''IMC EMEKÇİLERİNİN YANINDAYIZ!'' TGS'DEN IMC TV YÖNETİMİNE YANIT!
Kanal yönetmin dostane bir ortamda görüşüldüğünü açıklamasına Türkiye Gazeteciler Sendikası "dostane ortam işverenin haklı olduğunu göstermez" açıklaması ile yanıt verdi.
İşte yapılan o açıklama...
IMC Televizyonu’nda çalışan 7 TGS Üyesinin işten çıkarılmasıyla ilgili olarak IMC Yönetim Kurulu tarafından 2 Mart 2013 tarihinde yapılan açıklamada, Sendikamız Yöneticileri ile “dostane bir ortamda yüz yüze gerçekleşen görüşmede konunun ayrıntıları ve nedenlerinin belgeleriyle birlikte paylaşıldığı” ifadesine yer verilmektedir.
Her şeyden önce bu görüşmenin “dostane bir ortamda” gerçekleşmesi, İşveren iddialarının haklı olduğu anlamına gelmemektedir. Bu “dostane” görüşmede, Sendikamız Yöneticileri de çalışanların haklı taleplerini İşverene iletmiş; 7 Üyemizin işten atılmasıyla sonuçlanan sürecin, işyerindeki birikmiş sorunların “bir üslup sorunu” yüzünden çözülememesinden ve çalışanların talep ve önerilerinin dikkate alınmamasından kaynaklandığını IMC yönetimine bildirmiştir.
IMC Televizyonu’nun farklı yayın çizgisi ve yönetim anlayışına sahip olduğunu gösterebilmesi ve Üyelerimize yönelik olumsuz tutumundan dolayı kamuoyunda tartışılır bir yayın kuruluşu olmaktan çıkabilmesi için ilk adım olarak, işten atılan 7 Üyemizin daha fazla geciktirilmeden işe dönüşlerini sağlayacak “B Planının” karara bağlanmasının en doğru yol olacağı da Sendikamız tarafından kendilerine önerilmiştir.
Ancak IMC Yönetim Kurulu 1 Mart 2013 tarihinde yaptığı toplantıda, Üyelerimizin iş akdi fesihlerinin bir daha revize edilmeyecek şekilde onaylanmasına karar vermiştir. Ayrıca işten atılan Üyelerimizi desteklemek amacıyla üretimden gelen güçlerini kullanan diğer IMC çalışanlarının da “uyarılacağı” belirtilmiştir. Bu karar, Sendikamız Yöneticilerine de telefonla iletilmiş ve Sendikamızdan beklentinin işten çıkarmaların “sendikal nedenlerle yapılmadığını açıklaması” olduğu ifade edilmiştir.
Hâlbuki işten atılan 7 Üyemizin arasında IMC çalışanları tarafından belirlenmiş “temsilciler” olması, işyerindeki sendikalaşma çalışmaları sırasında İşveren temsilcilerinin aleyhte tutum ve açıklamaları dikkate alındığında, bu sürecin Sendikamız Üyelerinin tasfiyesine yönelik bir adım olduğu görülebilmektedir.
Bazı İşveren Temsilcilerinin, “Bu kanala sendika giremez, hele bir temsilcileri ortaya çıksın onları temizleyerek sorunu çözeriz” dediği tüm IMC çalışanları tarafından bilinmektedir.
Buna rağmen, IMC Yönetim Kurulu tarafından yapılan açıklamada, “Kanalımızın, çalışanların sendikal örgütlenme hakkına en küçük bir engelleme içinde olmadığını, olmayacağını ve bu hakkın somut kullanımına da kesinlikle saygılı olduğunu ve olacağını en üst düzeyde kendilerine ifade ettik” sözlerinin hayat bulabilmesi, ancak IMC Yönetiminin bundan sonraki uygulamalarıyla mümkün olabilecektir. Fakat IMC Yönetimi, daha ilk aşamada, iş akdi fesihlerini onaylamak suretiyle, Sendikamızın önerilerini dikkate almadıklarını göstermişlerdir.
Öte yandan, Üyelerimizin, IMC’deki gelişmeleri özetleyen ve çalıştıkları kuruma zarar vermemek adına son derece dikkatli ifadelerle kaleme aldıkları 25 Şubat 2013 tarihli açıklamaya rağmen, IMC Yönetim Kurulu tarafından 2 Mart 2013 tarihinde yapılan ikinci açıklama başka yönleriyle de yanıtlanmaya muhtaçtır.
Ancak, Üyelerimizin, IMC’nin ve yayın hayatı boyunca ortaya koyduğu değerlerin önemine ilişkin olarak yaptıkları 25 Şubat tarihli açıklamalarında yer alan, “Biz IMC TV çalışanlarıyız. Bu metnin ilk cümlesinin bu olmasının sebebi şu; biz bununla gurur duyuyoruz. Bu bir ayrıcalık, bu, ilkesel duruşun önemli bir parçası” tespitlerini hatırlatmakla yetiniyoruz ve Üyelerimizin bu açıklamasındaki uyarıyı tekrarlamak istiyoruz:
“Kanal yönetimi IMC TV’yi hak etmediği bir sona hazırlıyor. Hazırlarken, burayı var eden değerler aşınıyor. Bir yapıyı ayakta tutan ilkeler çatırdamaya başlıyor. Arkadaşlarımızın ve bizlerin asıl kaybı, işsiz kalmak bir yana, inandığımız ve inandırıldığımız değerlere sahip olunamaması.”
Sendikamız, her zaman Üyelerimizin yanında yer alacağını, işten atılan Üyelerimizin durumuyla ilgili olarak ise yine Üyelerimizin vereceği karara göre hareket edileceğini IMC Yönetimine bildirmiştir.
Şunu belirtmek isteriz ki, yaşanan bu süreç, Sendikamız ve Üyelerimiz için olduğu kadar IMC TV için de bir sınav niteliğindedir. Umuyoruz ki tıpkı bizler gibi IMC TV Yönetimi de ortaya koyduğu değerlere sahip çıkacaktır.
Bu süreçten başarıyla çıkabilmek ve işyeri barışını sağlayabilmek amacıyla tüm Üyelerimizi, basın emekçilerini, sendikaları, sivil toplum örgütlerini ve tüm emek dostlarını IMC çalışanlarıyla dayanışma içinde olmaya; işten atılan Üyelerimizle birlikte 6 Mart Çarşamba günü saat 14.00’te IMC Televizyonu önünde yapılacak basın açıklamasına katılmaya çağırıyoruz.
Saygılarımızla.
TÜRKİYE GAZETECİLER SENDİKASI
IMC Televizyonu’nda çalışan 7 TGS Üyesinin işten çıkarılmasıyla ilgili olarak IMC Yönetim Kurulu tarafından 2 Mart 2013 tarihinde yapılan açıklamada, Sendikamız Yöneticileri ile “dostane bir ortamda yüz yüze gerçekleşen görüşmede konunun ayrıntıları ve nedenlerinin belgeleriyle birlikte paylaşıldığı” ifadesine yer verilmektedir.
Her şeyden önce bu görüşmenin “dostane bir ortamda” gerçekleşmesi, İşveren iddialarının haklı olduğu anlamına gelmemektedir. Bu “dostane” görüşmede, Sendikamız Yöneticileri de çalışanların haklı taleplerini İşverene iletmiş; 7 Üyemizin işten atılmasıyla sonuçlanan sürecin, işyerindeki birikmiş sorunların “bir üslup sorunu” yüzünden çözülememesinden ve çalışanların talep ve önerilerinin dikkate alınmamasından kaynaklandığını IMC yönetimine bildirmiştir.
IMC Televizyonu’nun farklı yayın çizgisi ve yönetim anlayışına sahip olduğunu gösterebilmesi ve Üyelerimize yönelik olumsuz tutumundan dolayı kamuoyunda tartışılır bir yayın kuruluşu olmaktan çıkabilmesi için ilk adım olarak, işten atılan 7 Üyemizin daha fazla geciktirilmeden işe dönüşlerini sağlayacak “B Planının” karara bağlanmasının en doğru yol olacağı da Sendikamız tarafından kendilerine önerilmiştir.
Ancak IMC Yönetim Kurulu 1 Mart 2013 tarihinde yaptığı toplantıda, Üyelerimizin iş akdi fesihlerinin bir daha revize edilmeyecek şekilde onaylanmasına karar vermiştir. Ayrıca işten atılan Üyelerimizi desteklemek amacıyla üretimden gelen güçlerini kullanan diğer IMC çalışanlarının da “uyarılacağı” belirtilmiştir. Bu karar, Sendikamız Yöneticilerine de telefonla iletilmiş ve Sendikamızdan beklentinin işten çıkarmaların “sendikal nedenlerle yapılmadığını açıklaması” olduğu ifade edilmiştir.
Hâlbuki işten atılan 7 Üyemizin arasında IMC çalışanları tarafından belirlenmiş “temsilciler” olması, işyerindeki sendikalaşma çalışmaları sırasında İşveren temsilcilerinin aleyhte tutum ve açıklamaları dikkate alındığında, bu sürecin Sendikamız Üyelerinin tasfiyesine yönelik bir adım olduğu görülebilmektedir.
Bazı İşveren Temsilcilerinin, “Bu kanala sendika giremez, hele bir temsilcileri ortaya çıksın onları temizleyerek sorunu çözeriz” dediği tüm IMC çalışanları tarafından bilinmektedir.
Buna rağmen, IMC Yönetim Kurulu tarafından yapılan açıklamada, “Kanalımızın, çalışanların sendikal örgütlenme hakkına en küçük bir engelleme içinde olmadığını, olmayacağını ve bu hakkın somut kullanımına da kesinlikle saygılı olduğunu ve olacağını en üst düzeyde kendilerine ifade ettik” sözlerinin hayat bulabilmesi, ancak IMC Yönetiminin bundan sonraki uygulamalarıyla mümkün olabilecektir. Fakat IMC Yönetimi, daha ilk aşamada, iş akdi fesihlerini onaylamak suretiyle, Sendikamızın önerilerini dikkate almadıklarını göstermişlerdir.
Öte yandan, Üyelerimizin, IMC’deki gelişmeleri özetleyen ve çalıştıkları kuruma zarar vermemek adına son derece dikkatli ifadelerle kaleme aldıkları 25 Şubat 2013 tarihli açıklamaya rağmen, IMC Yönetim Kurulu tarafından 2 Mart 2013 tarihinde yapılan ikinci açıklama başka yönleriyle de yanıtlanmaya muhtaçtır.
Ancak, Üyelerimizin, IMC’nin ve yayın hayatı boyunca ortaya koyduğu değerlerin önemine ilişkin olarak yaptıkları 25 Şubat tarihli açıklamalarında yer alan, “Biz IMC TV çalışanlarıyız. Bu metnin ilk cümlesinin bu olmasının sebebi şu; biz bununla gurur duyuyoruz. Bu bir ayrıcalık, bu, ilkesel duruşun önemli bir parçası” tespitlerini hatırlatmakla yetiniyoruz ve Üyelerimizin bu açıklamasındaki uyarıyı tekrarlamak istiyoruz:
“Kanal yönetimi IMC TV’yi hak etmediği bir sona hazırlıyor. Hazırlarken, burayı var eden değerler aşınıyor. Bir yapıyı ayakta tutan ilkeler çatırdamaya başlıyor. Arkadaşlarımızın ve bizlerin asıl kaybı, işsiz kalmak bir yana, inandığımız ve inandırıldığımız değerlere sahip olunamaması.”
Sendikamız, her zaman Üyelerimizin yanında yer alacağını, işten atılan Üyelerimizin durumuyla ilgili olarak ise yine Üyelerimizin vereceği karara göre hareket edileceğini IMC Yönetimine bildirmiştir.
Şunu belirtmek isteriz ki, yaşanan bu süreç, Sendikamız ve Üyelerimiz için olduğu kadar IMC TV için de bir sınav niteliğindedir. Umuyoruz ki tıpkı bizler gibi IMC TV Yönetimi de ortaya koyduğu değerlere sahip çıkacaktır.
Bu süreçten başarıyla çıkabilmek ve işyeri barışını sağlayabilmek amacıyla tüm Üyelerimizi, basın emekçilerini, sendikaları, sivil toplum örgütlerini ve tüm emek dostlarını IMC çalışanlarıyla dayanışma içinde olmaya; işten atılan Üyelerimizle birlikte 6 Mart Çarşamba günü saat 14.00’te IMC Televizyonu önünde yapılacak basın açıklamasına katılmaya çağırıyoruz.
Saygılarımızla.
TÜRKİYE GAZETECİLER SENDİKASI