İbrahim Kiras'tan Elif Çakır'a Kabataş desteği!
"Kabataş Olayı" duyulduğunda inandırıcı olmaması için bir sebep yoktu ne yazık ki" yazan Kiras haberin Star gazetesinde yayımlanmaması için çaba sarfettiğini anlattı.
CNN Türk'te yayımlanan Ne Oluyor? programında İsmail Saymaz'ın Elif Çakır'a yönelik "Kabataş yalanı" sözleri Gezi sürecinin önemli olaylarından biri olarak anılan ve Kabataş'ta yaşandığı ileri sürülen olayları yeniden gündeme getirdi.
Elif Çakır, Star gazetesinde, Gezi olayları sürecinde 'Kabataş iskelesinde, eşini beklerken, üzeri çıplak, deri eldiven ve bandanalı 70 kadar erkeğin saldırısına uğradığını' söyleyen ve AK Partili bir belediye başkanının gelini olan bir kadın ile röportaj yapmıştı. Röportajda saldırıya uğradığını söyleyen kadın, erkeklerin üzerine işediğini de ileri sürmüştü. Günlerce konuşulan, "MOBESE kayıtları var" denilen, hatta İsmet Berkan gibi bazı gazetecilerin "ben o gürüntüleri izledim" demesine yol açan Kabataş olayları günlerce gündemden düşmemişti.
Ancak aylar sonra ortaya çıkan MOBESE kayıtlarında saldırıya uğradığını ileri süren kadın, yeni doğmuş bebeği ile Kabataş iskelesinde eşi ile buluşurken görünüyordu.
Elif Çakır'ın yaptığı röportajı savunduğu program sonrasında, röportajın yayımlandığı Star gazetesinin Yayın Danışmanlığını da üstlenmiş olan İbrahim Kiras, halen köşe yazarlığı yaptığı Vatan gazetesinde o röportajı anlatan bir yazı kaleme aldı.
"Kabataş Olayı" duyulduğunda inandırıcı olmaması için bir sebep yoktu ne yazık ki" yazan Kiras, haberin Star gazetesinde yayımlanmaması için çaba sarfettiğini anlattı. Kiras, Çakır'ın hiç bir zaman görüntüleri izledim demediğini, sadece saldırıya uğrayan kadının sözlerine inandığını, ama emniyet kaynaklarından da aynı şekilde bilgi geldiğini ileri sürdü.
İşte Kiras'ın bugün Vatan gazetesinde Elif Çakır'ı savunmak için yazdığı o yazı:
"Söylenenlere göre bir belediye başkanının yakını olan başörtülü genç bir hanım Gezi eylemcilerinin saldırısına uğramıştı. Bir gazeteci için bu bir "haber" di her şeyden önce.
Ama ben o sırada çalıştığım gazetede bu haberin yer almaması yönünde görüş belirttim. Çünkü böyle bir olayın duyulması toplumsal kesimler arasında tehlikeli gerginliklere yol açabilirdi.
Gazete yönetimi de toplumsal sorumluluğu haberciliğin önünde tutarak haberi kullanmaktan geri durdu.
Zaten söz konusu olayda adı geçen genç kadının ailesi bunun haber yapılmasını istemiyordu. Kendileriyle görüşüldüğünde olayı doğruluyorlar ama röportaj ve haber tekliflerine olumlu cevap vermiyorlardı.Ancak konu bir konuşması sırasında Başbakan Erdoğan tarafından dile getirilince aleniyet kazandı.
Bunun üzerine Elif Çakır aileyi ikna edip genç kadınla bir röportaj yapmayı başardı. Ne var ki genç kadının sözleri arasında inandırıcılığı az olan hususlar da vardı. Ama Elif röportajdaki inandırıcılığı az kısımları budayarak haberi daha inandırıcı hale getirmeyi düşünmedi. Şimdi iddia edildiği gibi o röportajı bir art niyetle yapmış olsaydı bunu düşünürdü herhalde.
Herkes gibi Elif'in de seveni var, sevmeyeni var. Ama ne "Kabataş yalanını uydurdu" suçlamasını hak edecek bir şey yapmıştır, ne de böyle bir ahlaksızlığı yapabilecek tıynette biridir benim tanıdığım Elif Çakır.
Her şeyden önce başından geçenleri gözyaşları içinde kendisine anlatan genç kadına inanmıştı. Haddizatında tanınan, bilinen bir ailenin gelini olan genç bir annenin "Gezi direnişini itibarsızlaştırmak için" kendisini ortaya atıp böyle bir yalan uydurması da mantıklı bir ihtimal değildi. Emniyetten gelen bilgiler de bu yöndeydi. Muhabir arkadaşların görüştüğü emniyetçiler olayı doğruluyor ve elde görüntülerin olduğunu, bunların savcılara verildiğini söylüyorlardı. Ama bu görüntüler hiçbir zaman ortaya çıkmadı. Şimdi "Kabataş yalancısı" ilan edilen Elif Çakır "bu görüntüleri izledim" demedi, bildiğim kadarıyla. Öyleyse sadece saldırıya uğradığını söyleyen genç bir anneyle röportaj yaptığı -ve sonra da haberinin arkasında durduğu- için meslektaşları tarafından yalancı ilan edilmesi çok büyük bir haksızlık."
Elif Çakır, Star gazetesinde, Gezi olayları sürecinde 'Kabataş iskelesinde, eşini beklerken, üzeri çıplak, deri eldiven ve bandanalı 70 kadar erkeğin saldırısına uğradığını' söyleyen ve AK Partili bir belediye başkanının gelini olan bir kadın ile röportaj yapmıştı. Röportajda saldırıya uğradığını söyleyen kadın, erkeklerin üzerine işediğini de ileri sürmüştü. Günlerce konuşulan, "MOBESE kayıtları var" denilen, hatta İsmet Berkan gibi bazı gazetecilerin "ben o gürüntüleri izledim" demesine yol açan Kabataş olayları günlerce gündemden düşmemişti.
Ancak aylar sonra ortaya çıkan MOBESE kayıtlarında saldırıya uğradığını ileri süren kadın, yeni doğmuş bebeği ile Kabataş iskelesinde eşi ile buluşurken görünüyordu.
Elif Çakır'ın yaptığı röportajı savunduğu program sonrasında, röportajın yayımlandığı Star gazetesinin Yayın Danışmanlığını da üstlenmiş olan İbrahim Kiras, halen köşe yazarlığı yaptığı Vatan gazetesinde o röportajı anlatan bir yazı kaleme aldı.
"Kabataş Olayı" duyulduğunda inandırıcı olmaması için bir sebep yoktu ne yazık ki" yazan Kiras, haberin Star gazetesinde yayımlanmaması için çaba sarfettiğini anlattı. Kiras, Çakır'ın hiç bir zaman görüntüleri izledim demediğini, sadece saldırıya uğrayan kadının sözlerine inandığını, ama emniyet kaynaklarından da aynı şekilde bilgi geldiğini ileri sürdü.
İşte Kiras'ın bugün Vatan gazetesinde Elif Çakır'ı savunmak için yazdığı o yazı:
"Söylenenlere göre bir belediye başkanının yakını olan başörtülü genç bir hanım Gezi eylemcilerinin saldırısına uğramıştı. Bir gazeteci için bu bir "haber" di her şeyden önce.
Ama ben o sırada çalıştığım gazetede bu haberin yer almaması yönünde görüş belirttim. Çünkü böyle bir olayın duyulması toplumsal kesimler arasında tehlikeli gerginliklere yol açabilirdi.
Gazete yönetimi de toplumsal sorumluluğu haberciliğin önünde tutarak haberi kullanmaktan geri durdu.
Zaten söz konusu olayda adı geçen genç kadının ailesi bunun haber yapılmasını istemiyordu. Kendileriyle görüşüldüğünde olayı doğruluyorlar ama röportaj ve haber tekliflerine olumlu cevap vermiyorlardı.Ancak konu bir konuşması sırasında Başbakan Erdoğan tarafından dile getirilince aleniyet kazandı.
Bunun üzerine Elif Çakır aileyi ikna edip genç kadınla bir röportaj yapmayı başardı. Ne var ki genç kadının sözleri arasında inandırıcılığı az olan hususlar da vardı. Ama Elif röportajdaki inandırıcılığı az kısımları budayarak haberi daha inandırıcı hale getirmeyi düşünmedi. Şimdi iddia edildiği gibi o röportajı bir art niyetle yapmış olsaydı bunu düşünürdü herhalde.
Herkes gibi Elif'in de seveni var, sevmeyeni var. Ama ne "Kabataş yalanını uydurdu" suçlamasını hak edecek bir şey yapmıştır, ne de böyle bir ahlaksızlığı yapabilecek tıynette biridir benim tanıdığım Elif Çakır.
Her şeyden önce başından geçenleri gözyaşları içinde kendisine anlatan genç kadına inanmıştı. Haddizatında tanınan, bilinen bir ailenin gelini olan genç bir annenin "Gezi direnişini itibarsızlaştırmak için" kendisini ortaya atıp böyle bir yalan uydurması da mantıklı bir ihtimal değildi. Emniyetten gelen bilgiler de bu yöndeydi. Muhabir arkadaşların görüştüğü emniyetçiler olayı doğruluyor ve elde görüntülerin olduğunu, bunların savcılara verildiğini söylüyorlardı. Ama bu görüntüler hiçbir zaman ortaya çıkmadı. Şimdi "Kabataş yalancısı" ilan edilen Elif Çakır "bu görüntüleri izledim" demedi, bildiğim kadarıyla. Öyleyse sadece saldırıya uğradığını söyleyen genç bir anneyle röportaj yaptığı -ve sonra da haberinin arkasında durduğu- için meslektaşları tarafından yalancı ilan edilmesi çok büyük bir haksızlık."