HÜRRİYET.COM.TR İLE ORAY EĞİN BİRBİRİNE GİRDİ!.. KARŞILIKLI SÖZ DÜELLOSU NEDEN BAŞLADI?

Oray Eğin, hurriyet.com.tr'nin hangi haberini eleştirdi? Peki Hürriyet internet servisi bu yazıya nasıl karşılık verdi? Ortalık neden karıştı?

İşte bugün yayınlanan Oray Eğin'in yazısı...


Biri Hürriyet'le kafa buluyor

Dünkü Hürriyet'in İnternet sitesinde bir haber dikkatimi çekti: Başkan Yardımcısı Joe Biden'ın oynadığı konyak reklamı Amerika'da ciddi tartışmalar yaratmış. Biden'ı yatakta bir kadınla gösteren reklam ortalığı birbirine katmış. Ancak konyak firması 'Onunla çalışmaktan mutluyuz' demiş...
Amerikan basınını çok iyi takip ettiğime inanırdım, bu haberi nasıl atladığıma şaşırdım!
Jeton sonradan düştü, video'yu tıkladığım zaman anladım. Meğerse bir kez daha Türk basını The Onion'ın tuzağına düşmüş...
The Onion da mı ne?
Yıllardır yalan haberler yapan ve okuyanı gözyaşları gelene kadar güldüren bir dergi... Hatta bir ara Türkiye'de Ekşi Sözlük'çüler de buna benzer bir dergi yapmayı düşünmüşlerdi. The Onion'ın tek bir özelliği var: Her şey yalan... Ama o kadar ciddi bir şekilde düzenleniyor ki haberler, bilmeden inanabiliyorsunuz.
Sanırım hurriyet.com.tr'nin 'Dünya' editörü de İnternet'te karşısına çıkan videoyu hiç düşünmeden, sorgulamadan, 'Ya böyle bir haber olur mu' demeden kullanmış...
The Onion yayınlandığı ilk günden beri fenomen: Yaklaşık 20 yıllık bir geçmişi var, 1996'dan beri de İnternet'te... 2007'den beri de Onion News Network adıyla 'görüntülü haber' yayınlıyor...
Böylesine yaygın bir ağ olmasına rağmen hala Türkiye'deki gazetecileri avlayabiliyor... Güler misiniz, ağlar mısınız...
Bir de not: Aman sakın önümüzdeki günlerde Apple'ın ilk klavyesiz bilgisayarı icat ettiğini ciddi ciddi yazmayın. O da bir The Onion haberi.

İşte hurriyet.com.tr'nin yanıtı...

Oray Eğin arada gazetene git

Oray Eğin... Baktık ki dün gazeteciliğin en feci hatasına düşmüşsün...

Tamam haberleri kendi gazetenden okumuyor, hurriyet.com tr den takip ediyorsun. Bu anlaşıldı...
Ama daha da beteri kendi sayfanı da okumuyorsun...
İşte mesleğin kör kuyusunda kalmak da tam budur...
Diyelim ki biz bir hata yaptık. Yanıldık. Bir "Asparagasçı derginin" haberini yanılıp yayınladık.
Sen de eleştirdin...Bize saldırdın...
Ama ya sen...
Aynı haber senin gazetenin birinci sayfasında 5 sütun haber olmuş. Sen hurriyet.com.tr ye saldırıyorsun.
Dahası o haber senin köşe yazının olduğu sayfada çıkmış. Görmemişsin. Akşam Gazetesi´nden neredeyse tüm internet siteleri haberi alıp videosuyla kullanmış. Onu da görmemişsin...
Bu niye böyle oldu biliyor musun?
Evinden yazınca böyle oluyor da ondan ...
Gazeteni bile görmüyorsun...
Sana tavsiyemiz. Arada gazetene git. Orada yazı işleriyle biraz sohbet et. Mesela o hatayı yapmalarını engelle. Hatta aynı gün bizi bile kendi gazetenin internet sitesinden uyarabilirsin.
Biz alınmayız. Hatadan döneriz. Her gün binlerce okurumuz hatalarımızı gösteriyor. Düzeltiyoruz.
Ama senin hatan çok büyük. Öyle twitter den havaya özür dilemekle olacak bir hata değil.
Gündelik bir hata değil.
Gazeteci için yaşamsal bir hata...
Çünkü senin hatan gazetene gitmemek.
Kendi yazı işlerinin hatasını görüp düzeltecekken evinde her şeyi bilen ulu büyücü büyük dede gibi kambura yatmak ayıptır...