İGC Başkanı sert konuştu: Muhbirlik yeniden hortladı!

İzmir Gazeteciler Cemiyeti (İGC) Başkanı Atila Sertel, Cemiyet Lokali’nde düzenlediği basın toplantısı ile şahsına ve temsil ettiği kuruma yönelik iddialara cevap verdi.

İzmir Gazeteciler Cemiyeti’nin 68 yıllık tarihiyle Türkiye’nin en köklü, en saygın basın meslek örgütlerinin başında geldiğini belirten Cemiyet Başkanı Atila Sertel, “Cemiyetimizin iç meselelerinin gazete sayfalarına taşınmasına çok üzüldüm. İzmir Gazeteciler Cemiyeti, gazete sayfalarında tartışılacak, suçlanacak, yargılanacak bir kurum değildir. Cemiyetimiz kendi sorunlarını kendi içinde çözmeye muktedirdir. Eğer varsa iç sorunların tartışılacağı yer de Genel Kurul’dur” dedi.

İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Atila Sertel, Yeni Asır gazetesi muhabiri Tolga Tekin ve İzmir Büyükşehir Belediyesi Basın Danışmanı Reşat Yörük üzerinden yürütülen tartışmanın İGC’yi yıpratma ve kendisinin hedefe çekilmesine yönelik bir kampanyaya dönüştüğünü söyledi. Gazete ve gazetecilerin yaptıkları haberlerde kamu yararı gözetmek zorunda olduğunu belirten Başkan Atila Sertel, şöyle konuştu:

“KAMUOYU MEŞGUL EDİLİYOR”

“Gazeteci doğruları eğmeden bükmeden yazar. Gazeteci kamuoyunu doğru bilgilendirir ve yapılan haberlerde de kamu yararı gözetilir. Ancak İzmir Gazeteciler Cemiyeti’nin iki üyesi arasında geçen ve üstelik yargıya taşınmış bir tartışmayla kamuoyunu meşgul etmek, bu tartışmalar üzerinden İGC’yi ve beni hedef göstermek doğru değildir. Bunlar bizim iç meselemizdir. İzmir Gazeteciler Cemiyeti 1946 yılından bugüne kadar gelmiş tüm Türkiye’de örnek olmuş bir kurumdur. Cemiyetimizin iç meselelerinin gazete sayfalarına taşınmasını doğru bulmuyorum. İGC, gazete sayfalarında yargılanacak veya suçlanacak bir cemiyet değildir. Varsa muhalefetin, karşı listelerin çıkarılacağı yer genel kuruldur. Biz büyüklerimizden böyle gördük. Genel kurulda eğer kusurlar, hatalar görülüyorsa orada en geniş biçimde değerlendirilir ve tartışılır. Yoksa içerideki tartışmaların dışarıya taşınması ve kamuoyuna yansıtılması hiç uygun olmadığı gibi disiplin açısından da doğru değildir. Cemiyetle ilgili burada hiçbir kurum ve kuruluşa yanıt vermeyi düşünmüyorum. Ben cemiyetin sayın üyelerine karşı sorumluyum. Onlardan başka kimse benden hesap soramayacağını düşünüyorum.”

“GERÇEKLER ORTAYA ÇIKACAK”

İzmir Gazeteciler Cemiyeti’nin bütün üyelerini kucaklayan bir anlayışla hareket ettiklerini belirten Atila Sertel, iki üyesinden birini kınaması gerektiği konusunda Cemiyet ve kendisi üzerinde bir baskı oluşturulmaya çalışıldığını söyledi. Kesinliğine inanmadan İzmir Gazeteciler Cemiyeti’nin açıklama yapmasını doğru bulmadığını ifade eden Atila Sertel, şöyle devam etti:

“Tartışmanın ilk çıktığı gün Tolga Tekin ve Reşat Yörük ile konuştum. Her ikisi de bizim üyemiz. Her ikisini de iyi tanıyorum. Bunlar olmadan önce iki tarafı bir araya getirip sorunu tatlıya bağlayıp çözmek istedik. Tolga Tekin 'Ben gelmem' dedi. Reşat Yörük de 'beni savcılığa veren kimseyle konuşmam' dedi. Devam eden yayınlarda hedefe 'neden kınamadın?' diye ben ve cemiyet çekildik. Ben inanmadığım, kesin kanıt ve somut olaylar olmadığı bir olayda açıklama yapmayı doğru bulmuyorum. 12 yıl İzmir Ticaret Borsası'nda, 8 yıl Büyükşehir'de basın danışmanlığı yapan, ailesini tanıdığım, sinirlendiğini görmediğim kardeşimin kınanmasının vicdanımda büyük yara açacağını düşündüm. Diğer taraftan bir Cemiyet Başkanı kendi üyesini kınıyorsa ondan sonraki aşama disiplin süreci ve üyeliğinin sonlanmasıdır. Olay yargı aşamasındayken konu hakkında konuşmak ve açıklama yapmak doğru değil. Tolga ve Reşat ile başlatılan bu projenin ardında neler olup olmadığını çok yakın zamanda kamuoyu öğrenir. Gerçekler er geç ortaya çıkacaktır. Ancak ben kardeşlerime bir kez daha sesleniyorum. Gelsinler, birbirleriyle yan yana otursunlar. Dostça bu işi çözsünler” şeklinde konuştu.

MUHBİRLİK HORTLADI

Son günlerde İzmir Gazeteciler Cemiyeti’nin çeşitli yöntemlerle yıpratılmaya çalışıldığını belirten Sertel, İzmir Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu Üyesi ve Buca Belediyesi Basın Danışmanı İlker Çoban'a da destek çıktı. Çoban'ın yönetim kurulu üyeliğinin bitmesi için Valilik ve Dernekler Masası'na başvuru yapıldığını hatırlatan Sertel, şunları söyledi:

"İşinden edilen gazetecilere 'sen işinden edildin, biz de derneğinizden edelim' diyemeyiz. Cemiyetler iyi günde, kötü gün de vardır. Türkiye'de gazeteciler baskı altındadır. Bırakın haber yazmayı, düşüncelerini söylemekte dahi özgür değildir. Biz ihbar mektubu yazan arkadaşların, bu konuya dışarıdan karışarak Cemiyetin iç yapısını bozmaya çalışanların doğruyu yansıtmadıklarını çok iyi biliyoruz. Görüyoruzki 12 Eylül ürünü muhbirlik yeniden hortlamış. Ancak bizi yıpratmaya çalışanlar şunu bilsinlerki, kendilerinin kum saati tersine dönmüş ve hızla tükenmektedirler. Bu toplum dışarıdan gazel okumayı, ihbarcılığı, muhbirliği sevmez. Bizim içimizdeki tartışmalara, çekişmelere, dedikodulara dışarıdan müdahale olursa İzmir Gazeteciler Cemiyeti üyeleri çelik gibi olur, ‘biz kendi içimizde hallederiz’der.”

İzmir Gazeteciler Cemiyeti Basın Lokali’nde gerçekleştirilen toplantıya İGC Başkan Yardımcısı Misket Dikmen, Genel Sekreter Cemal Sevgi, Sayman Nezih Bilger, Yönetim kurulu üyeleri Gaye Karadağ, Kenan Çimen ve İlker Çoban da katıldı. İzmir Gazeteciler Cemiyeti üyelerinin yanı sıra Türkiye Gazeteciler Sendikası İzmir Şube Başkanı Halil Hüner de Sertel’e destek amacıyla toplantıya katılanlar arasında yerini aldı.