İBRAHİM TATLISES'İN ATLATTIĞI İKİNCİ TEHLİKE NE? BEKİR COŞKUN YAZDI...

Cumhuriyet yazarı Bekir Coşkun aynı zamanda hemşehrisi olan İbrahim Tatlıses'in silahlı saldırının ardından atlattığı ikinci tehlikeyi(!) yazdı...

İbrahim Tatlıses'in Atlattığı İkinci Tehlike...

İkinci tehlike Bülent Arınç’ın ona “hasta ziyaretine” gitmeye karar vermesiyle başladı...

Bu gitti...

İbrahim Tatlıses yoğun bakım ünitesindeki özel bölümde ölümü kıl payı atlatmış, beyni yeni örtülmüştü ve tıp dilinde “uyutma” aşamasındaydı.

Anladığımız kadarıyla doktorlar Arınç’a “uyumada” dediler...

Bu da bunu sabah uykusu, öğlen uykusu ya da şekerleme gibi sandı ve incelik gösterdi:

“Uyandırmayın, zahmet etmesin, uyusun” dedi...

*

Bu ikinci tehlike anıydı...

Ya İbrahim o an uyansaydı...

Karşısında, ayağında galoş, başında naylon torba (bone), yeşil önlük, eğilmiş kendisine bakan Arınç’ı görecekti...

Arınç kendisine bakıyor olacaktı...

Etrafta eğlence dünyasının kalabalığı, sesler, renkli ışıklar, kadınlar, müzik, sazlar yok....

Bir tek başında torba ile Bülent Arınç...

Ve yuvarlak gözlerle eğilmiş yeşiller içinde kendisine bakıyor...

Ki bu İbrahim açısından cenneti âlâda olduğu anlamına gelecekti...

O an “demek ki öldüm” diyecekti ve bunun yaralı beyinde yaratacağı hasar büyük olabilirdi...

*

Bense bir hastane odasında o ikisini düşündüm:

Birisi:

Skandalları, hadiseleri, vurduları, kırdıları, aşkları, meşkleri, içtikleri, kadınlarıyla ünlü...

İkincisi:

Ahlakın bekçisi, etek uzunluğunun denetçisi, türbanın savunucusu... “Hayat içki ve seksten ibaret değildir” diyen birisi...

Ama Türkiye birincisini seviyor...

Ondan ayrılma korkusu herkesin yüreğinde...

Televizyon haberleri her ondan söz ettiğinde evlerde kadınlar, erkekler, gençler ağlıyorlar...

Öbürünü seveni ise hiç görmedim...

Niçin?..

*

Çünkü birincisi neyse o...

İkincisi o değil...

Birincisi gerçek...

İkincisi yapma...

Birincisi olduğu gibi...

İkincisi olmadığı gibi...

*

Neyse...

Bu ikinci tehlikeyi de sağ selim atlattığına göre...

Türkiye İbrahim’i geri istiyor...

Bekir Coşkun/Cumhuriyet