Hürriyet'te yayımlanmamıştı; 'Fethullah Gülen' için 'Frankeştayn' dediği yazısını yıllar sonra paylaştı!

Gazeteci yazar Özdemir İnce'nin "Tersine Yazılar" adlı kitabı okurla buluştu.

Gazeteci yazar Özdemir İnce'nin şimdiye kadar yayımlanmayan ve 'sansür'e uğrayan yazılarından derlenen "Tersine Yazılar" adlı kitabı okurla buluştu. İnce, Gülen Cemaati lideri Fethullah Gülen için "Frankeştayn" dediği ve Hürriyet gazetesinin yayımlamadığı, "Şu Fethullah Gülen’i̇n Halleri̇ ve İşleri̇" başlıklı yazısını yıllar sonra paylaştı.

İnce'nin Hürriyet tarafından yayımlanmayan 'Fethullah Gülen' yazısı şöyle:

Fethullah Gülen, benim için, bizzat Sülün Osman değilse bile, belli bir çevre tarafından kurtarıcı (Mehdi, Mesih)(!) olmak üzere üretilmiş bir garip Frankeştayn’dır.

Bilim, sanat, iş, eğitim ve spor alanlarında olağanüstü saygınlığı olan, bu faaliyetlerini ABD’de sürdürmek isteyen ve ABD’nin de bu faaliyetlerden faydalanacağı kişilere verilen 1-140 statüsü vizesi istemeyi Fethullah Gülen’in aklına kim soktu acaba?

Bu başvuruda dehşetli bir tuzak görüyorum ben, yoksa Fethullah Gülen imam ve tüccar kontenjanından anında vize alabilirdi. Mahkeme karşısında böyle ziyan olmazdı.

Mahkeme dedim de aklıma geldi. Cingöz bir okurum ABD’nin FOIA (Freedom of Information Act-Bilgi Alma Özgürlüğü) yasasından yararlanarak “e United States District Court For e Eastern District of Pennsylvania” mahkemesinde görülen Fethullah Gülen davasının 122 sayfalık tutanaklarını gönderdi. Bu dava tutanağından iki örnek parça sunacağım:

“Davacı kendisinin bilimsel çalışmalarını konu alan konferanslar düzenlendiğini ileri sürüyor ve İngiliz hükümeti (Lordlar Kamarası) tarafından düzenlenmiş bir konferansı örnek gösteriyor. Bunu doğrulayan bir kanıt yok. Davacı başvurusuna bu konferans tutanaklarını eklemiş. ‘Organizatörler ve toplantı mekanları’ başlıklı listeye, yanıltıcı bir şekilde, Lordlar Kamarası eklenmiş ve belgeler oturumlardan birinin Lordlar Kamarası’nda yapıldığını gösteriyor ama bu konferansı ne İngiliz hükümetinin ne de Lordlar Kamarası’nın herhangi bir şekilde düzenlediğini, onayladığını, buna sponsorluk ettiğine dair bir bilgi var.”

“Davacının sunduğu kanıtlar iyice incelendiği zaman, kendisinin bir bilim adamı olmadığı, çalışmalarının ciddi bilimsel çalışma sayılamayacağı görülmektedir. Kendisi başka insanlara para karşılığında kendisiyle ilgili yazı yazdırarak akademik saygınlık kazanmaya çalışan dini ve siyasal bir kişidir.

*Dipnot: Amerikan Siyasal Bilim Derneği web sitesinde gelecek günlerde yapılacak onlarca konferansın listesi verilmekte- dir; bunların arasında Kasım 2008’de yapılacak ve davacıyı konu alacak (davacı üzerinde odaklanacak) bir konferans da vardır ve bu konferans seyahat, barınma, yeme-içme giderlerine ek olarak katılımcılara telif ücreti ödeyen tek konferanstır.”

Fethullah Gülen açısından itira ar, yalanlar ve saptırmalarla dolu bu dava tutanağı (tutanakları) onun kirli ipliğini pazara çıkartacak. Önümüzdeki günlerde bu konuya tekrar dönmek zorunda kalacağım. Bugünlük sözüm kendisini bir tür aydın, yazar, şair, filozof, pedagog, teolog olarak sunan ve bu sıfatlarla tanıtılmasını kurgulayarak Sülün Osman ile yarışan Fethullah Gülen’i “Dünyanın en etkili düşünürü” seçen Foreign Policy ve Prospect dergilerine. Mahkemenin tutanaklarını okuyunca ne yapacaklar, yerin dibine geçmeyecekler mi? Hele zat-ı muhteremin, bir söyleşide (“Asrın Geçirdiği Tereddütler”, s. 119), gerektiğinde kadınların dövülmesine ruhsat verdiğini öğrendikleri zaman?

Kendini dünyanın en büyük şairi ilan edip, gazetelere ilan veren Florinalı Nazım bile Fethullah Gülen’in yanında süt kuzusu kalır."