"İKİ AŞK X BİR İHANET + SAMİMİYET X ÇATIŞMA = REYTİNG!...." BAŞARILI DİZİLERİN SIRRI NE?.....
İşte Türkiye'nin önde gelen senaristlerinin dizilerinin başarı elde etmesinin sırrı:
Tempo dergisi bu haftaki sayısında dizilerdeki aşk, ihanet, samimiyet ve çatışmayı araştırdı. İşte Türkiye'nin önde gelen senaristlerinin başarılı dizi formülleri.
İKİ AŞK X BİR İHANET + SAMİMİYET X ÇATIŞMA = REYTİNG
Doğalgaz faturası zamlı gelmiş, çocuğun okul taksitleri kapıya dayanmış... Dertler dağ gibi olabilir, neyse ki diziler var. `Yaprak Dökümü´ndeki Ali Rıza Bey´in çoc uklarıyla yaşadığı sorunlar hepsini unutturuveriyor bize. Peki televizyon dizilerine kendimizi nasıl bu kadar kaptırıyoruz?
AŞK, İHANET, İNTİKAM VE ÇATIŞMA
`Hatırla Sevgili´nin senaristi Nilgün Öneş, dizilerde en fazla dikkat çeken olgunun aşk olduğunu söylüyor. Aşkın arkasından intikam, ihanet ve çatışma gibi unsurların seyircinin ilgisini çektiğini belirten Öneş, "Ben şu dönemde, Türk halkının milliyetçilikle ilgilendiğini düşünüyorum. Ancak milliyetçiliğin dozunda ve doğru kullanılması gerekiyor. Aksi takdirde sıkıntılar doğabilir" diyor.
`Hatırla Sevgili´nin dönem dizileri arasında ilk yükselen yapım olduğunu belirten Öneş, başlangıçta yayından kalkacağını düşündükleri dizinin nasıl başarılı olduğunu şöyle özetliyor: "Hatırla Sevgili´yi, iki düşman ailenin çocuklarının bir türlü kavuşamaması üzerine kurduk. Ama asıl anlatmak istediğimiz, Menderes döneminden başlayarak, 12 Eylül´e kadar, Türkiye´nin özet bir siyasi panoramasını çıkarmaktı. Bunun izlenip izlenmeyeceğiyle ilgili fikrimiz yoktu.
Bu yüzden de bir aşk hikâyesi kurguladık, bir de tarihi kaynaklara dayanarak siyasi hikâye oluşturduk. Bizim kahramanlarımız, tarihi kahramanlarla ilişkilendiler. Mesela Menderes´in partisinden milletvekili olan bir baba karakteri var. Deniz Gezmiş´in arkadaşı olan iki genç var. 27 Mayıs´taki idam cezalarıyla ilgili bölüm yüksek reyting alınca, Türk halkının siyasi olayları da ilgiyle izlediğini anladık."
EMPATİNİN ÖNEMİ
Senaryo Yazarları Derneği Başkanı Haluk Ünal ise izleyicinin içselleştirdiği dizilerin başarılı olduğunu anlatıyor. Bu noktada, `toplumun ruhunu okuma´nın önemine değinen Ünal, "Anlatacağınız hikâye, seyircide `bizden´ olduğu hissini uyandırmalı" diyor. Haluk Ünal´a göre, başarıya ulaşmanın yolu `empati´ kavramının iyi değerlendirilmesinden geçiyor: "Seyirciye, `Bana ne kadar benziyor´, `Ben de olsam onun yaptığını yapardım´, `Benim yapamadığımı yapıyor´ hislerini yaşatmak lazım. 90 dakikalık bir diziyi ancak böyle izletebilirsiniz."
Türk halkının televizyon dizilerinde aşkı, entrikayı izlemekten hoşlandığını belirten Ünal, "Aşk yaşayamıyoruz, aşkı görmek istiyoruz. Dile getiremediğimiz öfkelerimiz var. Bunları dile getirenleri görmek istiyoruz. İntikam duygularımız var. Birileri intikamını alsın istiyoruz. Biz kaybedenleriz. Kazananları görmek istiyoruz. Çok yoksuluz, zengin olanları görmek istiyoruz. Umutsuzuz. Umut görmek istiyoruz" diyor.
"İÇİNDE SAMİMİYET VARSA TAMAMDIR"
`Köprü´ dizisinin senaristi Ahmet Yurdakul, başarıya giden yolun samimiyetten geçtiğini düşünüyor. İçinde gerçek anlamda samimiyet olan bir dizinin tutma şansının yüksek olduğunu belirten Yurdakul´a göre, samimiyet yoksa, izleyici ile dizi arasına bir duvar giriyor. Türk halkının kendi hayallerini ve yaşayamadıklarını izlemeyi sevdiğini belirten Yurdakul, "Anlatacağın şey, insana dair olmalı, gerçek olmalı, bu ülkeye yabancı olmamalı" diyor.
Kanal D Yayın Grup Başkan Yardımcısı Melis Civelek Top:
İKİ AŞK X BİR İHANET + SAMİMİYET X ÇATIŞMA = REYTİNG
Doğalgaz faturası zamlı gelmiş, çocuğun okul taksitleri kapıya dayanmış... Dertler dağ gibi olabilir, neyse ki diziler var. `Yaprak Dökümü´ndeki Ali Rıza Bey´in çoc uklarıyla yaşadığı sorunlar hepsini unutturuveriyor bize. Peki televizyon dizilerine kendimizi nasıl bu kadar kaptırıyoruz?
AŞK, İHANET, İNTİKAM VE ÇATIŞMA
`Hatırla Sevgili´nin senaristi Nilgün Öneş, dizilerde en fazla dikkat çeken olgunun aşk olduğunu söylüyor. Aşkın arkasından intikam, ihanet ve çatışma gibi unsurların seyircinin ilgisini çektiğini belirten Öneş, "Ben şu dönemde, Türk halkının milliyetçilikle ilgilendiğini düşünüyorum. Ancak milliyetçiliğin dozunda ve doğru kullanılması gerekiyor. Aksi takdirde sıkıntılar doğabilir" diyor.
`Hatırla Sevgili´nin dönem dizileri arasında ilk yükselen yapım olduğunu belirten Öneş, başlangıçta yayından kalkacağını düşündükleri dizinin nasıl başarılı olduğunu şöyle özetliyor: "Hatırla Sevgili´yi, iki düşman ailenin çocuklarının bir türlü kavuşamaması üzerine kurduk. Ama asıl anlatmak istediğimiz, Menderes döneminden başlayarak, 12 Eylül´e kadar, Türkiye´nin özet bir siyasi panoramasını çıkarmaktı. Bunun izlenip izlenmeyeceğiyle ilgili fikrimiz yoktu.
Bu yüzden de bir aşk hikâyesi kurguladık, bir de tarihi kaynaklara dayanarak siyasi hikâye oluşturduk. Bizim kahramanlarımız, tarihi kahramanlarla ilişkilendiler. Mesela Menderes´in partisinden milletvekili olan bir baba karakteri var. Deniz Gezmiş´in arkadaşı olan iki genç var. 27 Mayıs´taki idam cezalarıyla ilgili bölüm yüksek reyting alınca, Türk halkının siyasi olayları da ilgiyle izlediğini anladık."
EMPATİNİN ÖNEMİ
Senaryo Yazarları Derneği Başkanı Haluk Ünal ise izleyicinin içselleştirdiği dizilerin başarılı olduğunu anlatıyor. Bu noktada, `toplumun ruhunu okuma´nın önemine değinen Ünal, "Anlatacağınız hikâye, seyircide `bizden´ olduğu hissini uyandırmalı" diyor. Haluk Ünal´a göre, başarıya ulaşmanın yolu `empati´ kavramının iyi değerlendirilmesinden geçiyor: "Seyirciye, `Bana ne kadar benziyor´, `Ben de olsam onun yaptığını yapardım´, `Benim yapamadığımı yapıyor´ hislerini yaşatmak lazım. 90 dakikalık bir diziyi ancak böyle izletebilirsiniz."
Türk halkının televizyon dizilerinde aşkı, entrikayı izlemekten hoşlandığını belirten Ünal, "Aşk yaşayamıyoruz, aşkı görmek istiyoruz. Dile getiremediğimiz öfkelerimiz var. Bunları dile getirenleri görmek istiyoruz. İntikam duygularımız var. Birileri intikamını alsın istiyoruz. Biz kaybedenleriz. Kazananları görmek istiyoruz. Çok yoksuluz, zengin olanları görmek istiyoruz. Umutsuzuz. Umut görmek istiyoruz" diyor.
"İÇİNDE SAMİMİYET VARSA TAMAMDIR"
`Köprü´ dizisinin senaristi Ahmet Yurdakul, başarıya giden yolun samimiyetten geçtiğini düşünüyor. İçinde gerçek anlamda samimiyet olan bir dizinin tutma şansının yüksek olduğunu belirten Yurdakul´a göre, samimiyet yoksa, izleyici ile dizi arasına bir duvar giriyor. Türk halkının kendi hayallerini ve yaşayamadıklarını izlemeyi sevdiğini belirten Yurdakul, "Anlatacağın şey, insana dair olmalı, gerçek olmalı, bu ülkeye yabancı olmamalı" diyor.
Kanal D Yayın Grup Başkan Yardımcısı Melis Civelek Top: