İhsanoğlu ilk kez canlı yayına çıktı! 'O kafa çatlar, Frankeştayn yaratırsınız'
Çatı aday Ekmeleddin İhsanoğlu, CNN Türk'te yayınlanan Eğrisi Doğrusu programına konuk olarak Gazeteci Taha Akyol'un gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
Cumhurbaşkanı adaylık sürecine ilişkin İhsanoğlu, "İki genel başkan adaylık teklif edince "Ehl-i edep" olarak kabul ettim" dedi.
Cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu, adaylık sürecine ilişkin, "Cumhurbaşkanlığı ile ilgili tartışmalar başlayınca sayın Kılıçdaroğlu'nun profil çizerek bir ortaya koyduğu bir beklenti vardı. Sayın Bahçeli'nin düşünceleri vardı. Gazetelerde çıktı. Bu söylemleri, ben kendime alınmadım. Çok zor, şerefli bir görevi 9 sene yürüttükten sonra vatanıma döndüm. Kendime, aile göre bazı programlar yaptım. İki taraftan da temaslar gelmeye başladı. Ben teşekkür ettim. Çok büyük devlet, çok sayıda insan bu şerefli görevi dürüstçe yapabilir. Beni maruz görünüz dediğim halde. Baktım iki taraftan da ısrar var. Türkiye'nin bir demokratik alternatife ihtiyacı vardır. Türk milletti size görev veriyor. Bir şeyi siz talep etmeden gelirse, bu Allah'tan görev gelirse bunu ancak şairin dediği gibi "Ehl-i edep" olarak kabul etmeniz gerekir. Ben de bunu bu şekilde kabul ettim. İstanbul'da yüz yüze ayrı ayrı iki lider ile görüştüm" diye konuştu.
Askerlik yapmadığı iddialarının gerçeği yansıtmadığını söyleyen İhsanoğlu, "Askerliğimi yaptım. Yapmadı dediler. Bornova'da Topçu Tugayı'nda askerliğimi yaptım. inanmayanalar için, asker arkadaşlarım hala hayatta" dedi.
"TÜRK VATANDAŞLIĞI DIŞINDA HİÇBİR VATANDAŞLIĞA SAHİP OLMADIM"
Uzun yıllar Mısır'da olmasına ilişkin İhsanoğlu, "İki Türk'ün bir evladı olarak doğdum. Hayatım boyunca Türk vatandaşlığı dışında hiçbir vatandaşlığa sahip olmadım. Mısır'da bulunduğumuzda kaydığımız konsolosluktaydı. Askerliğimiz tahsil boyunca tecilli konsolosluk vasıtasıyla yapıldı Yozgat kaydı. Bunların hepsi, ben orada çok büyük hizmetler yaptım iftihar ederim" açıklamasında bulundu.
"BABAM MISIR VATANDAŞI OLMADIĞI İÇİN, VEFATINDA 61'DE BİZE EMEKLİ MAAŞI BAĞLANMADI"
İhsanoğlu, "Orada talebe iken, babam Mısır vatandaşı olmadığı için, vefatında 61'de bize emekli maaşı bağlanmadı. Mecburen çalışmak zorunda kaldım. Bu durum bana büyük bir kültür sağladı. Bu süreçte, Türk Edebiyatı ile ilgili iki kitap yazdım. Tahsilimi bitirdikten sonra annem ile birlikte döndük" dedi.
"ASKERLİĞİMİ BORNOVA'DA TOPÇU TUGAYI'NDA YAPTIM"
Askerlik yapmadığı iddialarının gerçeği yansıtmadığını söyleyen İhsanoğlu, "Askerliğimi yaptım. Yapmadı dediler. Bornova'da Topçu Tugayı'nda askerliğimi yaptım. inanmayanalar için, asker arkadaşlarım hala hayatta" dedi.
"BU ARAP DİKTATÖRLERİN SONBAHARI İDİ"
Mısır'ın başarılı rasyonel bir demokrasi tecrübesi yaşamadığını söyleyen İhsanoğlu, "Ortadoğu'nun bugünkü haritası, tam 100 yıl önce çizildi. Osmanlı Devleti'nin rahminden prematüre çıkan devletler. Sınırlar cetvellerle çizildi. Ancak Tanzimat ile başlayan bir süreçle bir noktaya geldi. Daha sonra askeri darbeler…Hiçbir zaman demokratik rejim rahat bir modernleşme, insan hak ve hürriyetleri üzerine bir Anayasa nizamı olmadı. Bu böyle devam edemezdi. Bir yerde patlayacaktı. Buna Arap baharı demek yanlıştır. Bu Arap diktatörlerin sonbaharı idi. Arap baharının gelmesi için demokrasinin çok uzun yolu var. Şimdi kimse Arap baharı demiyor. Bunun adı, Arap diktatörlerin sonbaharı. Şimdi nereye gidiyoruz: Şiddet, terörizm, mezhepçilik dincilik üzerine siyasi tahribat yapılıyor ve harita, çatlıyor. Irak 3'e bölündü" ifadelerine yer verdi.
Türkiye'ye uygun sistemin Parlamenter sistem olduğunu belirten İhsanoğlu, "Siyasetin yapılması gereken yer Meclis'tir. Bunun aksi olursa devletin tepesinde kavga, gerginlik olursa, orası emniyet sibobu değil. Oranın sigortası atarsa, Allah korusun bütün memleketin sigortası atar. Benim şahsi kanaatim bize en uygun sistem Parlamenter sistemdir. Başkanlık sistemi zaten çok yaygın bir sistem değil. En mükemmel örneği Amerika'da. Kuruluşundan beri bu böyle. Tarihler farklı. Siz bu değişikleri yapmadan sadece baş kısmını alırsanız ya o kafa çatlar, ya da bir Frankeştayn yaratırsınız. Keyfe göre değil. Bütün Parlamento'nun kabul edebileceği şekilde olmalıdır" diye konuştu.
"IŞİD DENEN TERÖR ÇETESİ AMERİKAN İŞGALİNDEN SONRA ORTAYA ÇIKTI"
İhsanoğlu, IŞİD'in "terör çetesi" olduğunu söyleyerek, "Bugün IŞİD denen terör çetesi Amerikan işgalinden sonra ortaya çıktı. Bugün maalesef bu çatışma devam ediyor. İki ülke kendilerine göre bir devlet kurma arayışı içerisinde. Adına da Hilafet dediler. Bunlar çok tehlikeli şeyler. Bu bölünmelere çok dikkat etmemiz lazım" diye konuştu.
"TÜRKİYE'DE HUZURA VE İSTİKRARA KORKUDAN ARINMAYA İHTİYAÇ VAR"
İhsanoğlu, "Cumhurbaşkanı seçilecek kişi bugün mevcut Anayasa'nın 104. maddesine göre seçilecek ve yemin edecektir. Bu Anayasa yürürlükte olduğu sürece buradaki görevleri yerine getirecektir. Türkiye'de huzura ve istikrara, korkudan arınmaya ihtiyaç var. Vatandaşlarımız endişe duymaya başladı. Bir içeride siyasetin gerginleşmesi, iki etrafımızda bu bölünmeler vatandaşımızı çok rahatsız ediyor. Onun için cumhurbaşkanının birinci vazifesi, toplumda, ülkede huzuru yaratmak. Dışarıda da Türkiye'nin itibarını sağlamak. Bölgenin barışını, istikrarını üretmektir. Cumhurbaşkanı bir siyasi kadronun temsilcisi olmamalıdır" ifadelerini kullandı.
"DEVLETİN TEPESİNDE SİGORTA ATARSA ALLAH KORUSUN BÜTÜN MEMLEKETİN SİGORTASI ATAR"
Türkiye'ye uygun sistemin Parlamenter sistem olduğunu belirten İhsanoğlu, "Siyasetin yapılması gereken yer Meclis'tir. Bunun aksi olursa devletin tepesinde kavga, gerginlik olursa, orası emniyet sibobu değil. Oranın sigortası atarsa, Allah korusun bütün memleketin sigortası atar. Benim şahsi kanaatim bize en uygun sistem Parlamenter sistemdir. Başkanlık sistemi zaten çok yaygın bir sistem değil. En mükemmel örneği Amerika'da. Kuruluşundan beri bu böyle. Tarihler farklı. Siz bu değişikleri yapmadan sadece baş kısmını alırsanız ya o kafa çatlar, ya da bir Frankeştayn yaratırsınız. Keyfe göre değil. Bütün Parlamento'nun kabul edebileceği şekilde olmalıdır" diye konuştu.
"CUMHURBAŞKANI VE HALKIN BABASI GİBİ DAVRANMALIDIR"
İlk defa cumhurbaşkanlığı seçimlerinin halk oyu ile yapılacak olmasının önemini vurgulayan İhsanoğlu, "Seçilecek cumhurbaşkanı, bir yandan Anayasa'nın 104. maddesine göre hareket edecek ama diğer yandan da halkın oylarıyla seçilecek. Bana göre Türkiye'nin ihtiyacı olan cumhurbaşkanı herkesin cumhurbaşkanı ve halkın babası gibi davranmalıdır" dedi.
"BÜYÜK BİR GERİLİM VAR VE O GERİLİMİ BİZİM DÜŞÜRMEMİZ LAZIM"
Sağduyu çağrısında bulunan İhsanoğlu, "Gerilimin azaltılması gerekir. Dün Madımak elim hadisesinin, fecaatinin yıldönümünü yaşadık. Küçük bir gerginlik böyle olayları yaşatabilir. Ufak bir kıvılcım, bunu patlatabilir. Türkiye'de 1 milyon kaçak insan yaşıyor. Ben bu insanlara da çok üzülüyor, acıyorum. Suriyeliler bize en yakın Arap ülkesiydi. Folklor, kültür, yeme içme bakımından. Ben derim ki; Saraybosna Osmanlı'nın Boşnakçası, Şam, Osmanlı'nın Arapçasıdır derdim. Bu kadara yakın olan insanlar, perişan bir şekilde. O bakımdan büyük bir gerilim var ve o gerilimi bizim biraz daha düşürmemiz lazım" ifadelerine yer verdi.
"ALEVİ KARDEŞLERİMİZİN CEMEVİ TALEPLERİNE SEMPATİYLE BAKIYORUM"
Cemevi taleplerine sempatiyle baktığını belirten İhsanoğlu, "Ben dün Hacı Bektaş Veli ziyaretinde bulundum. Yakından temas kurdum. Alevi dedeleri çok kıymetli hediyeler verdi. Dertlerini dinledim. Alevi realitesi, varlığı, Anadolu'nun sosyolojik bir realitesi. Mevlana olmasa, Hacı Bektaş-ı Veli olmasa, Yunus Emre olmasa Anadolu 1000 sene Müslüman Anadolu olarak devam etmezdi. Alevi kardeşlerimizin Cemevi taleplerine ben sempatiyle bakıyorum ve devletimizin bu hakları düzenlemesi lazım. Bunu da Parlamento'nun yapması gerekir. Cumhurbaşkanı seçilirsem, bu konudaki telkinlerimi görevdeki hükümetlere, muhakkak yapacağım" diye konuştu.
"CUMHURBAŞKANI ORKESTRA ŞEFİ OLMALI"
Cumhurbaşkanının tarafsız, uzlaştırıcı olması gerektiğini vurgulayan İhsanoğlu, "Cumhurbaşkanı siyasette taraf olmamalı, uzlaştırıcı olmalı, hakem olmalı, bir orkestra şefi olmalı. Milletin başı olmalı. Geçmişte rahmetli Ecevit ile cumhurbaşkanı arasındaki küçük bir tartışma nelere mal oldu? Türkiye çok şey kaybetti. Devletin tepesinde sigortanın atmaması lazım. Devletin tepesinde sigorta atarsa, o zaman bütün o devlet yapısında, çok büyük sıkıntı olur" açıklamasında bulundu.
Cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu, adaylık sürecine ilişkin, "Cumhurbaşkanlığı ile ilgili tartışmalar başlayınca sayın Kılıçdaroğlu'nun profil çizerek bir ortaya koyduğu bir beklenti vardı. Sayın Bahçeli'nin düşünceleri vardı. Gazetelerde çıktı. Bu söylemleri, ben kendime alınmadım. Çok zor, şerefli bir görevi 9 sene yürüttükten sonra vatanıma döndüm. Kendime, aile göre bazı programlar yaptım. İki taraftan da temaslar gelmeye başladı. Ben teşekkür ettim. Çok büyük devlet, çok sayıda insan bu şerefli görevi dürüstçe yapabilir. Beni maruz görünüz dediğim halde. Baktım iki taraftan da ısrar var. Türkiye'nin bir demokratik alternatife ihtiyacı vardır. Türk milletti size görev veriyor. Bir şeyi siz talep etmeden gelirse, bu Allah'tan görev gelirse bunu ancak şairin dediği gibi "Ehl-i edep" olarak kabul etmeniz gerekir. Ben de bunu bu şekilde kabul ettim. İstanbul'da yüz yüze ayrı ayrı iki lider ile görüştüm" diye konuştu.
Askerlik yapmadığı iddialarının gerçeği yansıtmadığını söyleyen İhsanoğlu, "Askerliğimi yaptım. Yapmadı dediler. Bornova'da Topçu Tugayı'nda askerliğimi yaptım. inanmayanalar için, asker arkadaşlarım hala hayatta" dedi.
"TÜRK VATANDAŞLIĞI DIŞINDA HİÇBİR VATANDAŞLIĞA SAHİP OLMADIM"
Uzun yıllar Mısır'da olmasına ilişkin İhsanoğlu, "İki Türk'ün bir evladı olarak doğdum. Hayatım boyunca Türk vatandaşlığı dışında hiçbir vatandaşlığa sahip olmadım. Mısır'da bulunduğumuzda kaydığımız konsolosluktaydı. Askerliğimiz tahsil boyunca tecilli konsolosluk vasıtasıyla yapıldı Yozgat kaydı. Bunların hepsi, ben orada çok büyük hizmetler yaptım iftihar ederim" açıklamasında bulundu.
"BABAM MISIR VATANDAŞI OLMADIĞI İÇİN, VEFATINDA 61'DE BİZE EMEKLİ MAAŞI BAĞLANMADI"
İhsanoğlu, "Orada talebe iken, babam Mısır vatandaşı olmadığı için, vefatında 61'de bize emekli maaşı bağlanmadı. Mecburen çalışmak zorunda kaldım. Bu durum bana büyük bir kültür sağladı. Bu süreçte, Türk Edebiyatı ile ilgili iki kitap yazdım. Tahsilimi bitirdikten sonra annem ile birlikte döndük" dedi.
"ASKERLİĞİMİ BORNOVA'DA TOPÇU TUGAYI'NDA YAPTIM"
Askerlik yapmadığı iddialarının gerçeği yansıtmadığını söyleyen İhsanoğlu, "Askerliğimi yaptım. Yapmadı dediler. Bornova'da Topçu Tugayı'nda askerliğimi yaptım. inanmayanalar için, asker arkadaşlarım hala hayatta" dedi.
"BU ARAP DİKTATÖRLERİN SONBAHARI İDİ"
Mısır'ın başarılı rasyonel bir demokrasi tecrübesi yaşamadığını söyleyen İhsanoğlu, "Ortadoğu'nun bugünkü haritası, tam 100 yıl önce çizildi. Osmanlı Devleti'nin rahminden prematüre çıkan devletler. Sınırlar cetvellerle çizildi. Ancak Tanzimat ile başlayan bir süreçle bir noktaya geldi. Daha sonra askeri darbeler…Hiçbir zaman demokratik rejim rahat bir modernleşme, insan hak ve hürriyetleri üzerine bir Anayasa nizamı olmadı. Bu böyle devam edemezdi. Bir yerde patlayacaktı. Buna Arap baharı demek yanlıştır. Bu Arap diktatörlerin sonbaharı idi. Arap baharının gelmesi için demokrasinin çok uzun yolu var. Şimdi kimse Arap baharı demiyor. Bunun adı, Arap diktatörlerin sonbaharı. Şimdi nereye gidiyoruz: Şiddet, terörizm, mezhepçilik dincilik üzerine siyasi tahribat yapılıyor ve harita, çatlıyor. Irak 3'e bölündü" ifadelerine yer verdi.
Türkiye'ye uygun sistemin Parlamenter sistem olduğunu belirten İhsanoğlu, "Siyasetin yapılması gereken yer Meclis'tir. Bunun aksi olursa devletin tepesinde kavga, gerginlik olursa, orası emniyet sibobu değil. Oranın sigortası atarsa, Allah korusun bütün memleketin sigortası atar. Benim şahsi kanaatim bize en uygun sistem Parlamenter sistemdir. Başkanlık sistemi zaten çok yaygın bir sistem değil. En mükemmel örneği Amerika'da. Kuruluşundan beri bu böyle. Tarihler farklı. Siz bu değişikleri yapmadan sadece baş kısmını alırsanız ya o kafa çatlar, ya da bir Frankeştayn yaratırsınız. Keyfe göre değil. Bütün Parlamento'nun kabul edebileceği şekilde olmalıdır" diye konuştu.
"IŞİD DENEN TERÖR ÇETESİ AMERİKAN İŞGALİNDEN SONRA ORTAYA ÇIKTI"
İhsanoğlu, IŞİD'in "terör çetesi" olduğunu söyleyerek, "Bugün IŞİD denen terör çetesi Amerikan işgalinden sonra ortaya çıktı. Bugün maalesef bu çatışma devam ediyor. İki ülke kendilerine göre bir devlet kurma arayışı içerisinde. Adına da Hilafet dediler. Bunlar çok tehlikeli şeyler. Bu bölünmelere çok dikkat etmemiz lazım" diye konuştu.
"TÜRKİYE'DE HUZURA VE İSTİKRARA KORKUDAN ARINMAYA İHTİYAÇ VAR"
İhsanoğlu, "Cumhurbaşkanı seçilecek kişi bugün mevcut Anayasa'nın 104. maddesine göre seçilecek ve yemin edecektir. Bu Anayasa yürürlükte olduğu sürece buradaki görevleri yerine getirecektir. Türkiye'de huzura ve istikrara, korkudan arınmaya ihtiyaç var. Vatandaşlarımız endişe duymaya başladı. Bir içeride siyasetin gerginleşmesi, iki etrafımızda bu bölünmeler vatandaşımızı çok rahatsız ediyor. Onun için cumhurbaşkanının birinci vazifesi, toplumda, ülkede huzuru yaratmak. Dışarıda da Türkiye'nin itibarını sağlamak. Bölgenin barışını, istikrarını üretmektir. Cumhurbaşkanı bir siyasi kadronun temsilcisi olmamalıdır" ifadelerini kullandı.
"DEVLETİN TEPESİNDE SİGORTA ATARSA ALLAH KORUSUN BÜTÜN MEMLEKETİN SİGORTASI ATAR"
Türkiye'ye uygun sistemin Parlamenter sistem olduğunu belirten İhsanoğlu, "Siyasetin yapılması gereken yer Meclis'tir. Bunun aksi olursa devletin tepesinde kavga, gerginlik olursa, orası emniyet sibobu değil. Oranın sigortası atarsa, Allah korusun bütün memleketin sigortası atar. Benim şahsi kanaatim bize en uygun sistem Parlamenter sistemdir. Başkanlık sistemi zaten çok yaygın bir sistem değil. En mükemmel örneği Amerika'da. Kuruluşundan beri bu böyle. Tarihler farklı. Siz bu değişikleri yapmadan sadece baş kısmını alırsanız ya o kafa çatlar, ya da bir Frankeştayn yaratırsınız. Keyfe göre değil. Bütün Parlamento'nun kabul edebileceği şekilde olmalıdır" diye konuştu.
"CUMHURBAŞKANI VE HALKIN BABASI GİBİ DAVRANMALIDIR"
İlk defa cumhurbaşkanlığı seçimlerinin halk oyu ile yapılacak olmasının önemini vurgulayan İhsanoğlu, "Seçilecek cumhurbaşkanı, bir yandan Anayasa'nın 104. maddesine göre hareket edecek ama diğer yandan da halkın oylarıyla seçilecek. Bana göre Türkiye'nin ihtiyacı olan cumhurbaşkanı herkesin cumhurbaşkanı ve halkın babası gibi davranmalıdır" dedi.
"BÜYÜK BİR GERİLİM VAR VE O GERİLİMİ BİZİM DÜŞÜRMEMİZ LAZIM"
Sağduyu çağrısında bulunan İhsanoğlu, "Gerilimin azaltılması gerekir. Dün Madımak elim hadisesinin, fecaatinin yıldönümünü yaşadık. Küçük bir gerginlik böyle olayları yaşatabilir. Ufak bir kıvılcım, bunu patlatabilir. Türkiye'de 1 milyon kaçak insan yaşıyor. Ben bu insanlara da çok üzülüyor, acıyorum. Suriyeliler bize en yakın Arap ülkesiydi. Folklor, kültür, yeme içme bakımından. Ben derim ki; Saraybosna Osmanlı'nın Boşnakçası, Şam, Osmanlı'nın Arapçasıdır derdim. Bu kadara yakın olan insanlar, perişan bir şekilde. O bakımdan büyük bir gerilim var ve o gerilimi bizim biraz daha düşürmemiz lazım" ifadelerine yer verdi.
"ALEVİ KARDEŞLERİMİZİN CEMEVİ TALEPLERİNE SEMPATİYLE BAKIYORUM"
Cemevi taleplerine sempatiyle baktığını belirten İhsanoğlu, "Ben dün Hacı Bektaş Veli ziyaretinde bulundum. Yakından temas kurdum. Alevi dedeleri çok kıymetli hediyeler verdi. Dertlerini dinledim. Alevi realitesi, varlığı, Anadolu'nun sosyolojik bir realitesi. Mevlana olmasa, Hacı Bektaş-ı Veli olmasa, Yunus Emre olmasa Anadolu 1000 sene Müslüman Anadolu olarak devam etmezdi. Alevi kardeşlerimizin Cemevi taleplerine ben sempatiyle bakıyorum ve devletimizin bu hakları düzenlemesi lazım. Bunu da Parlamento'nun yapması gerekir. Cumhurbaşkanı seçilirsem, bu konudaki telkinlerimi görevdeki hükümetlere, muhakkak yapacağım" diye konuştu.
"CUMHURBAŞKANI ORKESTRA ŞEFİ OLMALI"
Cumhurbaşkanının tarafsız, uzlaştırıcı olması gerektiğini vurgulayan İhsanoğlu, "Cumhurbaşkanı siyasette taraf olmamalı, uzlaştırıcı olmalı, hakem olmalı, bir orkestra şefi olmalı. Milletin başı olmalı. Geçmişte rahmetli Ecevit ile cumhurbaşkanı arasındaki küçük bir tartışma nelere mal oldu? Türkiye çok şey kaybetti. Devletin tepesinde sigortanın atmaması lazım. Devletin tepesinde sigorta atarsa, o zaman bütün o devlet yapısında, çok büyük sıkıntı olur" açıklamasında bulundu.