresi bir hayli geniş ve insan ilişkilerinde hiçbir sorun görünmeyen arkadaşımın düğünü, kalabalık ve coşkuluydu. Damat beyi tanımıyorduk. Yakın çevremizden değildi. Özel bir şirkette, çok büyük bir mevkide makam sahibiydi ve malı mülkü herkesin dilindeydi; biri spor olmak üzere üç arabası, İstanbul´daki iki daireden başka Muğla´daki yazlığı, yine büyük bir alışveriş mağazasında işlettiği `küçük´ şirketi... Damadın tek kusuru, vazgeçemediği bowling tutkusuydu ve bunun için eşini hafta sonları evde yalnız bırakmayı bile göze alabiliyordu. Arkadaşımız için çok üzülüyorduk, çok...
Aradan yıllar geçti. Arkadaşım mutluydu. Mesleğine, paraya ihtiyacı olduğundan falan değil, sevgisinden devam ediyordu. Anne olacağı günlere yakın zamanda işine gücüne ara verdi ve ev hanımlığını tattı. Kendisiyle eskisinden daha sık görüşmeye başladık(iki haftada bir). İkindi çaylarının birinde eski defterleri karıştırıyor, diğerinde ideallerimizi anlatıyor, bir başkasında Türkiye´den başlayıp dünyayı kurtarıyorduk.
İşte bu kolonya ve kısır kokulu ikindi buluşmalarının birinde öğrendim o `büyük´ gerçeği. Bizim kız, internetten evlenmişti. Hayır, yanlış oldu bu ifade. İnternetteki evlilik sitelerinden birine üye olmuş ve eşiyle burada tanışmıştı.
ORALARDA NELER OLUYOR?
Bu, evlilik teklifi almaktan yorulan ve (çok iyi hatırlıyorum) evlilik sitelerini yerden yere vuran arkadaşım neden, hangi aralıkta böyle bir siteye üye olmuştu, internetten evlilik konusundaki şüphelerini nasıl yok edebilmişti, siteye üyelik nasıl gerçekleşiyordu, kaç paraya üye olunuyordu, para yatırmak için neler yapmak gerekiyordu, gelen tekliflerin `ciddiyetine´ nasıl kani oluyor, nasıl cevaplar veriyordu, seviyesizliği nedeniyle hiç cevap vermediği veya arayıp küfretmek istediği olmuş muydu...
N´oluyordu oralarda! Bütün bunların cevaplarını bir anda öğenmek istediğimizden acele ediyorduk ancak vakit bir hayli ilerlemişti. Kocası işten eve dönmüştü ve işte karşımızdaydı: "Hoş geldiniz"
Acaba ona nasıl cevap vermeliydik? Bunca yıl gözümüzle gördüğümüz, kulağımızla işittiğimiz adam demin aniden `sanal´ bir karaktere dönüşmemiş miydi? Klavyeden başka sanal muhabbet nasıl olurdu? Fakat "Ne iyi ettiniz, akşam yemeğe kalacak mısınız..." gibi cümleler kuran bu adam, sanal olamazdı. Etiyle kanıyla adam gibi adamdı işte ve arkadaşımızın kocasıydı. "İşimiz çıktı bizim, manava gidecektik geciktik zaten.. " falan deyip çıktık evden. Şoktaydık. Sahi, insan neden internet sitesinden evlenmeye kalkardı ki? Fakat şokumuzu atlatabilecek bir "dedikodu ortamı" oluşturamayacak bir söz vermiştik bizim kıza; bu gerçeği kimseyle paylaşmayacaktık.
`ALLAH ADINA YEMİN ETMEK´ Mİ?!
"Gazetecilik dürtüsü" mü diyelim, "gazeteci merakı" mı... İlk elden bahsettiği siteyi açtım, gezindim. Farklı yaş gruplarından kızlar erkekler haklarında bilgi veriyor, "nasıl biriyle" evlenmek istediklerini anlatıyorlardı. Belki görmüşsünüzdür, internet üzerinden evlilik sitelerinin sayısı hiç de az değil. Bu sitenin diğerlerinden farkı, "İslami hassas
Her şey, uzak bir arkadaşımın, dört yıl önce davullu zurnalı düğününe katılmamla başladı. Bu, epey sosyal olan, çevresi bir hayli geniş ve insan ilişkilerinde hiçbir sorun görünmeyen arkadaşımın düğünü, kalabalık ve coşkuluydu. Damat beyi tanımıyorduk. Yakın çevremizden değildi. Özel bir şirkette, çok büyük bir mevkide makam sahibiydi ve malı mülkü herkesin dilindeydi; biri spor olmak üzere üç arabası, İstanbul´daki iki daireden başka Muğla´daki yazlığı, yine büyük bir alışveriş mağazasında işlettiği `küçük´ şirketi... Damadın tek kusuru, vazgeçemediği bowling tutkusuydu ve bunun için eşini hafta sonları evde yalnız bırakmayı bile göze alabiliyordu. Arkadaşımız için çok üzülüyorduk, çok...
Aradan yıllar geçti. Arkadaşım mutluydu. Mesleğine, paraya ihtiyacı olduğundan falan değil, sevgisinden devam ediyordu. Anne olacağı günlere yakın zamanda işine gücüne ara verdi ve ev hanımlığını tattı. Kendisiyle eskisinden daha sık görüşmeye başladık(iki haftada bir). İkindi çaylarının birinde eski defterleri karıştırıyor, diğerinde ideallerimizi anlatıyor, bir başkasında Türkiye´den başlayıp dünyayı kurtarıyorduk.
İşte bu kolonya ve kısır kokulu ikindi buluşmalarının birinde öğrendim o `büyük´ gerçeği. Bizim kız, internetten evlenmişti. Hayır, yanlış oldu bu ifade. İnternetteki evlilik sitelerinden birine üye olmuş ve eşiyle burada tanışmıştı.
ORALARDA NELER OLUYOR?
Bu, evlilik teklifi almaktan yorulan ve (çok iyi hatırlıyorum) evlilik sitelerini yerden yere vuran arkadaşım neden, hangi aralıkta böyle bir siteye üye olmuştu, internetten evlilik konusundaki şüphelerini nasıl yok edebilmişti, siteye üyelik nasıl gerçekleşiyordu, kaç paraya üye olunuyordu, para yatırmak için neler yapmak gerekiyordu, gelen tekliflerin `ciddiyetine´ nasıl kani oluyor, nasıl cevaplar veriyordu, seviyesizliği nedeniyle hiç cevap vermediği veya arayıp küfretmek istediği olmuş muydu...
N´oluyordu oralarda! Bütün bunların cevaplarını bir anda öğenmek istediğimizden acele ediyorduk ancak vakit bir hayli ilerlemişti. Kocası işten eve dönmüştü ve işte karşımızdaydı: "Hoş geldiniz"
Acaba ona nasıl cevap vermeliydik? Bunca yıl gözümüzle gördüğümüz, kulağımızla işittiğimiz adam demin aniden `sanal´ bir karaktere dönüşmemiş miydi? Klavyeden başka sanal muhabbet nasıl olurdu? Fakat "Ne iyi ettiniz, akşam yemeğe kalacak mısınız..." gibi cümleler kuran bu adam, sanal olamazdı. Etiyle kanıyla adam gibi adamdı işte ve arkadaşımızın kocasıydı. "İşimiz çıktı bizim, manava gidecektik geciktik zaten.. " falan deyip çıktık evden. Şoktaydık. Sahi, insan neden internet sitesinden evlenmeye kalkardı ki? Fakat şokumuzu atlatabilecek bir "dedikodu ortamı" oluşturamayacak bir söz vermiştik bizim kıza; bu gerçeği kimseyle paylaşmayacaktık.
`ALLAH ADINA YEMİN ETMEK´ Mİ?!
"Gazetecilik dürtüsü" mü diyelim, "gazeteci merakı" mı... İlk elden bahsettiği siteyi açtım, gezindim. Farklı yaş gruplarından kızlar erkekler haklarında bilgi veriyor, "nasıl biriyle" evlenmek istediklerini anlatıyorlardı. Belki görmüşsünüzdür, internet üzerinden evlilik sitelerinin sayısı hiç de az değil. Bu sitenin diğerlerinden farkı, "İslami hassas