İbrahim Karagül'den 'küçük siyasi hesaplar' uyarısı! Kim bu fitneciler?

Yeni Şafak gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Karagül, AKP'ye "fitne" uyarısında bulundu.

Gezi'de, 17 Aralık'ta ve PKK'ya karşı bugüne kadar "direndiklerini" söyleyen İbrahim Karagül, ancak "fitne"ye direnmenin zor olduğunu belirterek "Bize karşı kullanacakları son silah yine biz olabiliriz, ihtiraslarımız, küçük siyasi hesaplarımız olabilir" dedi.

Karagül, sözünü ettiği "küçük siyasi hesaplar" yapanların kim olduğu tartışma konusu oldu. Çünkü Karagül'ün yazısı, AKP içinde yaşanan "Binali Yıldırım" krizinin hemen ardından kaleme alınmıştı.

Bilindiği gibi bugün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, MKYK listesine itiraz eden Davutoğlu'na, yarınki kongrede Binali Yıldırım'ın genel başkan adaylığı restiyle geri adım attırdığı haberleri yer almıştı. İddialara göre Davutoğlu itirazlarını kaldırınca kriz aşıldı.

İbrahim Karagül'ün tam da bu tartışmaların yaşandığı gün AKP içindeki "fitnecilere" değinmesi dikkat çekti. Ancak bu "fitneciler"den kastın "Davutoğlu cephesi" mi, yoksa "Erdoğan cephesi" mi olduğu anlaşılamadı.

İşte Karagül'ün yazısının ilgili bölümü:

"HEPSİNE DİRENİRİZ, BİR TANESİ HARİÇ..

Gezi'ye direndik. 17 Aralık'a direndik, teröre de direneceğiz. Ondan sonra gelene de direneceğiz. Ülkemiz direnecek. Milletimiz o örgütlerin şiddetini, o siyasilerin beyinsizliğini yenecek, yüzlerce yıllık büyük yürüyüşünü devam ettirecek.

Ama fitneye direnmek ne zor. Coğrafyada bütün kimlikleri ayrıştıranlar, çatıştıranlar aynısını bu ülkede de yapıyor. Siyasi anlayışlar, partiler, cemaatler, bütün toplum liflerine ayrılıyor.

KÜÇÜK HESAPLAR YAPANLARA DİRENEMEYİZ

Hal böyle iken, küçük hesaplara, fitne üzerinden yürütülen hesaplara direnmemiz mümkün değil. 20. yüzyılda “İslam'ın kanlı sınırları var” diyenlerin, 21. yüzyıl için “Savaş İslam'ın kalbinde olacak, İslam kendi içinde savaşacak” diyenlerin dediği gibi oluyor her şey. Artık her fikrimiz bir çatışma alanı, her hedefimiz çatışma sebebi oluyor.

Son silahları bu sefer biz olabiliriz

Biz fitneye karşı hep kaybettik. Siyasi ihtiraslara karşı hep kaybettik. Basiretimizi yitirdik.

Ülkeler kaybetti, liderler kaybetti, milletler kaybetti, partiler/cemaatler kaybetti.

Fitneye kapılmak intihardır. Hepimizin boğazlanmasıdır.

Bir hatanın bedeli yüz yıldır. Yüzyıla yol çizecek zihinlerin tasfiyesidir.

Dışarıdan gelenlere, içeriden gelenlere direnen bizler, kendi içimizdekilere direnemiyoruz. Küçük hesaplarımızla, kendimizi vuruyoruz.

Tarih yapıcılar, cesur insanlar verdikleri her kararın bir gelecek olduğunu, etkisinin belki yüzyılı değiştireceğini unutmamalı


Son senaryo kendimiz olabiliriz. Son safhada kendimizi vurabiliriz.

Bize karşı kullanacakları son silah yine biz olabiliriz.

SON KALE FİTNE İLE YIKILIR

Çevremizdeki ülkelerin haline bakalım. Neyi, neden kaybettiklerine bakalım. Moğollar karşısında sırasını bekleyen ülkelerin iç hesaplaşmalarına, iktidar kavgalarına bakalım. Geçmiş de bugün de bu örneklerle doludur.

Son kale fitneyle yıkılır

Coğrafyada ayakta kalan son kale, küçük hesaplara yenilmemeli. Çok büyük hedeflere yönelmişken, son kurşunu kendimize sıkacaksak, bu, tarih bir yüzyıl daha bize kapanacak demektir.

Cesur insanlar tarih yazar. Bu zaman diliminde Türkiye'de bir tarih yazılıyor. Direniş üzerine, meydan okuma üzerine bir tarih bu. Anlık tercihlerle bir büyük tarihi sıçramayı toprağa gömebiliriz. Tarih yapıcılar için en büyük sınav, sabırdır.

Bize karşı kullanacakları son silah yine biz olabiliriz, ihtiraslarımız, küçük siyasi hesaplarımız olabilir. Bu silah fitnedir. Fitne de sadece Türkiye'nin değil, coğrafyanın intiharıdır.

İşte biz sadece buna direnemeyiz!"