İbrahim Karagül medyadaki o isimlere ateş püskürdü: Utanmaz adamlar!
Yeni Şafak Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Karagül, Erdoğan'a katil, hitler, zalim diyenleri topa tuttu. Karagül medyadaki bu tür kişilerin çılgınlığın son safhasında olduğunu yazdı.
İbrahim Karagül bugün Yeni Şafak'taki köşesinden zehir zemberek bir yazı yazdı. Özellikle medyada Erdoğan karşıtlığı üzerinden konumlanan isimlerin kalemlerinin kurşundan farksız olduğunu söyleyen Karagül, bu kişilerin PKK için yazdığını vurguladı.
İbrahim Karagül'ün yazısının başında kullandığı "Bir ülkenin Cumhurbaşkanı'na "katil" dersiniz, "zalim" dersiniz, "Hitler" dersiniz, "Seni oradan indireceğiz" dersiniz, ailesini hedef alırsınız, her türlü hakareti ve tehdidi yaparsınız" ifadeleri akıllara Ertuğrul Özkök'ü getirdi.
İŞTE KARAGÜL'ÜN O ÇARPICI SATIRLARI
Bir ülkenin Cumhurbaşkanı'na "katil" dersiniz, "zalim" dersiniz, "Hitler" dersiniz, "Seni oradan indireceğiz" dersiniz, ailesini hedef alırsınız, her türlü hakareti ve tehdidi yaparsınız.
Ona oy veren yüzde elliden fazla kitleyi mahkum edersiniz,küçümsersiniz, insan yerine koymazsınız, onlara hakaret edersiniz. Eski azınlık cuntanızın devamı için her türlü tetikçiliği yaparsınız, eskinin iktidar kurucu oligarklarını ayakta tutmak için her türlü çirkefliği yaparsınız.
Meşru kanalları zorlayıp, işlemez hale getirerek, "kısa devre iktidar" hesapları için bütün ilkeleri bir tarafa itersiniz? Yalan söylersiniz, senaryo yazarsınız, başkalarının hesapları için, iktidara muhalefet görüntüsü altında Türkiye ile, coğrafya ile, millet ile, geleceğimizle kıyasıya bir hesaplaşmaya girersiniz.
Hiçbir ahlaki ölçü, ilke, tutarlılık sizi sınırlayamaz. Süslü cümleleriniz, kötü niyetli hesaplarınız dışında hiçbir şeyiniz yoktur.
Bu gazetecilik olur.
****
Çılgınlığın son safhasına geçtiniz
Mısır senaryosu, darağaçları senaryosu, devlet sistemini devletle vurma senaryosu da tutmayınca çılgınlığın son safhasına geçtiniz. Bu sefer ortağınız doğrudan terör oldu. Örgütlerle ortaklık kurdunuz, onlara ihaleler vermeye başladınız. Askerlerimizi, polislerimizi, doktorlarımızı, masum insanları şehit eden terör mensuplarını ise aklamaya giriştiniz.
Gazeteleriniz, televizyonlarınız, köşe yazılarınız teröre övgü platformlarına dönüştü. Türkiye tarihinde hiçbir zaman terörle bu kadar açık ortaklık örneği sergilenmemişti. Kandil ile sizin medya karargahlarınız birleşti. Artık örgüt, artık terör Kandil'den değil sizin karargahlarınızdan yönetilir oldu. Son denemeydi bu. Ya başaracak ya ülkeyi Suriye'ye çevirecektiniz.
O kalemler ülkeye yönelmiş kurşundur
Elinde terörün silahını tutan, onu millete doğrultan adamların utanmadan diktatörlükten söz etmeleri sadece bu ülkeye özel bir şey olmalı. Şu an durduğunuz yer, benimsediğiniz pozisyon Irak'ta her hangi bir silahlı örgütün pozisyonundan hiç de farklı değil. Onlar gibi siz de silah üzerinden iktidara ayar vermeyi, silah üzerinden milleti yönlendirmeyi deniyorsunuz.
O kalemler bu ülkeye yönelmiş bir kurşundur artık. O kalemler PKK için yazıyor ve doğrudan Türkiye'ye saldırıyor artık. Bu ülke, bu devlet, bu millet, tarih, değer hepsi bir örgüt kadar anlamlı değil sizin için. Onun kadar saygın değil sizin için.
Ama tarih, ama gelecek, ama bu milletin hafızası sizin buikiyüzlülüğünüzü, bu ihanetinizi, bu çarpık anlayışınızı sorgulamayı bilecektir.
Terörün safında olanların bu ülkeye ayar verme lüksleri yoktur. Önce o gönüllerinizdeki kiri, zihinlerinizdeki bulanıklığı, ellerinizdeki kanı giderin. Giderin ve gelin bu ülkeye ne katabilirsiniz, o zaman konuşalım.
Yazının tamamını okumak için tıklayın...
İbrahim Karagül'ün yazısının başında kullandığı "Bir ülkenin Cumhurbaşkanı'na "katil" dersiniz, "zalim" dersiniz, "Hitler" dersiniz, "Seni oradan indireceğiz" dersiniz, ailesini hedef alırsınız, her türlü hakareti ve tehdidi yaparsınız" ifadeleri akıllara Ertuğrul Özkök'ü getirdi.
İŞTE KARAGÜL'ÜN O ÇARPICI SATIRLARI
Bir ülkenin Cumhurbaşkanı'na "katil" dersiniz, "zalim" dersiniz, "Hitler" dersiniz, "Seni oradan indireceğiz" dersiniz, ailesini hedef alırsınız, her türlü hakareti ve tehdidi yaparsınız.
Ona oy veren yüzde elliden fazla kitleyi mahkum edersiniz,küçümsersiniz, insan yerine koymazsınız, onlara hakaret edersiniz. Eski azınlık cuntanızın devamı için her türlü tetikçiliği yaparsınız, eskinin iktidar kurucu oligarklarını ayakta tutmak için her türlü çirkefliği yaparsınız.
Meşru kanalları zorlayıp, işlemez hale getirerek, "kısa devre iktidar" hesapları için bütün ilkeleri bir tarafa itersiniz? Yalan söylersiniz, senaryo yazarsınız, başkalarının hesapları için, iktidara muhalefet görüntüsü altında Türkiye ile, coğrafya ile, millet ile, geleceğimizle kıyasıya bir hesaplaşmaya girersiniz.
Hiçbir ahlaki ölçü, ilke, tutarlılık sizi sınırlayamaz. Süslü cümleleriniz, kötü niyetli hesaplarınız dışında hiçbir şeyiniz yoktur.
Bu gazetecilik olur.
****
Çılgınlığın son safhasına geçtiniz
Mısır senaryosu, darağaçları senaryosu, devlet sistemini devletle vurma senaryosu da tutmayınca çılgınlığın son safhasına geçtiniz. Bu sefer ortağınız doğrudan terör oldu. Örgütlerle ortaklık kurdunuz, onlara ihaleler vermeye başladınız. Askerlerimizi, polislerimizi, doktorlarımızı, masum insanları şehit eden terör mensuplarını ise aklamaya giriştiniz.
Gazeteleriniz, televizyonlarınız, köşe yazılarınız teröre övgü platformlarına dönüştü. Türkiye tarihinde hiçbir zaman terörle bu kadar açık ortaklık örneği sergilenmemişti. Kandil ile sizin medya karargahlarınız birleşti. Artık örgüt, artık terör Kandil'den değil sizin karargahlarınızdan yönetilir oldu. Son denemeydi bu. Ya başaracak ya ülkeyi Suriye'ye çevirecektiniz.
O kalemler ülkeye yönelmiş kurşundur
Elinde terörün silahını tutan, onu millete doğrultan adamların utanmadan diktatörlükten söz etmeleri sadece bu ülkeye özel bir şey olmalı. Şu an durduğunuz yer, benimsediğiniz pozisyon Irak'ta her hangi bir silahlı örgütün pozisyonundan hiç de farklı değil. Onlar gibi siz de silah üzerinden iktidara ayar vermeyi, silah üzerinden milleti yönlendirmeyi deniyorsunuz.
O kalemler bu ülkeye yönelmiş bir kurşundur artık. O kalemler PKK için yazıyor ve doğrudan Türkiye'ye saldırıyor artık. Bu ülke, bu devlet, bu millet, tarih, değer hepsi bir örgüt kadar anlamlı değil sizin için. Onun kadar saygın değil sizin için.
Ama tarih, ama gelecek, ama bu milletin hafızası sizin buikiyüzlülüğünüzü, bu ihanetinizi, bu çarpık anlayışınızı sorgulamayı bilecektir.
Terörün safında olanların bu ülkeye ayar verme lüksleri yoktur. Önce o gönüllerinizdeki kiri, zihinlerinizdeki bulanıklığı, ellerinizdeki kanı giderin. Giderin ve gelin bu ülkeye ne katabilirsiniz, o zaman konuşalım.
Yazının tamamını okumak için tıklayın...