İçişleri Bakanı Soylu hangi köşe yazarını telefonla aradı? "Bugünkü yazınızla bizi üzdünüz"
Akademisyen Nuriye Gülmen ve öğretmen Semih Özakça’nın durumlarını köşesinde yazan ünlü köşe yazarı, Süleyman Soylu’nun bu yazıdan ötürü kendisini aradığını ifade etti.
Star gazetesi yazarı Lütfü Oflaz, bugünkü köşesinde kendisini telefonla arayan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’dan söz etti. KHK ile işlerinden atıldıktan sonra, işlerine geri dönebilmek için açlık grevine başlayan, sonrasında ise tutuklanan akademisyen Nuriye Gülmen ve öğretmen Semih Özakça’nın durumlarını köşesinde yazdığı ifade eden Lütfü Oflaz, Süleyman Soylu’nun bu yazıdan ötürü kendisini arayarak, “Bugünkü yazınızla bizi üzdünüz Lütfü Bey. Bunlar DHKP-C’li” dediğini aktardı. Oflaz yazısının devamında, “Benim ‘Ama onların avukatları da DHKP-C’li olduklarına dair hiçbir mahkeme kararı olmadığını söylüyor’ demem üzerine görüşmemiz gerginleşti.” ifadelerini kullandı.
Lüftü Oflaz’ın yazısının ilgili bölümü şöyle:
“Çok kısa süre önce bir gün telefonum çaldı.
Arayan İçişleri Bakanıydı.
Sitemkâr bir ses tonuyla “Bugünkü yazınızla bizi üzdünüz Lütfü Bey” diyerek söze girdi.
Ben o günkü yazımın bir bölümünde süresiz açlık grevi yapan akademisyen Nuriye Gülmen ile öğretmen Semih Özakça’nın, “Sırf muhalif olduğumuz için FETÖ’cü muamelesine tabi tutulup işimizden atıldık” şeklindeki savunmalarından bahsetmiştim.
“Eğer sırf muhalif oldukları için işten atılmadıysalar, inandırıcı delillerle toplum bu konuda ikna edilmeli” demiştim.
İşte bu yazım üzerine beni arayan İçişleri Bakanı, “Bunlar DHKP-C’li” dedi.
Benim “Ama onların avukatları da DHKP-C’li olduklarına dair hiçbir mahkeme kararı olmadığını söylüyor” demem üzerine görüşmemiz gerginleşti.
Ancak hakkını teslim etmeliyim ki, teröre karşı kelle koltukta savaşmanın gerginliği içinde olmasına rağmen İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Doğu Perinçek vari bir zihniyet sergilemedi.
Doğu Perinçek gibi “Teröre karşı savaşırken haksızlıklar görmezden gelinmeli” demedi.
Haksızlıkları gidermek için bir komisyon kurduklarını, haksızlığa uğrayanların bu komisyona müracaat edebileceklerini belirtti.
İyi ki bu ülkenin İçişleri Bakanı da bu ülkenin iktidarı da Doğu Perinçek’le aynı zihniyette değil; yoksa ülke Hitler Almanyası’na dönerdi!”
Lüftü Oflaz’ın yazısının ilgili bölümü şöyle:
“Çok kısa süre önce bir gün telefonum çaldı.
Arayan İçişleri Bakanıydı.
Sitemkâr bir ses tonuyla “Bugünkü yazınızla bizi üzdünüz Lütfü Bey” diyerek söze girdi.
Ben o günkü yazımın bir bölümünde süresiz açlık grevi yapan akademisyen Nuriye Gülmen ile öğretmen Semih Özakça’nın, “Sırf muhalif olduğumuz için FETÖ’cü muamelesine tabi tutulup işimizden atıldık” şeklindeki savunmalarından bahsetmiştim.
“Eğer sırf muhalif oldukları için işten atılmadıysalar, inandırıcı delillerle toplum bu konuda ikna edilmeli” demiştim.
İşte bu yazım üzerine beni arayan İçişleri Bakanı, “Bunlar DHKP-C’li” dedi.
Benim “Ama onların avukatları da DHKP-C’li olduklarına dair hiçbir mahkeme kararı olmadığını söylüyor” demem üzerine görüşmemiz gerginleşti.
Ancak hakkını teslim etmeliyim ki, teröre karşı kelle koltukta savaşmanın gerginliği içinde olmasına rağmen İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Doğu Perinçek vari bir zihniyet sergilemedi.
Doğu Perinçek gibi “Teröre karşı savaşırken haksızlıklar görmezden gelinmeli” demedi.
Haksızlıkları gidermek için bir komisyon kurduklarını, haksızlığa uğrayanların bu komisyona müracaat edebileceklerini belirtti.
İyi ki bu ülkenin İçişleri Bakanı da bu ülkenin iktidarı da Doğu Perinçek’le aynı zihniyette değil; yoksa ülke Hitler Almanyası’na dönerdi!”