İHMALİ SORUŞTURAN MÜFETTİŞ İÇİN İNCELEME!
Hrant Dink'in korunmasındaki ihmallerle ilgili olarak soruşturulan polislerden birinin, soruşturmayı yapan ve kendilerini kusurlu bulan Mülkiye müfettişini şikâyet ettiği, müfettiş hakkında ön inceleme yapıldığı ortaya çıktı
Bazı skandallarla gündeme gelen Hrant Dink cinayeti soruşturmasında "Bu kadarına pes" dedirten bir olay daha yaşandığı öğrenildi. Hrant Dink cinayetinde ihmalleri oldukları Başbakanlık Teftiş Kurulu raporunda açıkça belirtilmesine rağmen yargı önüne çıkartılamayan polislerden bazılarının, haklarında "Dink cinayetinde sorumlulukları var" şeklinde rapor düzenleyen Mülkiye müfettişinden şikâyetçi oldukları ortaya çıktı.
Suç duyurusu üzerine müfettiş hakkında İçişleri Bakanlığı tarafından ön inceleme yapıldığı ve müfettişin yargılanmaktan bir Danıştay kararı sayesinde kurtulduğu öğrenildi.
Platform, hükümete sordu
Soruşturma yürüten müfettişin "soruşturulan" konumuna düşmesine neden olan olay, "Hrant Dink'in arkadaşları" adlı platformun Bilgi Edinme Hakkı Kanunu kapsamında hükümete yönelttiği sorularla açığa çıktı. Platformun hükümete yönelttiği sorulardan birisinde, müfettişlerin tespitlerine rağmen polislerin yargılanmadığının vurgulanması amacıyla, ironik biçimde şu ifadeler kullanıldı:
"Dink'in yaşamının korunması konusunda gerekli tedbirlerin alınmadığı gerekçesi ile İstanbul Emniyet Müdürlüğü görevlileri hakkında yürütülen ön inceleme sonucunda Mülkiye Müfettişleri tarafından bu cinayetin işlenmesinde en alt kademeden en üst kademedeki görevlilere kadar sorumluluk bulunduğu ve kamu görevlilerinin yükümlülüklerini yerine getirmediği tespit edilmiş ve son incelemede 6 polis memuru hakkında soruşturma açılması gerektiği yönünde görüş iletilmiş, ancak, İstanbul Bölge İdare Mahkemesi'nce hiçbir polis memuru hakkında soruşturma izni verilmemiştir.
Bu durumda müfettişlerin haksız suç isnadında bulundukları sonucu doğar. Haksız suç isnadında bulunan müfettişler hakkında herhangi bir işlem yapılmış mıdır?"
Gerçekten inceleme yapılmış
Ancak bu soru, çarpıcı bir bilginin açığa çıkmasını sağladı. İçişleri Bakanlığı, soruyu şöyle yanıtladı:
"İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü görevlileri tarafından konuyla ilgili olarak cumhuriyet başsavcılığına, avukatları aracılığıyla vermiş oldukları 08.02.2010 tarihli dilekçeleri üzerine Hrant Dink'in ölümü ile ilgili olarak İstanbul Emniyet Müdürlüğü personeli hakkında soruşturma yapan Mülkiye Müfettişi hakkında ön inceleme yapmak üzere görevlendirilen Mülkiye Müfettişi tarafından 05.07.2010 tarih ve 86/36 sayılı Ön İnceleme Raporu düzenlenmiş, bakanlık makamınca da hakkında soruşturma izni verilmemesine ilişkin 06.07.2010 tarih ve 221 sayılı karar verilmiştir."
Danıştay kararı kurtardı
Bakanlığın yanıtı, polislerin şikâyeti üzerine müfettiş hakkında ön inceleme yapmak üzere müfettiş görevlendirildiğini, ancak ön inceleme sonunda "soruşturmaya yer olmadığına" karar verildiğini ortaya koydu.
Bakanlık, müfettiş hakkında verilen bu kararın Danıştay'ın "müfettişler raporlarını düzenlerken delilleri karartmak, bazı bilgi ve belgeleri saklamak veya bulguları saptırmak gibi sübjektif davranışlarda bulunmadığı sürece kanaat, görüş veya önerilerinden dolayı sorumlu tutulamayacağı" yönündeki bir kararına dayandırdı.
Bilirkişiyle benzer rapor
Raporu nedeniyle soruşturulan müfettiş, şu sonuca varmıştı: "İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nde görev yapan en alt kademeden en üst kademedeki memur ve yöneticilerin denetim görevini yerine getirmemek başta olmak üzere, ceza ve disiplin hukukundan kaynaklanan sorumluluklarının bulunabileceği" belirtilmişti. Bilirkişi raporunda, ayrıca İstanbul İl Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah'ın, Trabzon Emniyeti'nden gönderilen yazıdan haberdar olmadığına ilişkin savunmaları 'inandırıcı' bulunmamış ve ifadelerindeki çelişkilere işaret edilmişti.