İbrahim Karagül: Ekrem Dumanlı’nın yanında olmayacağız!
Yeni Şafak Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Karagül, Ekrem Dumanlı'nın gözaltına alınmasını değerlendirdi.
Yeni Şafak Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Karagül, Ekrem Dumanlı için "gazetecilik dışındaki rolü konusunda yanında olmayacağız." diye yazdı.
Kamuoyu cemaat medyasına düzenlenen operasyonu konuşuyor. Taşhiyeciler adlı örgüte düzenlenen operasyonu gerekçe gösterilerek 31 kişi gözaltına alındı.
Yeni Şafak Genel Yayın Yönetmeni Karagül, "Ekrem Dumanlı sadece gazeteci mi?" başlıklı yazısında emniyetteki 'paralel yapılanmanın' tartışılan operasyonlarını böyle eleştirdi:
GÜÇ ZEHİRLENMESİ YAŞADILAR
"Dokunmadıkları hiçbir cemaat, hedef almadıkları kanat önderi, haklarında dosya tutmadıkları gazeteci, nasıl yok edeceklerini planlamadıkları siyasetçi kalmamıştı neredeyse. İstihbarat kadrolarındaki güçleri üzerinden insanları dinlediler, fişlediler, mahrem hayatlarına müdahale ettiler. Şantajlar yaptılar, tehditler yaptılar, insanları sindirdiler, korkuttular, cezalandırdılar.
Öyle bir güç zehirlenmesi yaşıyorlardı ki, siyasi iktidar değil devlet iktidarını bile bir engel olarak görmüyorlardı. Karar verilmişti, harekete geç talimatı gelmişti, düğmeye basılmıştı. Artık Türkiye onlarındı, onlara tabi olmayan, itaat etmeyen, karşı çıkan herkes hedefti. Önlerinde potansiyel engel olabilecekler için bile dava dosyaları hazırdı. Yüzlerce belki çok daha fazla insanı gözaltına alıp yargılayacakları mekânlar için bile hazırlıklar yapmışlardı.
Önlerinde Tayyip Erdoğan vardı. Ona diz çöktüremedikleri için en büyük hedef olarak onu seçmişlerdi.
İnanılmaz derecede kirli bir iftira, fitne ve dezenformasyon süreci başlattılar. Özellikle darbe senaryosu geri tepince sahip oldukları medya üzerinden, gazete ve televizyonlardan dünyanın en çirkin kampanyalarını yaptılar. Bir yıldır, duymadığımız hakaret ve küfür kalmadı. Akla hayale gelmeyecek yöntemler kullandılar. Türkiye entrikanın, fitnenin en ileri noktasını gördü."
GAZETECİLİĞİ SİLAHA DÖNÜŞTÜRMEK
Bir gazetecinin, medya mensubunun ifade hürriyetinin çok ötesinde devletle hesaplaşmaya girişmesinin ilk örneği olduğunu savunan İbrahim Karagül'ün eleştiri oklarının hedefinde Dumanlı vardı:
"Ekrem Dumanlı, gazetesinde meydan okuyabilir, hatta şov yapabilir, gazetecilik örtüsü altında bir dokunulmazlık arayabilir. Hiçbir gazeteci, gazete yöneticisi, yazarı, çizeri, mesleğinin kendisine verdiği gücü ve imkanı başka şeyler için bir örtü olarak kullanmamalı. Gazeteciliği silaha dönüştürürsek, bir güç/iktidar savaşının uzantısı haline getirirsek o zaman gazetecilik dışında cümlelerle konuşmak zorunda kalırız.
Dumanlı’nın gazetecilik tarafını sonuna kadar savunacağız. Bunda tereddüt etmeyeceğiz. Ama gazetecilik dışındaki rolü konusunda yanında olmayacağız. Tam tersine karşısında olmaya devam edeceğiz.
Bu ayrımı belirleyecek olan da biz değiliz.
Göreceğiz.
Kamuoyu cemaat medyasına düzenlenen operasyonu konuşuyor. Taşhiyeciler adlı örgüte düzenlenen operasyonu gerekçe gösterilerek 31 kişi gözaltına alındı.
Yeni Şafak Genel Yayın Yönetmeni Karagül, "Ekrem Dumanlı sadece gazeteci mi?" başlıklı yazısında emniyetteki 'paralel yapılanmanın' tartışılan operasyonlarını böyle eleştirdi:
GÜÇ ZEHİRLENMESİ YAŞADILAR
"Dokunmadıkları hiçbir cemaat, hedef almadıkları kanat önderi, haklarında dosya tutmadıkları gazeteci, nasıl yok edeceklerini planlamadıkları siyasetçi kalmamıştı neredeyse. İstihbarat kadrolarındaki güçleri üzerinden insanları dinlediler, fişlediler, mahrem hayatlarına müdahale ettiler. Şantajlar yaptılar, tehditler yaptılar, insanları sindirdiler, korkuttular, cezalandırdılar.
Öyle bir güç zehirlenmesi yaşıyorlardı ki, siyasi iktidar değil devlet iktidarını bile bir engel olarak görmüyorlardı. Karar verilmişti, harekete geç talimatı gelmişti, düğmeye basılmıştı. Artık Türkiye onlarındı, onlara tabi olmayan, itaat etmeyen, karşı çıkan herkes hedefti. Önlerinde potansiyel engel olabilecekler için bile dava dosyaları hazırdı. Yüzlerce belki çok daha fazla insanı gözaltına alıp yargılayacakları mekânlar için bile hazırlıklar yapmışlardı.
Önlerinde Tayyip Erdoğan vardı. Ona diz çöktüremedikleri için en büyük hedef olarak onu seçmişlerdi.
İnanılmaz derecede kirli bir iftira, fitne ve dezenformasyon süreci başlattılar. Özellikle darbe senaryosu geri tepince sahip oldukları medya üzerinden, gazete ve televizyonlardan dünyanın en çirkin kampanyalarını yaptılar. Bir yıldır, duymadığımız hakaret ve küfür kalmadı. Akla hayale gelmeyecek yöntemler kullandılar. Türkiye entrikanın, fitnenin en ileri noktasını gördü."
GAZETECİLİĞİ SİLAHA DÖNÜŞTÜRMEK
Bir gazetecinin, medya mensubunun ifade hürriyetinin çok ötesinde devletle hesaplaşmaya girişmesinin ilk örneği olduğunu savunan İbrahim Karagül'ün eleştiri oklarının hedefinde Dumanlı vardı:
"Ekrem Dumanlı, gazetesinde meydan okuyabilir, hatta şov yapabilir, gazetecilik örtüsü altında bir dokunulmazlık arayabilir. Hiçbir gazeteci, gazete yöneticisi, yazarı, çizeri, mesleğinin kendisine verdiği gücü ve imkanı başka şeyler için bir örtü olarak kullanmamalı. Gazeteciliği silaha dönüştürürsek, bir güç/iktidar savaşının uzantısı haline getirirsek o zaman gazetecilik dışında cümlelerle konuşmak zorunda kalırız.
Dumanlı’nın gazetecilik tarafını sonuna kadar savunacağız. Bunda tereddüt etmeyeceğiz. Ama gazetecilik dışındaki rolü konusunda yanında olmayacağız. Tam tersine karşısında olmaya devam edeceğiz.
Bu ayrımı belirleyecek olan da biz değiliz.
Göreceğiz.