"İKTİDARI OKŞARKEN,MİLLETİ KİM ÖPÜYOR,ARADA BİR ONU DA MERAK ETMELİ İNSAN"!..
Sabah'ın usta kalemlerinden Yılmaz Özdil,"horonbaşı" dediği Sabah başyazarı Mehmet Barlas'ın Başbakan'ın yanağını okşama olayı için "Herkes zarf'la meşgul,mazruf'a bakan yok" diyerek "mazruf" bakımından yaklaştı.
Okşanası yanaklar...
Bizim horonbaşı Başbakan'ın yanağını şap şap'ladı ya... Ahali bunu konuşuyor.
Öncelikle şunun altını çizeyim...
"Gazeteci, Başbakan'ın yanağını okşayabilir mi, okşayamaz mı" tartışması, çok saçma bana göre.
Okşadı. Demek ki, okşayabilir.
Alan razı veren razı olduktan sonra, ister makas alır, ister kulağını çeker, ister brunch'a davet eder, ister mangala çağırır, sana ne?
İktidarın başındakiyle hatıra fotoğrafı çektirebilmek için kapısında yatanların, şimdi hiç utanmadan "olur mu böyle şey" falan demesi, "ciğere ulaşamayan kedi" psikolojisidir.
Ama benim takıldığım yer, başka...
Şekil fetişizmi var bu ülkede.
Herkes zarf'la meşgul.
Mazruf'a bakan yok.
Mesela ne demiş bizim horonbaşı Başbakan'ın yanağını okşarken... "Aman ekonomide bu çizgiden sapmayın" demiş.
Bu, tartışılmıyor.
Dünyanın en pahalı benzini bizde.
Dünyanın en pahalı mazotu bizde.
Dünyanın en pahalı doğalgazı bizde.
Dünyanın en pahalı gübresi bizde.
Dünyanın en pahalı elektriği bizde.
Dünyanın en yüksek faizi bizde.
Ne varsa sattık, borç azalmadı, arttı.
Dolaylı vergide rekor bizde.
İhracat, ithalatı karşılamıyor...
Cari açık rekoru bizde.
Tarım ceset.
Esnaf komada.
"Kayıtdışı ekonomide başarısız olduk..."
Bu itirafı yapan, bizzat, bu hükümetin Ekonomiden Sorumlu Bakanı.
Devletin resmi rakamlarına göre...
1 milyon kişi aç.
18 milyon kişi yoksul.
Üstelik, gayriresmi rakamların daha yüksek olduğunu hepimiz biliyoruz... Ne kadar ambalajlarsan ambalajla, 10 milyon kişi işsiz.
Zengin daha zengin...
Fakir daha fakir oldu.
Bu mudur "aman sapılmaması" gereken ekonomideki çizgi?
Bunların tersi olsun, bırakın yanağını okşamayı, sırtında taşımalı Başbakan'ı, gazeteci.
Ama vaziyet buysa...
İktidarı okşarken, milleti kim öpüyor, arada bir onu da merak etmeli insan.
Bizim horonbaşı Başbakan'ın yanağını şap şap'ladı ya... Ahali bunu konuşuyor.
Öncelikle şunun altını çizeyim...
"Gazeteci, Başbakan'ın yanağını okşayabilir mi, okşayamaz mı" tartışması, çok saçma bana göre.
Okşadı. Demek ki, okşayabilir.
Alan razı veren razı olduktan sonra, ister makas alır, ister kulağını çeker, ister brunch'a davet eder, ister mangala çağırır, sana ne?
İktidarın başındakiyle hatıra fotoğrafı çektirebilmek için kapısında yatanların, şimdi hiç utanmadan "olur mu böyle şey" falan demesi, "ciğere ulaşamayan kedi" psikolojisidir.
Ama benim takıldığım yer, başka...
Şekil fetişizmi var bu ülkede.
Herkes zarf'la meşgul.
Mazruf'a bakan yok.
Mesela ne demiş bizim horonbaşı Başbakan'ın yanağını okşarken... "Aman ekonomide bu çizgiden sapmayın" demiş.
Bu, tartışılmıyor.
Dünyanın en pahalı benzini bizde.
Dünyanın en pahalı mazotu bizde.
Dünyanın en pahalı doğalgazı bizde.
Dünyanın en pahalı gübresi bizde.
Dünyanın en pahalı elektriği bizde.
Dünyanın en yüksek faizi bizde.
Ne varsa sattık, borç azalmadı, arttı.
Dolaylı vergide rekor bizde.
İhracat, ithalatı karşılamıyor...
Cari açık rekoru bizde.
Tarım ceset.
Esnaf komada.
"Kayıtdışı ekonomide başarısız olduk..."
Bu itirafı yapan, bizzat, bu hükümetin Ekonomiden Sorumlu Bakanı.
Devletin resmi rakamlarına göre...
1 milyon kişi aç.
18 milyon kişi yoksul.
Üstelik, gayriresmi rakamların daha yüksek olduğunu hepimiz biliyoruz... Ne kadar ambalajlarsan ambalajla, 10 milyon kişi işsiz.
Zengin daha zengin...
Fakir daha fakir oldu.
Bu mudur "aman sapılmaması" gereken ekonomideki çizgi?
Bunların tersi olsun, bırakın yanağını okşamayı, sırtında taşımalı Başbakan'ı, gazeteci.
Ama vaziyet buysa...
İktidarı okşarken, milleti kim öpüyor, arada bir onu da merak etmeli insan.