"HÜRRİYET,NE BU UTANMAZLIK!.." YENİ ŞAFAK YAZARI AĞIR KONUŞTU!..

Yeni Şafak yazarından Hürriyet'e çok sert bir tepki geldi! Peki yazar neden bu kadar kızmış?..



Muhafazakar hırsız!


Muhafazakar eşcinselim" diyen ünlü modacı Cemil İpekçi hangi konularda "muhafazakar" bilemiyorum, ama, "eşcinsellik" bakımından "muhafazakar" olmadığı besbelli.

Hatta "radikal" bile denilebilir: "Dürüst olduğum için her şeyim ortada. Ender'e de dürüst olmasını söyledim. O da beni dinledi. İşte korkmadan poz veriyoruz..."

Hürriyet internet de en az Cemil İpekçi kadar "korkusuz" ki, "foto galeri" halinde çarşaf çarşaf yayımladı bu pozları!

Ne ki, "sıradan muhafazakar" bu korkusuzluğa, "utanmazlık" diyecektir.

"Demode muhafazakar" da, iki bıyıklı "herifin" ilişkisini anlamakta güçlük çekecektir.

Hürriyet Gazetesi "muhabbeti" daha bir anlaşılır kılmak için "Cemil İpekçi yeni sevgilisi Sivaslı Ender Polat ile Bodrum -Türkbükü'nde el ele poz verdi..." spotunu da ihmal etmemiş tabii.

Lakin "Sivaslı" vurgusu tastamam edepsizlik! Nereli olduğunu soran mı oldu?

Gelelim "sevgilisi" vurgusuna...

"Hürriyet"in ilk vukuatı değil bu.

Daha önce de, kamuoyunun Müge Anlı'nın programından tanıdığı bir kadının, fuhuş yaptığı adamla işbirliği yaparak 6 yaşındaki özbeöz çocuğunu öldürmesini, "İki sevgili yatakta olduğu sırada minik Muhammet eve gelerek ilişkiye tanık oldu. Panikleyen sevgililer..." şeklinde vermişlerdi de, nevrim dönmüştü.

"Ne sevgilisi ulan!" diye haykırmış, "Bu müstekreh ilişkinin arasında 'sevgili' kavramının işi ne?.." diye sormuştum.

Demem o ki, Hürriyet Gazetesi, (farzımuhal) haftada 5 adet "sevgili" kelimesi kullanmışsa, bunun 4'ünü çarpık yahut sapık "ilişkiye", yekdiğerini de Ayşe Arman bacımıza yaktırmıştır.

Ayşe Arman da, yan paslardan alabildiğine uzak durmuş, Hıncal Uluç'u bile romantik bırakacak kadar derinlemesine oynamayı tercih etmiş, (nihayetinde) "Seks eşittir aşk" diyebilmiştir.

İmdi, birinci soruyu sormanın vakti gelmiştir:

"Muhafazakar eşcinselim" diyen Cemil İpekçi, malum "korkusuz" pozlarla, muhafazakarlığa "eşcinsel açılımı" mı yapmıştır, yoksa eşcinselliğe "muhafazakar açılımı" mı yapmıştır?

Hangisi acaba?

İkinci ve son soru da şuncağızdan ibarettir:

Muhafazakarlığa ib(...)lik açılımı olur da, "hırsızlık açılımı" olmaz mı?

Şappadak cevap verelim: Olmaz.

Zaten...

Cemil İpekçi gibi "delikanlıca" ortalığa çıkıp da, "Ben muhafazakar bir hırsızım..." diyen çıkmaz.

E'ee bu da gayet normal tabii; hırsızlık hem suç, hem de doğası itibariyle gizlilik ihtiva eder.

Yazımızın başlığın bakıp da, "Bu adam da hiç tekin değil, çoğu zaman sağ gösterip sol vuruyor; acaba hırsızlığımızı yüzümüze vurur, işimizi açık eder, burnumuzdan tutup cümle aleme rezil eder mi?.." yollu endişelenen "muhafazakar" muhteremler, rahat olun!

Hepsi bu kadardı; bak geçti bitti; acımadı değil mi?

Hayır, devam etmeyeceğim; zaten tatile çıkıyorum; biraz kafayı dinleyeceğim.

Döndüğümde, inşallah şu "Kürt açılımı"nda ciddi bir mesafe alınır.

Zira yepisyeni bir açılımı namluya süreceğim:

"İdrak açılımı."

Çünkü Türk'ün, Kürt'ün herkesin, hepimizin ihtiyacı var buna.

Naçizane bir yazı yazıyorum, aynı yazıya bir kısım Türkler, "Sendeki bu Türk düşmanlığı nedir?.." tepkisini verirken, bir kısım Kürtler de, "Irkçı Türk, faşist İttihatçı..." diyebiliyorlar.

Neyse artık, tatilden dönünce uzun, uzun konuşuruz bunları da.

Şimdi, hadi bana eyvallah.

Şişt, alo Şinasi, "Bir süreliğine yok'um..." diyorum, yanlışlıkla beni okumayı sürdürme!

Salih Tuna/Yeni Şafak


changeTarget(document.getElementById("news_content"))