Bilemiyorum, ben mi abarttım yoksa önümüze konulan ve medyanın günlerdir “Manifesto” dediği metin gerçekte “manifesto” değil mi anlayamadım. Çünkü bana kalırsa Ekrem İmamoğlu’nun kurdurduğu “iktidar için değişim” sitesinde yer alan metin “manifesto”dan başka her şeye benziyor. ( “Bildirge”, “deklarasyon” diyenlerde çıkmıştı.) Ne dediği belli ne demediği. Benim kafamdaki “manifesto” bunları çağrıştırmıyor. Ne diyeceğimde tereddüt bile ettim. Acaba kavrama yüklediğimiz anlamlar mı farklı?
İlkokul Yurttaşlık Bilgileri Seviyesinde!
Tamam, Karl Marks ve Friedrich Engels’in “Manifesto”su gibi hacimli bir çağrı beklemiyorum ama böylesi suyuna tirit, üstünkörü, “dostlar alışverişte görsün” türünde bir metinde ummuyordum doğrusu. Sanki “madem ilan ettik, ayıp olmasın, bir şeyler karalayalım bari” anlayışıyla alelacele yazılmış gibi. Hele o giriş paragrafı ne öyle? O ne uzun cümle? Okurken yoruldum.
Kimse kusura bakmasın ama bana bir vakitlerin ilkokul yurttaşlık bilgileri düzeyinde bir kompozisyon metni gibi geldi. ( “Siyasi Partiler demokrasinin asli bekçileridir” gibi klişe laflar) Ha, “biz zaten bu toplumsal seviyeye hitap etmek istedik” derseniz onu da anlarım. O zaman size hayatta başarılar!..
Bunu profesyonel, metin yazarı düzeyinde birileri yazmış ise daha da şaşırırım. Günlerdir bir cenahın merakla beklediği metin bu mu Allah aşkına? Eğer buna tonla para verildiyse ona da acırım. Bana getirseydiniz sevabına, onda birine yüz misli etkilisini yazardım!..
İddiasız Bir Metin!..
Ben mi beklentimi yüksek tutuyorum yoksa olabilecek en fazla bu mu? Açıkçası ben başka tür bir metin beklerdim. Üslup sallantıda. Hele de bir genel başkanlık yarışına girdiğiniz –açıklamasanız bile- her halinizden belli olan biri iseniz. İddiası daha gürül gürül, dişe dokunur, etli butlu, köşeli, ayrıntılı, hedefi vuran bir metin ortaya konulmalı değil mi? Kendinize sorun: bu metni okuyup da “değişim” için heyecanlanabilir misiniz? “Ben de destekleyeyim bari” der misiniz? Bu nasıl “ses getirici”lik? Bir sürü, boşa “laf salatası” yani!..
Burada ne CHP tarihine bakış, ne bugünkü dünyadaki yeri, nasıl bir liderliğin gerektiği, nelerin değişmesinin istendiği, örgüt anlayışı, etraflı bir bakış, vb yoktur. (Hatta “O gitsin, ben geleyim” düzeyinde bile yoktur.) Soyut bir seçmen ve muhalefet çağrısı vardır. Okuyup bitirdiğinizde “ne dedi bu şimdi?” duygusu uyandırıyor adeta. Söyleyeceklerini daha net, köşeli, ürkek olmadan söyleyen, radikal saptamalar ihtiva eden bir metin arıyorsunuz. Oysa ortada tatsız tuzsuz bir metin göze çarpıyor. Ajitasyonu sıfır!
O Nasıl Görsel Öyle?
Dedim “bu da ne”? Tarla ürünleri reklamı mı? Unlu mamuller tanıtımı mı? (Ramazanda fırınlarda dağıtılan “İmsakiyeler” için pek uygun olur meselâ!) Bisküvi reklamı için ön hazırlık mı? Doğa içinde tatil çağrısı mı? Nedir? Her şey olabilir ama bir parti veya muhalefetteki “değişim çağrısı” için görsel olamaz bence. Bu ne kolaycılık? İmaj düzeyiniz halen bu kadar mı? “Herşey çok güzel olacak” söyleminin uzantısı ya da “sana söz baharlar gelecek” saçmalığının yeni bir versiyonu mu? Bu ne ufuksuzluk? Vuruculuk nerede?..
Akılları sıra “Güneşli, mutlu gelecek günler” mi verilmek isteniyor yoksa hava tahmini mi? Burada CHP’yi, CHP’nin tarih içindeki liderlerini, Genel Başkanlarını imaje eden hiçbir şey yok. Parti logosu yok. Partiye yönelik çağrı yapıyorsun ama 6 ok yok. İlginç!..
Ben olsam, Atatürk, İsmet İnönü, Bülent Ecevit, Deniz Baykal, Hikmet Çetin, Altan Öymen hatta Kemal Kılıçdaroğlu’nu fotoğraflarıyla sıralar ve saygıyla anar, sonuncuyu siluet yapardım. Çok daha etkileyici olurdu?..
05. 07. 2023
NOT: Bunları söylüyorum diye kimse “İmamoğlu karşıtlığı” aramasın. Tam tersine hemşerilik bağımdan dolayı daha toleranslıyım bile diyebilirim. Ben İmamoğlu’na değil, bir metindeki temel mantığa ya da mantıksızlığa itiraz ediyorum. Arada böyle şeyleri “takıntı” yapıyorum işte. Misal: https://www.medyaradar.net/medyaradar-analistinden-chpye-tavsiye-avuc-patlatmayi-birak-secimi-nasil-kazanirima-bak-haberi-138562