İlk kez Keskin Kalem'den duyacaksınız: Aydın Doğan bu habere çok sevindi!
Medyaradar'ın gizemli yazarı Keskin Kalem, Aydın Doğan'ın ağzını kulaklarına vardıran haberi kaleme aldı. Keskin Kalem'in Uğur Dündar'a da bir çağrısı var...
Medya Mahallemizin Değerli ve Güzel İnsanları!
Güzel bir gün yaşayasınız inşallah.
Sevgili Dostlar;
‘Keskin Kalem’i ürkütme, korkutma hamlelerine medyanın kimi yöneticileri, patronları falan hamle yapmaya devam ediyor.
Ama yola çıkarken dediğimi bi kere daha yineleyeyim; K O R K U T A M A Y A C A K S I N I Z !
* * *
Sevgili Dostlar bugün ilk kez benden duyacağınız haberler vereceğim.
Birincisi ABD’den Aydın Doğan’ı sevindiren, ağzını kulaklarına vardıran bir davete dair haber!
İlk kez Keskin Kalem’den duyuyorsunuz.
ABD’nin 45. Başkanı seçilen dünyanın en zengin işadamlarından Donald Trump, ortak iş yaptığı ve ‘yakın arkadaşı’ olarak nitelendirdiği Doğan Medya'nın eski yöneticisi Mehmet Ali Yalçındağ’ı, ailesiyle birlikte Washington’a davet etti.
Doğan Grubu özel bir katılımla 20 Ocak 2017’de ABD başkentinde olacak.
Hazırlıklar için Doğan Holding’te titiz bir çalışma yapılıyor.
CNN Türk özel bir ekiple ABD’den Trump’ın yemin törenini kesintisiz yayınlamaya hazırlanıyor.
CNN Türk haber merkezinde, özellikle de Dış Haberler servisinde hummalı bir Trump dosyaları hazırlığı yapıldığını öğrendim.
Sevgili Dostlar;
Donald Trump, yaklaşık 10 gün önce Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la telefonda görüşmüş, Mehmet Ali Yalçındağ için “Sizin büyük bir hayranınız” ifadelerini kullanmıştı.
Trump’ın bu ifadesi kesinlikle Doğan Holding’e verilmiş en açık koruma olarak değerlendirilmelidir.
Donald Trump, uzun yıllardır İstanbul’da iş yaptığı Doğan Ailesine hayati derecede arka çıkmıştır.
Trump’ın, Erdoğan’a Aydın Doğan’ın damadı ve Doğan Medya Grubu'nun eski yöneticisi Mehmet Ali Yalçındağ’ı övmesini, bunun altını çizmesini laf ola bir dayanışma olarak görmeyin.
Vallahi es kaza verilmiş bir destek değildir!
Aydın Doğan’ın damadı Mehmet Ali Yalçındağ her ne kadar Doğan Medya Grubu’nun başkanlığından, hükümetle sansür konusunda işbirliği yaptığına dair ortaya çıkan e-postaların ardından ayrılmış olsa da, bugün çok güçlü bir pozisyondadır.
Yalçındağ’ın, Trump’la AK Parti hükümeti arasında bir köprü olduğunu herkes kabul etsin.
Yalçındağ, 8 Kasım’daki seçim gecesinde de Trump’ın zafer kutlamalarına katılmıştı.
Yani açıkça diyeceğim odur ki, ABD başkanı Doğan Ailesini, yani Doğan Holding’i destekliyor.
Ankara da, bundan böyle Trump’ı üzecek ya da kızdıracak bir şeye kalkışmayacaktır.
* * *
Aydın Doğan medyasından söz açmışken 2017 için planlananlara dair bir iki kulis bilgisi paylaşmak isterim.
Ama bunları yarına saklamak istiyorum.
Tasarruf tedbirleri ve yeni yazarlar falan filan diye ipucu vereyim.
Bir de hazırlığı son sürat devam eden bir TV kanalına dair bilgiler paylaşacağım.
Yarına dek sabredin dostlar!
* * *
Sevgili Dostlarım;
Medya dünyamız dibe vurmuş durumda.
Pespayelik mide bulandırmanın çok ötesine geçti. Kusturuyor!
Herkes medyanın içinde bulunduğu vahim durumdan, çapsız yönetici ve çalışan kalitesizliğinden, soruşturmacı gazeteciliğin can çekişmesinden, ekranlarda program sunan ve yöneten isimlerin sıradanlığından illallah ediyor.
Ama nedense kimse “benim ne hatam var?” diye düşünmüyor!
Oysa sorun çözmek isteyen, özeleştiri ile başlar söze.
Evet, bu sektörde hatalar var. Evet, yanlışlar yapıldı, yanlış adımlar atıldı. Evet, siyasal iktidar sultasına boyun eğildi. Evet, patronlar diğer yatırımlarının selameti için Hükümet Komiseri yayın yönetmenlerine ve yazar-çizer geçinenlere koltuk sundu.
Ancak tüm bunlara rağmen, medyanın kamuoyu nezdindeki güvenilirliği, saygınlığı ve ülkeye karşı sorumlulukları söz konusu olduğunda, kimsenin sağırlar dövüşüne girecek lüksü olmamalı.
İktidarın gür sesi, Anadolu Ajansı’nı siyasal kimliği AK Partili olanlarla dolduran, mesleğin değerli kalesini resmen yıkan adam, şimdinin Yeni Şafak gazetesi yazarlarından Kemal Öztürk geçenlerde ne demişti?
“İnsanların gelecek kaygıları var. Benim de var. Çocuklarımın geleceği için ben de endişeleniyorum. Bu sütunda bazen hükümetin icraatlarını eleştiren yazılar yazıyorum, ekranlarda konuşuyorum. Hatta bundan dolayı fitne ekibi bunları kesip kesip, yüksek makamlara şikâyet ediyor beni. Yine de ülkedeki durumun tek başına faturasını AK Parti'ye, hükümete, Cumhurbaşkanına kesmek adalet değildir.”
Kemal Bey Kardeşim; susturulmuş ve sırf gazetecilik yaptıkları için işsiz bırakılmış meslektaşların seni nasıl anıyorlar biliyor musun?
Bilsen de bilmesen de sus!
Mesleğin içine edenler ansiklopedisinde yer alan AK Parti borazanlarını, CHP’nin sözde demokratlarını falan birgün ayrıntılı yazmak istiyorum!
* * *
Uğur Dündar, geçenlerde Halk TV’de ‘Halk Arenası’ programında AK Parti’ye veryansın etti.
Uğur Bey; Anadolu kentlerini karış karış dolaşıp programını oralarda neden yapmadığı sorusuyla karşılaştığını söyledi.
Eski dostumdur Uğur Bey!
Selam-sabah etmesek de Uğur Beyefendi, gözü pek cesur bir gazetecidir!
Ancak izlerken ve dinlerken şaşırdım; zira cevaben adeta çaresizlik sergiledi; “Biz Anadolu’ya gitmeyi çok istiyoruz. Ama AK Partili belediyeler, parasını vermemize rağmen salon tahsis ettirmiyor, engel oluyor.”
Vay vay vay!
Benim bildiğim Uğur Dündar’ın gözünü kimse korkutamaz. Kafaya koyarsa bizim Karadeniz’den girer Akdeniz’den çıkar, Toroslar’dan Cudi’ye dağ taş demez, zıp zıp dolaşır durur. Silahlı Çeçenlerin kaçırdığı gemiye indiği günü hatırlıyorum (Kulakların çınlasın Hakan Kumuk), meşhur Soğukoluk fuhuş batağını ortaya çıkarmasını, Halil Bezmen’in kaçak günlerinde ABD macerasını vs. Kimse seni korkutamaz Uğur Bey! Ha gayret, hazırla bavulunu çık İzmir’den. Gidiver Anadolu’nun her bir köşesine!
Yani Halk Arenası’nı yurdun dört bir yanına taşı, memleketin her kesimiyle kucaklaş, tokalaş.
Diyeceğim o ki, kimse korkutamaz O’nu!
Hadi Uğur Dündar göster kendini!!!
* * *
Bana müsaade dostlar!
KESKİN KALEM
Güzel bir gün yaşayasınız inşallah.
Sevgili Dostlar;
‘Keskin Kalem’i ürkütme, korkutma hamlelerine medyanın kimi yöneticileri, patronları falan hamle yapmaya devam ediyor.
Ama yola çıkarken dediğimi bi kere daha yineleyeyim; K O R K U T A M A Y A C A K S I N I Z !
* * *
Sevgili Dostlar bugün ilk kez benden duyacağınız haberler vereceğim.
Birincisi ABD’den Aydın Doğan’ı sevindiren, ağzını kulaklarına vardıran bir davete dair haber!
İlk kez Keskin Kalem’den duyuyorsunuz.
ABD’nin 45. Başkanı seçilen dünyanın en zengin işadamlarından Donald Trump, ortak iş yaptığı ve ‘yakın arkadaşı’ olarak nitelendirdiği Doğan Medya'nın eski yöneticisi Mehmet Ali Yalçındağ’ı, ailesiyle birlikte Washington’a davet etti.
Doğan Grubu özel bir katılımla 20 Ocak 2017’de ABD başkentinde olacak.
Hazırlıklar için Doğan Holding’te titiz bir çalışma yapılıyor.
CNN Türk özel bir ekiple ABD’den Trump’ın yemin törenini kesintisiz yayınlamaya hazırlanıyor.
CNN Türk haber merkezinde, özellikle de Dış Haberler servisinde hummalı bir Trump dosyaları hazırlığı yapıldığını öğrendim.
Sevgili Dostlar;
Donald Trump, yaklaşık 10 gün önce Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la telefonda görüşmüş, Mehmet Ali Yalçındağ için “Sizin büyük bir hayranınız” ifadelerini kullanmıştı.
Trump’ın bu ifadesi kesinlikle Doğan Holding’e verilmiş en açık koruma olarak değerlendirilmelidir.
Donald Trump, uzun yıllardır İstanbul’da iş yaptığı Doğan Ailesine hayati derecede arka çıkmıştır.
Trump’ın, Erdoğan’a Aydın Doğan’ın damadı ve Doğan Medya Grubu'nun eski yöneticisi Mehmet Ali Yalçındağ’ı övmesini, bunun altını çizmesini laf ola bir dayanışma olarak görmeyin.
Vallahi es kaza verilmiş bir destek değildir!
Aydın Doğan’ın damadı Mehmet Ali Yalçındağ her ne kadar Doğan Medya Grubu’nun başkanlığından, hükümetle sansür konusunda işbirliği yaptığına dair ortaya çıkan e-postaların ardından ayrılmış olsa da, bugün çok güçlü bir pozisyondadır.
Yalçındağ’ın, Trump’la AK Parti hükümeti arasında bir köprü olduğunu herkes kabul etsin.
Yalçındağ, 8 Kasım’daki seçim gecesinde de Trump’ın zafer kutlamalarına katılmıştı.
Yani açıkça diyeceğim odur ki, ABD başkanı Doğan Ailesini, yani Doğan Holding’i destekliyor.
Ankara da, bundan böyle Trump’ı üzecek ya da kızdıracak bir şeye kalkışmayacaktır.
* * *
Aydın Doğan medyasından söz açmışken 2017 için planlananlara dair bir iki kulis bilgisi paylaşmak isterim.
Ama bunları yarına saklamak istiyorum.
Tasarruf tedbirleri ve yeni yazarlar falan filan diye ipucu vereyim.
Bir de hazırlığı son sürat devam eden bir TV kanalına dair bilgiler paylaşacağım.
Yarına dek sabredin dostlar!
* * *
Sevgili Dostlarım;
Medya dünyamız dibe vurmuş durumda.
Pespayelik mide bulandırmanın çok ötesine geçti. Kusturuyor!
Herkes medyanın içinde bulunduğu vahim durumdan, çapsız yönetici ve çalışan kalitesizliğinden, soruşturmacı gazeteciliğin can çekişmesinden, ekranlarda program sunan ve yöneten isimlerin sıradanlığından illallah ediyor.
Ama nedense kimse “benim ne hatam var?” diye düşünmüyor!
Oysa sorun çözmek isteyen, özeleştiri ile başlar söze.
Evet, bu sektörde hatalar var. Evet, yanlışlar yapıldı, yanlış adımlar atıldı. Evet, siyasal iktidar sultasına boyun eğildi. Evet, patronlar diğer yatırımlarının selameti için Hükümet Komiseri yayın yönetmenlerine ve yazar-çizer geçinenlere koltuk sundu.
Ancak tüm bunlara rağmen, medyanın kamuoyu nezdindeki güvenilirliği, saygınlığı ve ülkeye karşı sorumlulukları söz konusu olduğunda, kimsenin sağırlar dövüşüne girecek lüksü olmamalı.
İktidarın gür sesi, Anadolu Ajansı’nı siyasal kimliği AK Partili olanlarla dolduran, mesleğin değerli kalesini resmen yıkan adam, şimdinin Yeni Şafak gazetesi yazarlarından Kemal Öztürk geçenlerde ne demişti?
“İnsanların gelecek kaygıları var. Benim de var. Çocuklarımın geleceği için ben de endişeleniyorum. Bu sütunda bazen hükümetin icraatlarını eleştiren yazılar yazıyorum, ekranlarda konuşuyorum. Hatta bundan dolayı fitne ekibi bunları kesip kesip, yüksek makamlara şikâyet ediyor beni. Yine de ülkedeki durumun tek başına faturasını AK Parti'ye, hükümete, Cumhurbaşkanına kesmek adalet değildir.”
Kemal Bey Kardeşim; susturulmuş ve sırf gazetecilik yaptıkları için işsiz bırakılmış meslektaşların seni nasıl anıyorlar biliyor musun?
Bilsen de bilmesen de sus!
Mesleğin içine edenler ansiklopedisinde yer alan AK Parti borazanlarını, CHP’nin sözde demokratlarını falan birgün ayrıntılı yazmak istiyorum!
* * *
Uğur Dündar, geçenlerde Halk TV’de ‘Halk Arenası’ programında AK Parti’ye veryansın etti.
Uğur Bey; Anadolu kentlerini karış karış dolaşıp programını oralarda neden yapmadığı sorusuyla karşılaştığını söyledi.
Eski dostumdur Uğur Bey!
Selam-sabah etmesek de Uğur Beyefendi, gözü pek cesur bir gazetecidir!
Ancak izlerken ve dinlerken şaşırdım; zira cevaben adeta çaresizlik sergiledi; “Biz Anadolu’ya gitmeyi çok istiyoruz. Ama AK Partili belediyeler, parasını vermemize rağmen salon tahsis ettirmiyor, engel oluyor.”
Vay vay vay!
Benim bildiğim Uğur Dündar’ın gözünü kimse korkutamaz. Kafaya koyarsa bizim Karadeniz’den girer Akdeniz’den çıkar, Toroslar’dan Cudi’ye dağ taş demez, zıp zıp dolaşır durur. Silahlı Çeçenlerin kaçırdığı gemiye indiği günü hatırlıyorum (Kulakların çınlasın Hakan Kumuk), meşhur Soğukoluk fuhuş batağını ortaya çıkarmasını, Halil Bezmen’in kaçak günlerinde ABD macerasını vs. Kimse seni korkutamaz Uğur Bey! Ha gayret, hazırla bavulunu çık İzmir’den. Gidiver Anadolu’nun her bir köşesine!
Yani Halk Arenası’nı yurdun dört bir yanına taşı, memleketin her kesimiyle kucaklaş, tokalaş.
Diyeceğim o ki, kimse korkutamaz O’nu!
Hadi Uğur Dündar göster kendini!!!
* * *
Bana müsaade dostlar!
KESKİN KALEM