İFFET YANLIŞ TRANSFER KURBANI MI?

Taraf'ın televizyon eleştirisi köşesi Telesiyej bu kez İffet dizisini masaya yatırdı

Tam tahlil edemiyorum.. genel bir tanımla söylemek gerekirse, bir sıkıntı çöküyor içime her yazı günü.. bir eziklik mi desem, tedirginlik mi, suçluluk duygusu mu çıkaramadım. Ama Allahın günü de birbirinden sası dizileri seyredip, eleştirmek böyle bir duygu kaosuna sürüklüyor insanı.

Ben de diğer tv yazarları gibi beğenmek, olumlu bir şeyler söylemek istemez miyim yoksa? Toplumca çok yol kat ettik, dizicilikte çok ilerledik, vallahi aşkolsun, ne güzel televizyon eserleri veriyoruz, seyircilerimiz de ne güzel yararlanıyorlar; bu dizilerin her biri ayrı bir inci danesi filan deyip, işi bitirmek istemez miyim?

Hatta bazı tv köşecilerinin yaptığı gibi söz konusu diziyi daha seyretmeden, “Bu sezon favori dizim şu olacak, bu olacak” gibilerinden şişinmek; ya da bazılarının yaptığı gibi, “Şu dizide bu oluyor, bu dizide şu oluyor, benden bu kadar” diyerek, seyirciyi, “Şimdi bu tv köşecisi, bu dizi hakkında ne düşünüyor yavu” gibilerinden derin düşüncelere sevk ettirecek üç beş satırlık yazılar yazıp kaçmak istemez miyim?

Ama ne gezer! Her şeyi büyüten tabiatım geçit vermiyor ki! Seyrettiğim her dizi bölümünü, sanki geleceğimi belirleyecek bir projenin (yalan da değil hani) ön hazırlığı gibi dikkatle izleyip, neden ısrarla aynı hataların yapıldığını anlamaya çalışıyorum. Bazen o kadar abartıyorum ki, dizi karakterleri rüyalarıma girip benimle kavga ediyor, ismi lazım değil bir tanesi geçenlerde, “Bu kadarı da fazla” diye çıkıştı bana, “Kim kendini bu kadar tanımak ister ki?” Doğruydu aslında, biri bunları benim için yapsa, ben de hoşlanmazdım.. ama kendimi daha inandırıcı kılmaya çalışırdım, o da ayrı.

Bu defa daha yumuşak başlı, daha müsamahakâr, daha oluruna bırakan biri olma arzusuyla geçtim ekranın karşısına.

TELESİYEJ/Taraf