HÜRRİYET'İN DÖRT ATLISI EN SİNİR İSİMLERİ SEÇTİ! MEDYADAN KİMLER VAR?

Hürriyet yazarları Türkiye'nin en sinir isimlerini seçti. İşte listedeki medya mensupları...

Hürriyet gazetesinin 4 köşe yazarı, Ertuğrul Özkök, Ahmet Hakan, Sedat Ergin ve Enis Berberoğlu, bu sefer Türkiye’nin sinir olduğu 10 kişiyi seçtiler. Listedeki isimler arasında medyadan da çok çarpıcı isimler var. İşte o listeden seçmeler:

ÖZKÖK’ÜN LİSTESİNDE KENDİ DE VAR

Ertuğrul Özkök’ün listesinin ilk sırasında Sinan Çetin var. İkinci sırada ise Serdar Ortaç... Üçüncülüğü ise kimseye kaptırmamış Özkök.

3- Yazarların Ortaç’ı, siyasetin Çetin’i ERTUĞRUL ÖZKÖK
Övünmek gibi olmasın, bendeniz. Bir gün öyleyimdir, bir gün böyle. Köşe yazarlarının Serdar Ortaç’ı, siyasetin Sinan Çetin’i falan bile diyebilirsiniz. Hiç itirazım olmaz. Beni seven bile, haftada birkaç kere gıcık olur. Sevmeyenin içine de bazen tuhaf ve karmaşık bir şeyler sokarım. Evet, provokatörüm. Çünkü beynim ‘Agent Provocateur’den giyinir. Bana göre, Allah’ın bahşettiği en güzel duygudur, çoğuna göreyse yaratılış arızası. Ben memnunumdur; sevmeyenim de günlük nefret nafakasını verdiğim için memnundur. Adı konmamış bir ‘gıcıklık protokolü’, yazılı olmayan asap bozucu bir anayasa çerçevesinde yaşar gideriz. Güzel bir cohabitation’dur. Alan da memnundur, satan da.

6- Şeref listesinde HINCAL ULUÇ

Ah, onsuz her gıcık listesi eksiktir, eksik... İlk 5’e yazmıyorsam, bilin ki, rakip gazeteden olduğu içindir. Aynı meslekten olduğu içindir. Biraz da hasetten, kıskançlıktandır. Yoksa gıcıkların hasıdır; şeref listesine adı altın harflerle yazılacak adamdır. Âsap bozucular panteonu’nda yeri şimdiden hazırdır. Eski gazetecilerin, müesses nizam basınının baş belasıdır. Mahalleye geldiği andan itibaren, hem klasik köşe yazarlarının, hem de klasik okurların huzurunu kaçırmıştır. Ama etrafa epey tohumunu saçmıştır. Gıcıklık sari midir diye sorarsanız, saridir. Tek soru şu: Gıcık doğulur mu, yoksa olunur mu... Cevap her ikisi de doğrudur. Hıncal Uluç, gıcık doğmuştur, bizse ona bakarak olmuşuzdur.

8- İki kızına miras bırakacak HASAN CEMAL

“İfrit olma da yanında yat...” Eminim eşi Ayşe bile zaman zaman bunu demiştir. Her dönem sinir bozucudur. Bir dönem sinirini bozduklarıyla ertesi dönem buluşur; bir sonraki dönemde yine ifrit etmeyi başarır. Bir dönemin ‘Hasan Abi’sidir, bir yıl sonra, adres sormayan ‘yok öyle 25 kuruşa simit’ mermilerinin hedefi. Doğduğundan beri bildiğini okur, okumaya devam eder. Mahalleyi bilmez, bilmediği mahallenin baskısını da tanımaz... O yüzden bir dönem o mahalleden, bir dönem bu mahalleden kovulur. E, her mahalle kovunca da, mahallesiz kalır ve ‘En Büyük 10 Türk Gıcığı’ listesine adını altın değil, pırlanta harflerle yazdırır. İki kızına bırakacağı en büyük miras da belki bu gıcıklık plaketidir.




ÖZKÖK’ÜN EK LİSTESİ DE VAR


2. NURAY MERT: Hep kara gün dostu olduğu, iyi günün nimetini de rantını da elinin tersiyle ittiği, bir erkeğin asla olamayacağı kadar cesur olup bizi zor durumda bıraktığı ve gıcık ettiği için.

5. PRESS BEY: Medyanın bütün ezber bozucu, kafaların tasını attırıcı, sinir bozucu tipleri adına her pazar gıcıklık yaptığı için.

SEDAT ERGİN’İN LİSTESİNDE DE KENDİSİ VAR

1-Kendimi listenin başına koyuyorum

Başkalarından gıcık kaptığını söyleme hakkını kendisinde gören bir kişi önce kendisiyle yola koyulmalı. Bu ‘çuvaldızı kendine iğneyi başkasına batır’ ilkesinin de bir gereği. O yüzden kendimi listenin başına koyuyorum. Hoşnut olmadığım pek çok yönüm var ama konuşurken araya uzun “Iııı...” seslerinin girmesi herhalde en çok gıcık kaptığım yönüm. Bir okur geçenlerde bu yönümü eleştirmek üzere gönderdiği elektronik postada ben “Iııııı” demeye başladığım zaman araya reklam bile alınabileceğini söylemişti... İstisna olmadığını gösterdi




AHMET HAKAN YİĞİT BULUT’U LİSTEYE ALDI
2-İktidarın ideal gazetecisi YİĞİT BULUT


Aslında bu listeye girmeye değecek biri değil. Sadece iktidarın ortaya çıkardığı ‘gıcık gazeteci’ tipini temsilen bu listede... O bir prototip: Yeni yandaş gazeteci tipinin şahikası... Yandaşlıkta sürekli el yükseltiyor. Sayesinde literatüre ‘jöleleme’ diye bir kavram bile girdi. Asla yenilmiyor. Gardını hiç düşürmüyor. Her şeyin hepimizin gözü önünde cereyan etmesinden falan da zerre kadar çekinmiyor. Mesela, “Birileri bana ‘Sen daha düne kadar ulusalcı şahlanışın ağababalığına soyunmuyor muydun birader?’ diye sorarsa ne cevap veririm” diye bir derdi yok. Bu nedenle sırtı hiç yere gelmiyor. Ve yine aynı nedenle sırtı hiç yere gelmez.