İmamoğlu’nun alternatifi gene İmamoğlu! Spekülasyon mu gerçek mi?

Medyaradar siyaset analisti Atilla Akar, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun diploma tartışmasından dolayı başına bir şey gelirse öne sürülen Dilek İmamoğlu’nun adaylığı iddiasını ele aldı ve olması durumunda ne oluru tartıştı…

ATİLLA AKAR atilla.akar@medyaradar.com

Efendim; tv100 ekranlarında Cansu Canan Özgen ile Hayata Dair programına konuk olan gazeteci Nuray Başaran, çok konuşulacak bir iddiayı gündeme getirmiş. Ne derece gerçek bilmiyorum. Lakin enteresan bir iddia olduğu kesin. Hakikaten ciddi olarak düşünülmüş mü bilemem.

Spekülasyon mu Gerçek mi?..

Oldu da İmamoğlu’nun siyasi faaliyeti engellenirse – ki bazı işaretler var herhalde- alternatif olarak eşi Dilek İmamoğlu aday gösterilecekmiş. Tamamıyla spekülasyon ya da psikolojik savaş argümanı da olabilir bir “B Planı” gibi de. Anlayacağız. Şimdilik bir ihtimal olarak sonuçlarının neler olabileceğine bakalım…

Nitekim "Ben İmamoğlu'nun diplomasının yok hükmünde sayılacağını düşünüyorum." diyen Başaran, şöyle konuşmuş: “Tabii bunun hukuki aşamaları var. Vaktimiz olmadığı için konuşmuyorum. Ama burada bir kulis bilgilini paylaşmak istiyorum. Yani ben şaka gibi sandım ama ciddi düşünüldüğünü söylediler. Ekrem Bey'in diploması yok hükmünde sayılırsa eğer Dilek İmamoğlu'nun aday olacağını duydum. Çok da şaşırdım. Önümüzdeki günlerde bunu tartışıyor olacağız. Bununla ilgili toplantılar yapılmış, bana şaka gibi geldi ama yok ciddi bir şekilde tartışılıyormuş.”

Yeni Bir Başak Demirtaş Vakası mı?..

Siyasette bazen böyle şeyler olur. Birilerinin misyonunu başkaları üstlenmek zorunda kalabilirler. Bilhassa siyasal atmosferin sertleştiği, hukuki yaptırımlara maruz kalındığı zamanlar. Bunlar çoğu zaman “Emanetçi” yakın çalışma arkadaşları olabileceği gibi bazen de aileden yakınları olabilir. Bu yükü sırtlayan açısından da sırtlanılan açısından da aslında zor bir durum. Başkası için biçilmiş bir elbiseyi giymek gibi…

Nitekim yakın dönemde böylesi bir ihtimal Edirne Cezaevi’nde tutuklu bulunan eski HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş’ın eşi Başak Demirtaş için İBB başkanlığına adaylığı dolayısıyla gündeme gelmişti.

Ancak kısa süre sonra DEM Parti’nin kendi iç hesaplarından dolayı Başak Demirtaş “Adaylık kararından vazgeçtiğini” belirtecekti. Fakat bu olay siyasette eşlerin gerekirse sorumluluk yüklenebileceğini gösteriyordu. Olmadı, o başka!..

“Alternatif Plan” Tutar mı?..

Peki gerçekten böyle bir “Alternatif plan” varsa ve uygulama sahasına girerse tutar mı? Böylesi bir tercihin isabetli olup olmaması bir yana Ekrem İmamoğlu’na gösterilen sempati ve teveccüh eşine de gösterilir mi? Dilek İmamoğlu bu sürecin zorluklarını göğüsleyebilir mi? Dahası yarıştan başarı ile çıkabilir mi, vb ?..

Şimdi –kesinliği olmayan- varsayımlar üzerinden avantajları ve dezavantajları ile birlikte (İlk anda aklıma gelenler) biraz düşünelim…

  1. Öncelikle belirtelim ki Dilek Hanım iyi görünümlü, hoş, modern, eğitimli ve eşinin yanında yakışan, siyasete ısınmış bir hanımefendi. Bu açıdan çok sakil kaçmayabilir.
  2. Ayrıca dirayetli ve dik duruşlu bir kişiliği olduğu anlaşılıyor. Böyle bir misyonu yüklenebilir imajı veriyor. Kapasitesi müsait gibi.
  3. Ayrıca “Gadre uğramış” İmamoğlu’nun eşi olarak bir psikolojik avantajlı olacaktır.
  4. İlk defa bir “Kadın aday” olarak kadınların desteğini alabilir.
  5. Ancak bu durumun kendi içinde bazı handikapları olabilir.
  6. Öncelikle CHP’nin, CHP’li kitlenin, tüm muhalefetin onu ne kadar benimseyeceği, onaylayacağı meçhuldür. Aksi tepkilerde gelişebilir. CHP’de “İkinci İmamoğlu” istemeyenler çıkabilir.
  7. CHP içinden buna tepkiler oluşabilir. Başka adaylar sahaya inebilir. Mansur Yavaş açıktan adaylığını ilan edebilir. O zaman bütün dengeler değişir ve karışır.
  8. Bugüne kadar sağdan da ciddi oranda oy alabilen Ekrem İmamoğlu yerine sağdan oy kaybına uğrayabilir. Malum Dilek Hanım’ın İtalya seyahatindeki sokakta yürümesi ve şarkı söylemesi bile bu kesimce sorun edilmişti. Dilek İmamoğlu onlar için maalesef ki “Fazla modern”
  9. Bu misyonu hangi plana bağlı olarak yürüteceği de bir o kadar önemlidir. Şöyle ki süreçte –şayet kazanırsa- emaneti nasıl devredecektir?
  10. Seçimler erken mi yoksa geç mi olacaktır? Bu süre zarfında yıpranmalar oluşabilir. Bilhassa AK Parti cephesi büyük bir taarruza başlayabilir.
  11. Birlikte verecekleri imaj ne olacaktır? Ekrem İmamoğlu ne kadar geri durabilecektir? Geri duracak mıdır? Bir Tansu – Özer Çiller mi olacaklardır yoksa Evita – Juan Peron mu?
  12. Türk siyaseti o zaman nasıl bir rotaya girmiş bulunacaktır. Başkanlık sistemi ve parlamenter sistem arasındaki geçişte roller ne olacaktır?

Siyasette “Olmaz, olmaz” Ama!.. !..

Kısaca ilk anda “Parlak bir fikir” gibi gözüken bu durum pratikte bir dizi sorunla karşılaşabilir. Şayet olursa da Türk siyaseti açısından ilginç bir deneyim olacaktır. Gerçi ben bunun olacağına –şimdilik- pek ihtimal vermiyorum. (Siyasette ayrıca “Olmaz, olmaz” lara da inanırım. Şayet diploma onaylanmaz ise daha bir ciddiyet kazanabilir o başka) Daha ziyade aksi bir durumda alternatif çareler arasında konuşulmuş olabilir. Gerçi gelişmelere bağlı realize de olabilir o başka…

Öyle veya böyle, ister gerçek ister spekülatif, ister uygulanabilir ister uygulanamaz, vb olsun bunlar beni fazla ilgilendirmiyor. Beni ilgilendiren Türk siyasetinin bir diploma tartışmasına sıkışıp kalması ve muhtemel bir adayın geleceğinin buna bağlı görünmesi daha mühim. Sakillik burada…

Siyaset Diploma Tartışmasına Endekslenmiştir!..

Bana kalırsa burada acı ve tuhaf olan –her kim olursa olsun- normal rekabet koşullarının ortadan kalkıp, böylesi yollara sapılmasıdır. Önemli olan insanları bu tarz yollara, tercihlere, çarelere, vb saptırmaya mecbur bırakmayacak bir “Siyasal iklim” in oluşturulmasıdır diye zannediyorum.

Ben insanları bu tarz seçeneklere, dolambaçlı yollara mecbur bırakmanın başlı başına “Absürd” ve nahoş bir durum olduğunu düşünüyorum. Umarım bu iddia Türk siyasetinin ve seçim yarışının normal işlemesi için sırf bu yüzden boş çıkar. Çıkmazsa da seyreyle gümbürtüyü!..

25. 02. 2025

NOT 1: Ancak yeni gündeme gelen bir iddiaya göre gidişat sanki değişebilir gibi görünüyor. Millet Haber Ajansı Genel Yayın Yönetmeni Sinan Burhan tv100 canlı yayınında Erdoğan Aktaş'ın sunduğu Eşit Ağırlık programında İmamoğlu hakkında dikkat çeken açıklamalarda bulunmuş görünüyor. Buna göre YÖK’ün savcılığa gönderdiği yazıda İmamoğlu’nun diplomasında sorun olduğunu raporlamış bulunuyor. Şayet öyle ise –Ki, YÖK ya da savcılık bunu henüz resmen açıklamış değil ve içeriğini tam bilmiyoruz- bu noktada sıkıntı doğabilir. O zaman Dilek İmamoğlu iddiası daha bir gerçeklik kazanabilir belki.

NOT 2: Lütfen bu yazımı 13 Eyl 2024 tarihli Diploma”yı silah olarak kullanmaktan vazgeçsek! İmamoğlu’na önce istinaftaki dava şimdi de bu mu? başlıklı yazımla birlikte okuyunuz.

NOT 3: Bakalım bugün 11: 00'da olacağı söylenen diploma ile ilgili İmamoglu'nun basın toplantısından ne gibi bir izlenim çıkacak. Durumu birazda o etkileyecek gibi

Tüm yazılarını göster