İngiltere’deki “1 haftalığına Müslüman olma” belgeseline büyük tepki
İngiltere'de yayınlanmadan tartışmalara neden olan My Week as a Muslim, "Müslüman olarak geçirdiğim bir hafta" programı Pazartesi akşamı ilk kez seyirci karşısına çıktı.
Channel 4 televizyonunda yayınlanan programda, ana karakter olan Katie Freeman isimli kadın, Manchester kentinde Pakistanlı bir aile ile bir hafta geçiriyor.
BBC Türkçe’de yer alan habere göre, sağlık çalışanı olan Freeman, belgesel program için protez burun ve yüz boyası ile de “Pakistanlı bir kadına” benzetiliyor.
Yapımcılara göre, Müslümanlar’a karşı ön yargılı olan Katie Freeman’ın, bu kılık değiştirme yöntemi ile “İngiltere’de Müslüman olmanın ne demek olduğunu deneyimlemesi” sağlandı.
Program İngiltere’deki gazetelerin televizyon eleştirmenlerinin birçoğu tarafındansa beğenilmedi.
‘Bu kadar güçsüz ve basit bir önermeye kadar düştük mü?’
Guardian gazetesinin televizyon yazarı Rebecca Nicholson, belgeseli, “tüm iyi niyetli çabasına karşın gülünç bir konsept” olarak tanımladı ve şunları yazdı:
“Gerçekten İngiltere’deki ırkçılık sorununu anlamak için bu kadar güçsüz ve basit bir önermeye kadar düştük mü ?
“Bu programa göre, ırkçılığın utanç verici bir şey olduğunu anlamamız için, “kahverengi” suratlı beyaz birinin, bir barın önünden geçerken sözlü saldırıya uğramasını izlememiz gerekiyor.
“Neden Saima’nın (Pakistanlı ailedeki anne karakteri) tecrübelerini dinlememiz yeterli değil.
“Neden izleyicinin sonuca varabilmesi için, ancak Katie’nin gözünden yaşananları izlemesi gerektiğini düşünüyoruz?
“Katie, program sonunda, kendisi ve izleyicinin anlaması için “bundan başka yol yoktu” diyor. Eğer gerçekten böyleyse daha gitmemiz gereken çok, çok yol var.”
‘Mrs Doubtfire filmine benziyor’
The Times gazetesinin televizyon yazarı Carol Midgley de programı eleştiren bir yazı kaleme aldı ve şunları belirtti:
“Eğer Cheshire’dan bir kadın alıp, yüz boyası ve protez burunla ona kılık değiştirtip, İslam karşıtlığının anlaşılması niyetiyle bir belgesel yapıyorsanız önce şu net soruya yanıt vermelisiniz: Gerçekten Müslüman olan bir kadına bu soruları neden sormadınız?”
Midgley, yapımcıların düşüncesinin iyi olmasına karşın kılık değiştirme nedeniyle programın amacından saparak, “Mrs Doubtfire” filmine benzediğini de yazısına ekledi.
Independent gazetesinin televizyon eleştirmeni Daisy Wyatt ise programın kılık değiştirme üzerinden değerlendirildiğini ancak asıl olanın “Katie’nin kendi iç dünyasındaki İslam karşıtlığı ile mücadelesi” olduğunu yazarak belgeseli “şaşırtıcı derecede iyi” olarak tanımladı.
Sosyal medyada farklı tepkiler
Programı beğenen kullanıcılardan biri, #myweekasamuslim etiketi ile başlatılan tartışmaya, “Katie ve Saima’nın sonunda yalnızca kadın olarak iletişim kurmasını görmek çok iyiydi” paylaşımı ile katıldı.
Bir başka kullanıcı ise, “Müslümanlık bir ırk değildir. Neden bu kadının suratını boyamasını istediniz” diye yazdı.
İngiliz Müslüman Konseyi’nden programın yayını öncesi BBC’ye yapılan açıklamada, eğer kendilerine danışılsaydı “kahverengi suratı” tavsiye etmeyecekleri ifade edilerek “yaşanan derin kırgınlığın anlaşılır olduğunu” belirtti.
Belgesel yapımcısı Fozia Khan, Guardian gazetesine yazdığı yazıda, “projenin insanları kurmayı değil eğitmeyi amaçladığını” belirtmişti.
BBC Türkçe’de yer alan habere göre, sağlık çalışanı olan Freeman, belgesel program için protez burun ve yüz boyası ile de “Pakistanlı bir kadına” benzetiliyor.
Yapımcılara göre, Müslümanlar’a karşı ön yargılı olan Katie Freeman’ın, bu kılık değiştirme yöntemi ile “İngiltere’de Müslüman olmanın ne demek olduğunu deneyimlemesi” sağlandı.
Program İngiltere’deki gazetelerin televizyon eleştirmenlerinin birçoğu tarafındansa beğenilmedi.
‘Bu kadar güçsüz ve basit bir önermeye kadar düştük mü?’
Guardian gazetesinin televizyon yazarı Rebecca Nicholson, belgeseli, “tüm iyi niyetli çabasına karşın gülünç bir konsept” olarak tanımladı ve şunları yazdı:
“Gerçekten İngiltere’deki ırkçılık sorununu anlamak için bu kadar güçsüz ve basit bir önermeye kadar düştük mü ?
“Bu programa göre, ırkçılığın utanç verici bir şey olduğunu anlamamız için, “kahverengi” suratlı beyaz birinin, bir barın önünden geçerken sözlü saldırıya uğramasını izlememiz gerekiyor.
“Neden Saima’nın (Pakistanlı ailedeki anne karakteri) tecrübelerini dinlememiz yeterli değil.
“Neden izleyicinin sonuca varabilmesi için, ancak Katie’nin gözünden yaşananları izlemesi gerektiğini düşünüyoruz?
“Katie, program sonunda, kendisi ve izleyicinin anlaması için “bundan başka yol yoktu” diyor. Eğer gerçekten böyleyse daha gitmemiz gereken çok, çok yol var.”
‘Mrs Doubtfire filmine benziyor’
The Times gazetesinin televizyon yazarı Carol Midgley de programı eleştiren bir yazı kaleme aldı ve şunları belirtti:
“Eğer Cheshire’dan bir kadın alıp, yüz boyası ve protez burunla ona kılık değiştirtip, İslam karşıtlığının anlaşılması niyetiyle bir belgesel yapıyorsanız önce şu net soruya yanıt vermelisiniz: Gerçekten Müslüman olan bir kadına bu soruları neden sormadınız?”
Midgley, yapımcıların düşüncesinin iyi olmasına karşın kılık değiştirme nedeniyle programın amacından saparak, “Mrs Doubtfire” filmine benzediğini de yazısına ekledi.
Independent gazetesinin televizyon eleştirmeni Daisy Wyatt ise programın kılık değiştirme üzerinden değerlendirildiğini ancak asıl olanın “Katie’nin kendi iç dünyasındaki İslam karşıtlığı ile mücadelesi” olduğunu yazarak belgeseli “şaşırtıcı derecede iyi” olarak tanımladı.
Sosyal medyada farklı tepkiler
Programı beğenen kullanıcılardan biri, #myweekasamuslim etiketi ile başlatılan tartışmaya, “Katie ve Saima’nın sonunda yalnızca kadın olarak iletişim kurmasını görmek çok iyiydi” paylaşımı ile katıldı.
Bir başka kullanıcı ise, “Müslümanlık bir ırk değildir. Neden bu kadının suratını boyamasını istediniz” diye yazdı.
İngiliz Müslüman Konseyi’nden programın yayını öncesi BBC’ye yapılan açıklamada, eğer kendilerine danışılsaydı “kahverengi suratı” tavsiye etmeyecekleri ifade edilerek “yaşanan derin kırgınlığın anlaşılır olduğunu” belirtti.
Belgesel yapımcısı Fozia Khan, Guardian gazetesine yazdığı yazıda, “projenin insanları kurmayı değil eğitmeyi amaçladığını” belirtmişti.