Hürriyet'in emektarından duygusal veda! Hep hızlı yaşadım hayatı...(Medyaradar/Özel)
Hürriyet Gazetesi'nde 22 yıl görev alan deneyimli ismin yüzde 30 küçülme kararı nedeniyle grupla yollarını ayırdı. O isim veda mesajını Facebook'tan paylaştı.
Hürriyet Gazetesi'nin emektar ismi Mustafa Küçük 22 yıllık bir maratondan sonra grupla yollarını ayırdı. Küçük çalışma arkadaşlarına Facebook'tan veda etti.
İşte Küçük'ün o duygu yüklü veda mesajı:
Hoşçakal Hürriyet,
Tam 22 yıl oldu… Sokaklar, insanlar, olaylar, kargaşa, kavga, gürültü, patlama, adam kovalamaca, koşturmaca, kaos, bitmeyen toplantılar, uzayıp giden beklemeler, susmayan telefonlar, yağmur gibi gelen e-mailler… Ne hafta sonu ne yılbaşı ne de bayram tatili… Kaç kere ölümden döndüm hatırlamıyorum bile… Kafama dayanan silahlar, saatte 180 kilometre giderken konvoydaki kazalar, siper hattında başımın üzerinde geçen mermiler, sınırda yanı başıma düşen havan topu, TOMA’nın tazyikli suyuyla bir kelebek gibi kanatlanmam, yoğun gaz sonucu ciğerlerimin dışarı çıkma çabası… Say say bitmez… Hala hayatta olmam bile bir mucize… Hep hızlı yaşadım hayatı… Bir gözüm saatimde zamanla yarıştım… Bazen gün ışımadan düştüm yollara bazen gece güne dönerken, dönebildim evime… Dile kolay tam 22 yıl… Taş yedim, gaz yedim hatta plastik mermi bile yedim ama asla dayak yemedim… Evet, çok koştum çok yoruldum… Bedensel ve ruhsal olarak tükendim, sürmenaj oldum…
Henüz 22 yaşında 5 yıllık genç bir gazeteci olarak, 17 yıl 7 ay 26 gün önce adım attım Hürriyet’e… Bana güç verdi, güven verdi, Hürriyet’le Mustafa Küçük oldum… 40’ı aşkın ülkeyi gezdim, Kuzey Kutbundan Güney Kutbuna… Manşetler yaptım kimi hayatları kurtardı, manşetler yaptım günlerce konuşuldu… Bu süreçte biri Türkiye Gazeteciler Cemiyeti “Yılın En İyi Siyasal Sosyal Haberi”, ikisi “Manşettekiler Yılın Haberi” olmak üzere 50’yi aşkın ödül kazandım… Hürriyet’in bayrağını hep en yüksekte dalgalandırdım… Kimsenin adamı olmadım… Sadece doğru bildiğim değerler adına kavga ettim… Hep dik durdum, eğilmedim, bükülmedim…
Rejenerasyon ve hayalimdeki projeleri gerçekleştirmek adına yaklaşık 6 ay önce yeni bir yola çıkmaya karar verdim… Kolay olmadı ama sonunda yöneticilerim de ikna oldu… Son tahlilde, adeta ikinci yuvam olan Hürriyet’le yollarımı bugün yani 1 Aralık 2014 Pazartesi günü itibariyle ayırdım… Dile kolay tam 6 bin 450 gün… Bugünden itibaren Hürriyet’ten geriye güzel anılar, harika dostluklar ve soğuk havalarda sızlayan sırtımdaki plastik merminin izi kalacak…
Bu süreçte her zaman bana destek olan öncelikle eşim Seda Küçük’e ve aileme, mesleğe adım attığım yıllarda bana yol gösteren Metin Yener’e, 18 yıllık Hürriyet maceramda beni hep motive edin Tarık Devrim’e, sadece güzel anılarla hatırlayacağım, bana hep ağabeylik yapan Celal Korkut’a, dizgi, sayfa sekreteri, muhabir, foto muhabiri, editör, şef, müdür, koordinatör ve meslek büyüklerime, her zaman bende ayrı bir yeri olan DHA Genel Müdürü Uğur Cebeci’ye, genel yayın yönetmenlerim Ertuğrul Özkök, Enis Berberoğlu ve Sedat Ergin’e, her gördüğünde bana gülümseyip, halimi hatırımı soran patronumuz Vuslat Doğan Sabancı’ya, yıllardır birlikte çalıştığım, bazen 5 saniyelik bir kare için 18 saat birlikte yağmur, fırtına, kar altında nöbet tuttuğum meslektaşlarıma ve hayatıma dokunan, mesleğimi yaparken işimi kolaylaştıran tüm dostlarıma teşekkür ediyorum…
Bu süreçte sürçülisan ettiysem affola…
Mevlana’nın dediği gibi “Dün, dünde kaldı cancağızım, bugün yeni şeyler söylemek lazım.”
Artık hayatı dolu ama yavaş yavaş yaşayacağım. Bundan sonra yoluma ‘by Mustafa Küçük’ markası altında devam edeceğim. Hayalimdeki projeleri gerçekleştireceğim. Tutkum olan fotoğraf çekmeyi ise bir taç gibi başımda taşıyacağım… Editöryal çalışmalarımı yaparken konsept, portre, katolog ve moda çekimlerine de zaman ayıracağım… Bir anfide, bir stüdyo ya da film setinde hatta hiç ummadığınız yerlerde karşınıza çıkabilirim…
Sevgiyle kalın.
Mustafa Küçük
MEDYARADAR/ÖZEL
İşte Küçük'ün o duygu yüklü veda mesajı:
Hoşçakal Hürriyet,
Tam 22 yıl oldu… Sokaklar, insanlar, olaylar, kargaşa, kavga, gürültü, patlama, adam kovalamaca, koşturmaca, kaos, bitmeyen toplantılar, uzayıp giden beklemeler, susmayan telefonlar, yağmur gibi gelen e-mailler… Ne hafta sonu ne yılbaşı ne de bayram tatili… Kaç kere ölümden döndüm hatırlamıyorum bile… Kafama dayanan silahlar, saatte 180 kilometre giderken konvoydaki kazalar, siper hattında başımın üzerinde geçen mermiler, sınırda yanı başıma düşen havan topu, TOMA’nın tazyikli suyuyla bir kelebek gibi kanatlanmam, yoğun gaz sonucu ciğerlerimin dışarı çıkma çabası… Say say bitmez… Hala hayatta olmam bile bir mucize… Hep hızlı yaşadım hayatı… Bir gözüm saatimde zamanla yarıştım… Bazen gün ışımadan düştüm yollara bazen gece güne dönerken, dönebildim evime… Dile kolay tam 22 yıl… Taş yedim, gaz yedim hatta plastik mermi bile yedim ama asla dayak yemedim… Evet, çok koştum çok yoruldum… Bedensel ve ruhsal olarak tükendim, sürmenaj oldum…
Rejenerasyon ve hayalimdeki projeleri gerçekleştirmek adına yaklaşık 6 ay önce yeni bir yola çıkmaya karar verdim… Kolay olmadı ama sonunda yöneticilerim de ikna oldu… Son tahlilde, adeta ikinci yuvam olan Hürriyet’le yollarımı bugün yani 1 Aralık 2014 Pazartesi günü itibariyle ayırdım… Dile kolay tam 6 bin 450 gün… Bugünden itibaren Hürriyet’ten geriye güzel anılar, harika dostluklar ve soğuk havalarda sızlayan sırtımdaki plastik merminin izi kalacak…
Bu süreçte her zaman bana destek olan öncelikle eşim Seda Küçük’e ve aileme, mesleğe adım attığım yıllarda bana yol gösteren Metin Yener’e, 18 yıllık Hürriyet maceramda beni hep motive edin Tarık Devrim’e, sadece güzel anılarla hatırlayacağım, bana hep ağabeylik yapan Celal Korkut’a, dizgi, sayfa sekreteri, muhabir, foto muhabiri, editör, şef, müdür, koordinatör ve meslek büyüklerime, her zaman bende ayrı bir yeri olan DHA Genel Müdürü Uğur Cebeci’ye, genel yayın yönetmenlerim Ertuğrul Özkök, Enis Berberoğlu ve Sedat Ergin’e, her gördüğünde bana gülümseyip, halimi hatırımı soran patronumuz Vuslat Doğan Sabancı’ya, yıllardır birlikte çalıştığım, bazen 5 saniyelik bir kare için 18 saat birlikte yağmur, fırtına, kar altında nöbet tuttuğum meslektaşlarıma ve hayatıma dokunan, mesleğimi yaparken işimi kolaylaştıran tüm dostlarıma teşekkür ediyorum…
Bu süreçte sürçülisan ettiysem affola…
Mevlana’nın dediği gibi “Dün, dünde kaldı cancağızım, bugün yeni şeyler söylemek lazım.”
Artık hayatı dolu ama yavaş yavaş yaşayacağım. Bundan sonra yoluma ‘by Mustafa Küçük’ markası altında devam edeceğim. Hayalimdeki projeleri gerçekleştireceğim. Tutkum olan fotoğraf çekmeyi ise bir taç gibi başımda taşıyacağım… Editöryal çalışmalarımı yaparken konsept, portre, katolog ve moda çekimlerine de zaman ayıracağım… Bir anfide, bir stüdyo ya da film setinde hatta hiç ummadığınız yerlerde karşınıza çıkabilirim…
Sevgiyle kalın.
Mustafa Küçük
MEDYARADAR/ÖZEL