İmamoğlu 'İşte kanıtı' diye paylaştı! "Soylu hakkında suç duyurusunda bulunacağız"

İçişleri Bakanlığı tarafından İBB'de yürütülen terör soruşturmasıyla ilgili olarak İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu açıklamalarda bulundu. İzmir Valiliği'nin yürüttüğü güvenlik soruşturması sonrasında İçişleri Bakanı Soylu'nun yetkisini kullandığını belirten İmamoğlu, "Buradan sormak istiyorum, hani yetkin yoktu? Bakan Soylu, neden 8 aydır görevini yerine getirmediğini açıklamalı. Bakan Soylu'nun görev ihmalini resmi bir belgeyle kanıtlamışızdır. Hakkında suç duyurusuna bulunacağız" dedi.

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, İBB'ye yönelik başlatılan terör soruşturması hakkında son dakika açıklaması yaptı. İmamoğlu'nun açıklamalarının satırbaşları şöyle:

"Sayın Bakan 'Yetkim yok' dedi. İzmir Valiliği, 14 Temmuz 2020'de bazı belediye çalışanlarının arşiv araştırmasında sorun buluyor. Valilikteki komisyon bu bilgiyi İçişleri Bakanı'na gönderiyor, Bakan olur veriyor. Bu karar 24 Ağustos'ta da belediyeye tebliğ ediliyor. Süreç tamamlanınca, İzmir Büyükşehir Belediyesi iştirak şirketleri, Bakan'ın 'Yetkimiz yok' dediği belediyede 15 işçi işten çıkarılıyor.

Yasaya göre işten çıkarma İçişleri Bakanı'nın 'oluru' ile oluyor dedik. Buradan sormak istiyorum; hani yetkiniz yoktu? Olmayan yetkinizi kullanıp 15 kişiyi işten çıkardınız? Şimdi Bakan Bey bir toplantı yapıp İBB için 8 ay boyunca bu yetkisini kullanmayıp görevini ihmal ettiğini açıklamalı. Siz bizim şirketler dahil tüm personelimizi hem savcılığa giden rapor da hem beyanınızda kamu görevlisi ilan ettiniz. Yani, yetkinizi kullanabilirdiniz. Bakan'ın görev ihmalini resmi bir belgeyle kanıtlamış durumdayız. Takipçisi olup, burada bırakmayacağız, hakkında suç duyurusunda bulunacağımızı duyuruyorum.

AK PARTİLİ BELEDİYELERE DE İŞTEN ÇIKARMA
Acaba İçişleri Bakanlığı, İstanbul'un AK Partili 6 ilçe belediyesinde terör iltisaklı çalışan mı bulmuştur? AK Partili belediye başkanları için de bana uyguladığınız hukuku uyguladınız mı? AK Partili belediye başkanları kusuruma bakmasın. Kabahat benim değil, Soylu Bakan'ın. Bizim açıklamamıza apar topar yanıt vermeye çalışan Bakan, üstüne tweet serisi attı.

Alelacele komisyon kurmuşuz. Pes diyecektim ama demiyorum. 'İBB'de komisyon yoktu' lafı yalan. Ben bütün hemşerilerimize bu tutarsızlıklarını, 10 dakika içinde çelişen ifadelerini sunmayı borç biliyorum.

Bildiğiniz gibi AYM, 28 Kasım 2019'dan 18 Nisan 2021'e kadar 17 ay boyunca Bakan'ın 'Yapmamışlar' dediği arşiv araştırması ve güvenlik soruşturmasını yasaklamıştı. Bunları talep etmenin yasak olduğu Bakan imzalı yazılarla kamuoyuna yansıdı. Buna rağmen Bakan, bazı kişilerin fotoğraf ve isimlerini yayınlayarak bu kişilerin terör örgütünden işe girdiğini iddia ediyor.

O İSİMLERİN SİCİLİ
Veyis Altıntaş, 19 Mart 2020'de işe girmiş. Adli kamu sicil kaydı yok. Ahmet Cırtlık 25 Eylül 2020'de işe girmiş adli kamu sicil kaydı yok. Nuri Çiçek 4 Aralık 2020'de işe girmiş, adli kamu sicil kaydı yok. İbrahim Doğan 26 Şubat 2021'de işe alınmış, adli sicili temiz. Bakan Abdulmelah Sevgin diye bir isimden bahsetti, ona göre teröristlerden birisi. Böyle bir çalışana rastlamadık. Özer Doğaner diye bir isim verdi, adli sicili temiz.

Sabıka kaydını kamu seçeneğinden almış bu insanları işe almışız. Belediyeler güvenlik ve istihbarat kuruluşları değildir. Ben sicillerini adli sicilden görebilirim, başka bir seçeneğim yok. Biz ne istihbarat notlarını bulabiliriz ne KYK'yı bilebiliriz. Bir hata varsa bu hatanın sebebi ben miyim, yoksa belgelerle görev ihmalini yaptığını kanıtladığımız Sayın Bakan mı?

Arşiv araştırması konusunda çok enteresan şeyler yaşadık. T.A. isimli iştirak şirketi çalışanımızın Mart 2020'de terör iltisaklısı olduğu belirtiliyordu. İşten çıkardık. Valiliğe bu kişi için arşiv araştırması sorduk. Kasım 2020'de 'Herhangi bir suç örgütüyle ilişiği bulunmamaktır' yazdı. 8 ay önce terörist dediğiniz için işten çıkardık, terörist çıkmadı. Tekrar işe almadık.

TERÖRİST DENİLEN ŞEHİT YAKINI
Şehit yakını olan itfaiye ekibimizin ailesi korku içinde. 'Evladımızın hayati tehlikesi var' diye ailesi aradı. Bir süre izin verdik. Muharrem Kılıç sınavları geçerek işe girmiş. Üstelik şehit kardeşi. Adli sicili kamu seçeneğinden seçmiş ve temiz çıkmış. Şehit yakını da terörist ilan edildi.

2 kere terör irtibatıyla yakaladığını iddian kişiye sen nasıl temiz kağıdı veriyorsun onu anlat. Şehit yakını itfaiye erimiz çalışmaya devam edecek, bu yalanları atanlar gidecek.

Bu adamların açıkları bitmiyor. 505 personelin işe girişinde sorun olduğunu vurguladı. Mevlüt Uysal ve Ali Yerlikaya döneminde alınanları deşifre edince sayı 484'e geriledi. Bu 21 kişi Uysal veya Yerlikaya döneminde alınan insanlar mıdır? Sonra sayı tekrar 505'e çıkıyor.

UYSAL VE YERLİKAYA DÖNEMİ
Arşiv araştırmasının serbest olduğu dönemde işe alınan 4 bin 116 kişiden 1800'ü için arşiv araştırması ve güvenlik soruşturması istenmemesini nereye koyacaksınız? Bazı sabıka kayıtlarının özel sektörden alındığı iddiasıyla ben hülleci oldum. 1400 kişinin sicili özelden yapılmış. Uysal döneminde işe alınan sabıka kayıtlarında silahlı terör örgütü üyeliği ve yöneticiliği yazan iki kişi de işe girmiş. 6 terör iltisaklısını işe alan Yerlikaya suçsuz, ben suçluyum.

Türkiye bu duruma tanık olacak. Uysal dönemini özellikle araştırdık.

28 Eylül 2017-31 Aralık 2018 döneminde Mevlüt Bey 30 bin kişiyi işe alıyor. 5608 kişiyi sabıka kaydı dahi almamışlar. 5870 kişinin de sicili özelden alınmış. İşe alınanlar arasında bombalı terör saldırısı gerçekleştiren dahil 5 terör suçlusu var.

O dönem arşiv araştırması yasak olmadığı halde, işe giren 30 bin kişiden 10 bin kişi için arşiv araştırması istenmemiş. Bunu ben yapsam neler olurdu, siz düşünün.

Arşiv araştırması yapılan 19 binden fazla çalışandan 451'i için suç kaydı verilmiş. 12 kişi terör kaydı, 8'i FETÖ, 1'i İBDA/C, 1'i PKK'lı, 1'inin babası PKK/KCK üyesi.

Bu ülkede terör ben İBB Başkanı olduktan sonra başlamadığına göre, bu isimlerin sızmasına neden izin verdiniz? Bu dönemde İBB'yi neden mercek altına almadınız? Görevi ihmal suçunu nasıl işlersiniz?

Pandoranın kutusunu açtın demiştim. Mevlüt Bey ve Sayın Yerlikaya benim kusuruma bakmasın. Boşuna bu bakan siyasi arkadaşlarını da valilerini de yakacak dememiştim.

Hukukun vazgeçilmez bazı ilkeleri vardır. Mesela masumiyet karinesi, suçun şahsiliği, hukuk karşında herkesin eşit olması gibi. Milletimizi yaraladınız, aileleri parçaladınız. Bazıları da imtiyazlı. Vicdanım ve ahlakım vatandaşlarıma böyle hitap edilmesini kaldıramıyor. İnsanlarımıza zulümdür.

İBB'ye tuzak kurulmak için kumpas planı yapılmıştır. Bu plan, bugün uygulayıcılarına iade edilmiştir.

ADALET BAKANI BOZDAĞ'A ÇAĞRI
Adalet Bakanı Bekir Bey'in hiç sesini duymadık. İçişleri Bakanı o kadar yaygara yapıyor ki diğerlerine fırsat kalmıyor. Oysa onun da kabahatinin büyük olduğunu düşünüyorum. Saklanmak yok.

Bu ağır yükü, bu ağır günahları nasıl taşıyacaksınız anlayamıyorum. İBB Başkanı'nın siyasi yasak istenen davasına bakan hakim görevden alınıyor, Adalet Bakanı'ndan çıt çıkmıyor. Hakim, eşi hamileyken Samsun'a sürülüyor. Hakim buna karşı koymaya çalışıyor ama sürgün ediliyor. Yine sizden çıt yok.

Herkes şaşkın ama siz yine sessiniz. İmamoğlu'na ceza vermek için yarışan savcı ve hakim, hapis cezasını bile doğru hesaplayamıyor sizin söyleyecek tek kelimeniz yok. Savcı yasada olmayan bir şey talep ediyor, sen buna da sessiz kalıyorsun. Yargıtay'da bile 'ahmak' için içtihat yokken, bir kamu görevlisine 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası çıkıyor. Bana siyasi yasak verileceğini önceden bilip, Adalet Bakanı olarak AK Parti Genel Başkan ve yöneticileriyle toplantıya katıldığın iddiasını yalanlayamadın. Hala sessiz ve suskunsun.

Dün parti yöneticilerimiz Sayın Bakanı ziyaret etti, HSK'ya şikayet edileceğini iletti ama benim ümidim yok. 7 aydır onlardan çıt çıkmadı. Bu beceriksizler büyük bir kaos yarattı. Bu kaotik ortamı sonlandırın.

Tüm Türkiye'ye, hiçbir sıfat olmadan bu yaşananları insanımıza anlatmaya söz veriyorum. Bütün belediye başkanlarımızla omuz omuzayız. Beni ve diğer yöneticilerimizi suçlayarak İstanbullunun kul hakkına çökmeye çalışırsanız insanımızın vicdanını göreceksiniz. Biz sizin gibi kavgaya, dövüşe destek vermedik, vermeyeceğiz.

Biz bu hukuksuzluğu yapanlar, Saraçhane'den yükselen demokrasi ve hukuk sesini her yerden duyacaklar. Milletimizden aldığımız güçle bütün Türkiye ile demokrasi ve adalet buluşmasını her yerde gerçekleştireceğiz. Gökkubbenin başınıza nasıl büyük bir gürültüyle çökeceğini merak ediyorsanız seçim gecesi göreceksiniz.

SORU-CEVAP
* Mevlüt Uysal dönemine yönelik iddialar...

O dönemde hiçbir soruşturma başlatılmamıştır. Bu kadar açık ve net tespitler varken Valilik ve Bakanlık tarafından hiçbir öninceleme başlatılmamıştır.

* Siyasi yasak gelirse...

Türkiye Cumhuriyeti'nin kara lekesi demiştim, İstanbul'da seçim iptal edildiğinde. Şahsım adına yapacaklarımı ifade ettim. Hem partim hem de İYİ Parti olarak başta bu partilerin hamileri, çok güçlü hamlelerin olduğunu görüyorum. Benim de onlarla istişare ile kişisel olarak insanımıza bu süreci anlatma sorumluluğum olur. Umarım ki böyle bir şey yaşanmaz.

* Kılıçdaroğlu ile görüştü mü?

Genel Başkanımızla istişare halindeyiz. Cuma günü yüzyüze değerlendireceğiz. Bunu tasarlamak bile bana zul geliyor.

* Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın belediye çalışanlarının göreve iade açıklaması...

Biz kimsenin iş aktine hukuksuz şekilde iptal etmedik. Bunun hesabını verdik. Biz hukuksuzluk yapmadığımız için bir şey yapamıyorlar.

* Yeni soruşturma duyumunuz var mı...

Duyuma gerek yok. Fatih Sultan Mehmed tablosuyla ilgili Valiliğin 'soruşturma gerek yok' yazısına rağmen bir çalışma olduğunu görüyoruz. Biz Anadolu'ya zaten gidiyoruz. ama böyle bir mesele olduğunda milletimize anlatmamız sorumluluğumuz.

* Sayın Uysal ve Sayın Yerlikaya ile görüştünüz mü?

İsmini zikrettiğim insanlar arayıp geçmiş olsun bile diyemezler. Keşke arayıp sitem de etseler.