Hürriyet yazarından Tatlım haberiyle sert hırsız göndermesi

Hürriyet yazarı Mehmet Y. Yılmaz, gazetede yer alan, kendisinin deyimiyle bir "tatlım" haberine dikkat çekti.

"Gazete yöneticisi olduğum yıllarda yönettiğim gazetelerin birinci sayfasına mutlaka bir tane "tatlım" haberi koyardım" diyen Mehmet Y. Yılmaz öncelikle "tatlım" haberinin ne olduğunu açıklıyor.

"Hayır, o gün öğlen yemeğinde yenilecek bir tatlıdan, trileçeden filan söz etmiyorum. Sabah kahvaltıda gazete okuyan çiftlerden birinin diğerine "Tatlım, bu haberi gördün mü" diye sorma ihtiyacı duyacağı cinsten bir haber türü bu. Yaşanmış ama gerçeküstü gibi görünen olayların aktarıldığı haberleri böyle tanımlıyorum".

Bu tanımlamanın ardından Yılmaz, Hürriyet Gazetesi'nden yer alan böyle bir haberi okurlarıyla paylaşıyor. Bir ayakkabı hırsızlığı haberi... Oldukça da ilginç... Sonunda hırsızlık yapmayan birisine kullanılmış ayakkabı çalmaktan 39 yıl ceza veriyorlar. Dolayısıyla da Mehmet Y. Yılmaz söylemeden edemiyor: "Bu kişiler, kullanılmış ayakkabı çalmak yerine topladıkları rüşvet paralarını ayakkabı kutusuna koysalardı, yakalansalar bile sonunda serbest kalırlardı. Hatta devlet, ayakkabı kutusundaki paraları iade ederken rüşvetçiye faiz bile verirdi."

İŞTE YILMAZ'IN "TATLIM" HABERİYLE İLGİLİ YAZDIKLARI

İşte böyle bir "tatlım" haberi geçenlerde Hürriyet'in iç sayfalarında yayınlandı. Bir erkek ile bir kadın, Ümraniye'deki bir apartmana girmiş ve kapı önlerine çıkarılan ayakkabılardan sekiz çift çalmış. Apartman sakinleri durumu fark edince hırsızlar ayakkabıları bir minibüse kilitleyip kaçmış. Bir süre sonra bir üçüncü kişi, Bilal Çakıcı, minibüsü almaya gelince mahalleli tarafından yakalanıp polise teslim edilmiş. Kaçan iki kişinin dosyası ayrıldıktan sonra mahkeme Bilal Çakıcı için "hırsızlık" suçundan 48 yıla kadar dava açmış, hâkim de hırsızı 39 yıl hapse mahkûm etmiş.

Bu haberi okuyunca gülmeme engel olamadım. Birincisi memleketin hırsızları belli ki giderek tuhaflaşıyorlar. Kullanılmış ayakkabı çalıp satacaksın da kaç para kazanacaksın? Böyle bir para için böyle bir risk göze alınabilir mi?

İkincisi Türk adaleti!

Kullanılmış sekiz çift ayakkabı çalmaya ortak oldu diye bir adamı 39 yıl hapse mahkûm ediyor! Oysa o adam alkollü olarak kullandığı araç ile birisine çarpıp öldürseydi, üç–dört sene yatıp çıkardı. Hatta tutuksuz yargılanırdı.

Mesela geçen gün Bağdat Caddesi'nde aşırı sürat ile makaslar atarken kaldırıma çıkıp üç gence çarpan ve birinin ölümüne neden olan sürücü, ifadesinin alınmasından sonra serbest bırakıldı. Çünkü savcı da hâkim de biliyor ki bu trafik canavarına verilecek ceza tutuklu yargılanmasını gerektirmiyor.

Ya da yine ayakkabı örneğinden yola çıkalım:

Bu kişiler, kullanılmış ayakkabı çalmak yerine topladıkları rüşvet paralarını ayakkabı kutusuna koysalardı, yakalansalar bile sonunda serbest kalırlardı. Hatta devlet, ayakkabı kutusundaki paraları iade ederken rüşvetçiye faiz bile verirdi.

Ayakkabı kutusu sadece rüşvet paralarını saklamaya yaramıyor tabii, bakanlara filan rüşvet verirken de yararlı bir "aparat" bu. İçine dolduruyorsun, ayakkabı hediye eder gibi götürüp adama veriyorsun. Yakalansan bile ne rüşveti verene bir şey oluyor, ne de rüşveti alana.

Hürriyet'teki bu ayakkabı hırsızları haberi o kadar güzel ki tek sütun on santimde, bütün ülkenin vaziyeti umumisini gözler önüne seriveriyor.