Hüseyin Gülerce: FETÖ'nün kıyameti, Fethullah Gülen'in Mehdi olmadığı anlaşılınca kopacak
Star yazarı Hüseyin Gülerce, Fethullah Gülen'in kendisine Mehdi sandığını yazdı.
Bir dönem adı Gülen cemaati ile anılan Star yazarı Hüseyin Gülerce, TSK'daki cunta yapılanması tarafından düzenlenen darbe girişiminin planlayıcısı olduğu öne sürülen Gülen cemaati lideri Fethullah Gülen ile ilgili olarak "Bu cani baştan beri kendini 'Mehdi sanıyor'. Mehdi olduğuna, Allah’tan doğrudan emir aldığına inanıyor. Etrafındakileri, “Beklenen Salih Zat” olduğuna inandırmış" dedi. Gülerce, "FETÖ’nün kıyameti, F. Gülen’in Mehdi olmadığının, 'Beklenen Salih Zat' olmadığının Gülenistler tarafından kabul edilmesiyle kopacaktır. Kanlı darbe teşebbüsüyle, bedduasıyla, cinnetiyle, masum insanları katletmesiyle, yalanlarıyla, kibriyle, sahtekârlığı ile ihanetleriyle onun Mehdi olmadığını çok yakında görecekler ve bir boşluğa düşecekler" dedi.
Hüseyin Gülerce'nin, "FETÖ’nün kıyameti: Gülen Mehdi değil..." başlığıyla yayımlanan (28 Temmuz 2016) yazısı şöyle:
15 Temmuz darbe girişimi, F. Gülen’in asıl yüzünü göremeyenlerin ya da Erdoğan düşmanlığı ile görmek istemeyenlerin gözünü açtı. Erdoğan’ın liderliği pekiştiği için kimilerine zor da gelse, eli kanlı darbeci F. Gülen’i artık zerre kadar savunamıyorlar.
Bu topraklarda artık kimse ona sahip çıkmaz/çıkamaz... O artık Meclis’i bombalatan, Polis Özel Harekât binasına jetleri gönderip polislerimizi katleden, insanlarımızın üzerine tankları sürdüren, ezdiren bir katil, bir zalim, millet ve devlet düşmanı bir haindir.
Bu ihanetini Amerika ve Avrupa’da sürdürebilmek için şimdi “beni Türkiye’ye teslim etmeyin, ben size lazım biriyim” diye yalvarıyor. Washington ve Brüksel’in, sırf Erdoğan’a, AK Parti’ye, güçlenen Türkiye’ye karşı kullanılmak için Gülen’e daha ne kadar sahip çıkabileceğini göreceğiz.
Türkiye’yi kaybetme pahasına eli kanlı bir darbeciyi uzun süre savunamazlar. Türkiye şimdi Batı ve uluslararası kamuoyuna gerçeği ayan beyan göstermek için FETÖ yargılamalarını bütün dünyaya canlı izlettirmelidir. Gerçekler anlaşıldığında kamuoylarının baskısı ile Amerika ve Avrupa, FETÖ mensuplarına dar edilecektir.
F. Gülen kanlı bir darbeyi yapacak kadar, bir iç savaşla milletimizi birbirine kırdıracak kadar neden ve nasıl canavarlaştı? Baştan beri mi hain? Değilse ne zaman insanlıktan, Müslümanlıktan çıktı da; bu topraklarda görülmemiş bir ihaneti gizliden gizliye, hem de bu milletin öz evlatlarını hipnotize ederek tezgâhladı?
Gülen’in ihanetinin boyutu çok büyük. Bir astsubay, sırf Gülen’i temsil ettiği için albaylara emir veriyor. Başyaveri, Cumhurbaşkanını öldürme teşebbüsüne alet oluyor, Genelkurmay Başkanının, kuvvet komutanlarının emir subayları darbenin içinde başrolde bulunuyor. Gülen, Türk Silahlı Kuvvetlerinin emir komutasıyla oynayarak, ordumuzun ruhunu kirletmeye kalkarak, vatanımızı düşman karşısında zaafa uğratmak gibi en büyük ihaneti yapıyor.
Bir emekli vaizin bu çapta ihanetini, Türkiye’yi yönetmeye kalkma hastalığını nasıl izah edeceğiz?
Bir emekli vaiz Türkiye’yi neden yönetmek ister? Bütün dünyaya yayılarak neden küresel halüsinasyonlar görür? İnsanları daha ortaokul, lise sıralarından hipnotize ederek, onları kendi kafasındaki bir projenin kurşun askerleri yapmaya neden kalkar? Bunu köylülük kompleksi ile açıklayamayız.
Tek bir izah var. Bu cani baştan beri kendini “Mehdi sanıyor. Mehdi olduğuna, Allah’tan doğrudan emir aldığına inanıyor... Etrafındakileri, “Beklenen Salih Zat” olduğuna inandırmış. Çocukluk çağından itibaren evlatlarımıza, bunun -haşa- Peygamberimizle görüştüğü, bütün kararları Peygamberimizle istişare ederek aldığı anlatılmış. Telefon dinlemelerinin getirdiği bilgilerden istifade edilerek bunun hadiseleri önceden bildiğine insanlar ikna edilmiş. 50 yıldır diazem kullandığı için gördüğü halisünasyonlar, velayet kanıtı olarak bütün Anadolu’ya yayılmış...
Darbeye rağmen Gülen’e hala biat edenler, onun Mehdi olduğuna, “Beklenen Salih Zat” olduğuna hala inanıyorlar. Yanında onun hipnoz zehrinin dağıtımını yapan biri, beş ay önce Zaman gazetesinde, “Beklenen Salih Zat, 2016 yılında duruma hâkim olacak, bahar müjdesi veriyorum” diye yazdı. (Darbenin ilk işaret fişeği bu yazıydı)
FETÖ’nün kıyameti, F. Gülen’in Mehdi olmadığının, “Beklenen Salih Zat” olmadığının Gülenistler tarafından kabul edilmesiyle kopacaktır. Kanlı darbe teşebbüsüyle, bedduasıyla, cinnetiyle, masum insanları katletmesiyle, yalanlarıyla, kibriyle, sahtekârlığı ile ihanetleriyle onun Mehdi olmadığını çok yakında görecekler ve bir boşluğa düşecekler...
Hüseyin Gülerce'nin, "FETÖ’nün kıyameti: Gülen Mehdi değil..." başlığıyla yayımlanan (28 Temmuz 2016) yazısı şöyle:
15 Temmuz darbe girişimi, F. Gülen’in asıl yüzünü göremeyenlerin ya da Erdoğan düşmanlığı ile görmek istemeyenlerin gözünü açtı. Erdoğan’ın liderliği pekiştiği için kimilerine zor da gelse, eli kanlı darbeci F. Gülen’i artık zerre kadar savunamıyorlar.
Bu topraklarda artık kimse ona sahip çıkmaz/çıkamaz... O artık Meclis’i bombalatan, Polis Özel Harekât binasına jetleri gönderip polislerimizi katleden, insanlarımızın üzerine tankları sürdüren, ezdiren bir katil, bir zalim, millet ve devlet düşmanı bir haindir.
Bu ihanetini Amerika ve Avrupa’da sürdürebilmek için şimdi “beni Türkiye’ye teslim etmeyin, ben size lazım biriyim” diye yalvarıyor. Washington ve Brüksel’in, sırf Erdoğan’a, AK Parti’ye, güçlenen Türkiye’ye karşı kullanılmak için Gülen’e daha ne kadar sahip çıkabileceğini göreceğiz.
Türkiye’yi kaybetme pahasına eli kanlı bir darbeciyi uzun süre savunamazlar. Türkiye şimdi Batı ve uluslararası kamuoyuna gerçeği ayan beyan göstermek için FETÖ yargılamalarını bütün dünyaya canlı izlettirmelidir. Gerçekler anlaşıldığında kamuoylarının baskısı ile Amerika ve Avrupa, FETÖ mensuplarına dar edilecektir.
F. Gülen kanlı bir darbeyi yapacak kadar, bir iç savaşla milletimizi birbirine kırdıracak kadar neden ve nasıl canavarlaştı? Baştan beri mi hain? Değilse ne zaman insanlıktan, Müslümanlıktan çıktı da; bu topraklarda görülmemiş bir ihaneti gizliden gizliye, hem de bu milletin öz evlatlarını hipnotize ederek tezgâhladı?
Gülen’in ihanetinin boyutu çok büyük. Bir astsubay, sırf Gülen’i temsil ettiği için albaylara emir veriyor. Başyaveri, Cumhurbaşkanını öldürme teşebbüsüne alet oluyor, Genelkurmay Başkanının, kuvvet komutanlarının emir subayları darbenin içinde başrolde bulunuyor. Gülen, Türk Silahlı Kuvvetlerinin emir komutasıyla oynayarak, ordumuzun ruhunu kirletmeye kalkarak, vatanımızı düşman karşısında zaafa uğratmak gibi en büyük ihaneti yapıyor.
Bir emekli vaizin bu çapta ihanetini, Türkiye’yi yönetmeye kalkma hastalığını nasıl izah edeceğiz?
Bir emekli vaiz Türkiye’yi neden yönetmek ister? Bütün dünyaya yayılarak neden küresel halüsinasyonlar görür? İnsanları daha ortaokul, lise sıralarından hipnotize ederek, onları kendi kafasındaki bir projenin kurşun askerleri yapmaya neden kalkar? Bunu köylülük kompleksi ile açıklayamayız.
Tek bir izah var. Bu cani baştan beri kendini “Mehdi sanıyor. Mehdi olduğuna, Allah’tan doğrudan emir aldığına inanıyor... Etrafındakileri, “Beklenen Salih Zat” olduğuna inandırmış. Çocukluk çağından itibaren evlatlarımıza, bunun -haşa- Peygamberimizle görüştüğü, bütün kararları Peygamberimizle istişare ederek aldığı anlatılmış. Telefon dinlemelerinin getirdiği bilgilerden istifade edilerek bunun hadiseleri önceden bildiğine insanlar ikna edilmiş. 50 yıldır diazem kullandığı için gördüğü halisünasyonlar, velayet kanıtı olarak bütün Anadolu’ya yayılmış...
Darbeye rağmen Gülen’e hala biat edenler, onun Mehdi olduğuna, “Beklenen Salih Zat” olduğuna hala inanıyorlar. Yanında onun hipnoz zehrinin dağıtımını yapan biri, beş ay önce Zaman gazetesinde, “Beklenen Salih Zat, 2016 yılında duruma hâkim olacak, bahar müjdesi veriyorum” diye yazdı. (Darbenin ilk işaret fişeği bu yazıydı)
FETÖ’nün kıyameti, F. Gülen’in Mehdi olmadığının, “Beklenen Salih Zat” olmadığının Gülenistler tarafından kabul edilmesiyle kopacaktır. Kanlı darbe teşebbüsüyle, bedduasıyla, cinnetiyle, masum insanları katletmesiyle, yalanlarıyla, kibriyle, sahtekârlığı ile ihanetleriyle onun Mehdi olmadığını çok yakında görecekler ve bir boşluğa düşecekler...