Hürriyet'ten Sabah'a yanıt; Dün Ergenekoncuyduk bugün Paralelci olduk...

Hürriyet Gazetesi bugün Sabah'ın “Doğan’dan Paralel Tetikçiliğe Devam” başlığıyla verdiği habere yanıt verdi. "Sabah gazetesine zorunlu bir yanıt" başlıklı yazıda bakın neler var?

İşte Hürriyet'in Sabah'a verdiği o yanıt...

Sabah gazetesi, dün “Doğan’dan Paralel Tetikçiliğe Devam” başlığıyla verdiği bir haberde, önceki günkü “Dosya Kapandı” manşetimizi gerekçe göstererek bize bir dizi ağır ve dayanaksız suçlamada bulundu.

Bu haberden anlaşılıyor ki, İstanbul’daki cumhuriyet savcılarının 25 Aralık soruşturma dosyasıyla ilgili takipsizlik kararını Hürriyet’in önceki günkü veriş şeklinden Sabah gazetesi rahatsızlık duymuş. Sabah’ın haberinde, Doğan Grubu’nun Pensilvanya’nın, yani ABD’de yaşayan Fethullah Gülen’in güdümünde hareket ettiği ve Hürriyet’in manşetinin de bu cemaat adına yapılan bir habercilik faaliyeti olduğu ileri sürülüyor.

Hürriyet’in yaptığı, 25 Aralık soruşturma dosyasındaki delilleri uzunca bir zamandır inceleyen İstanbul’daki savcıların verdiği bir “takipsizlik kararı”nı duyurmaktan ibaretti. Yaklaşık sekiz aydır ülkenin gündeminin neredeyse bir numaralı maddesi haline gelen bir soruşturma dosyası söz konusudur. Böyle bir soruşturmanın sonucu, gazeteciliğin evrensel ilkeleri çerçevesinde dünyanın her demokratik ülkesinde önemli bir haberdir. Haberin bu önemi yansıtacak bir ölçü içinde kamuoyuna duyurulması objektif gazetecilik ölçülerine uygundur.

Gazetemizin bu titizliğine karşın, dünkü Sabah ve yan yayını olan Takvim gazetelerinde, Hürriyet’i ve Doğan Holding Onursal Başkanı Sayın Aydın Doğan’ı “paralelcilikle” suçlayan yalan ve iftira dolu manşetler atılmış, bu içerikte yazılar yayımlanmıştır.
Kısa bir zaman öncesine kadar büyük siyasi davalardaki hukuki sorunları gündeme getirdiğimiz için “Ergenekoncu” olmakla suçlanırken, bugün “paralelcilik”le suçlanıyor olmamızı ancak tebessümle karşılayabiliriz. Okurumuz, bizim nerede durduğumuzu çok iyi biliyor.

Hürriyet, her zaman demokrasiden, hukukun üstünlüğü ilkesinden ve bu çerçevede meşruiyet çizgisinden yana olmuştur. Hukuk ve meşruiyet çizgisi dışına çıkan hiçbir hareketin, yapılanmanın yanında olmamız söz konusu olamaz. Devlet tektir. Devletin bünyesi içinde farklı yapılara hoşgörü gösterilemez. Ancak bu tür yapılarla mücadele ederken hukuk çizgisinin dışına çıkılmaması da esastır.
Bu haberlerde öne sürülen Hürriyet’in tiraj ve itibar kaybettiğine ilişkin iddialar da gülünçtür. Bu iddiayı ortaya atanların öncelikle kendi itibarlarını sorgulamaları gerekir. İddia sahipleri, sahiplik yapılarını, sermayelerinin kaynağını açıklamak gibi ahlaki bir görevleri olduğunu bilmelidirler. Medya, şeffaf olmadan itibarlı olamaz.

Türkiye’nin halkoyuyla seçilmiş ilk Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından verilen 30 Ağustos Zafer Bayramı davetine Sayın Aydın Doğan ve ailesinin fertleri ile Doğan Grubu’ndaki yayın organlarının yöneticileri de yapılan nazik davet üzerine katılmışlardır. Söz konusu haberlerde, bu konukların Sayın Cumhurbaşkanı’nın davetine katılmalarında farklı anlam ve maksatlar aranması, her şeyden önce davet sahibine saygısızlıktır.

Hürriyet evrensel kurallara bağlı bağımsız gazetecilik çizgisini bundan sonra da aynı kararlılıkla sürdürecektir.