"İCLAL AYDIN'A ABİ ÖĞÜTLERİ!...." MEHMET YILMAZ GAMZELİ YAZARA NE ÖĞÜT VERDİ?...
Mehmet Yılmaz, 'yazar olamassın' diye imzasız taciz mektupları alan İclal Aydın'a hangi öğütleri verdi?
Açık sorulara, açık yanıtlar
İclal Aydın, Vatan'daki köşesinde "aynı manolya ağacını beğendiğimiz ve meslekte daha eski olduğum için" bazı sorular sordu.
Kendisine kişisel bir yanıt da yazabilirdim ama madem sorular bir gazeteden soruldu, ben de buradan yanıtlayayım.
Aydın'ın sorularını tekrarlamayacağım, buna yerim yetmez. Şöyle özetleyebilirim: "Bazı okuyucular yazdığım şeyleri anlamakta güçlük çekiyorlar ya da anlamıyorlar. Bazı kıskanç meslektaşlar da yazar olamayacağımı bildiren imzasız mektuplar yolluyorlar." Aydın bir de kısaca "toplumsal magandalık" dediğimiz şeylerden yakınıyor ki bu normal, hangimiz o tür insanlarla aynı ülkede yaşamaktan mutluyuz ki?
Okuyucularımızın yazdıklarımızı her zaman bizim gibi algılamalarını beklemek de doğru olmaz.
Algı, kişisel bir şeydir. Eğer bu çok tekrarlanan bir durumsa insanın kendisine bir göz atmasında yarar var. Çok tekrarlanan bir durum değilse de ciddiye almamak gerekir.
Kıskanç meslektaşları da öyle! Bazısının gıdası da budur zaten, bununla beslenirler.
Bir de küfürbaz okuyucular var tabii.
Bana daha çok aşırı dinci çevrelere mensup okuyucular böyle mektuplar yolluyorlar.
Onun da kolayı var. Gazetenin avukatına bu mektupları verip, o kişiyi savcılığa havale etmek.
Bizim adalet sistemimizde bu biraz uzunca bir süre beklemeyi gerektiriyor ama ben meyvelerini toplamaya başladım bile!
Aydın, bu tür durumlara alışıp, alışmadığımı da soruyor. Şunu söyleyebilirim: Alışmak iyi bir şey değil, insanı tembelliğe sevk eder. Ben alışmamayı tercih ediyorum, alışırsam onlar gibi olurum diye korktuğum için!
Mehmet Yakup Yılmaz/Hürriyet
changeTarget(document.getElementById("news_content"))