Hürriyet yazarından Başbakan'a Savcı Öz tepkisi! Bunun adı şantaj değil mi?
Hürriyet yazarı Mehmet Y. Yılmaz, bugünkü yazısında Başbakan Erdoğan'ın Savcı Zekeriya Öz hakkındaki sözlerine tepki gösterdi.
Mehmet Yılmaz, Başbakan'ın Savcı Öz hakkında önceden bir bilgiye sahip olduğunun anlaşıldığını ve bunu neden bugüne kadar bıraktıklarını, zamanında bir şikayette bulunmadıklarını bugünkü köşesinden eleştirdi.
İşte Mehmet Y.Yılmaz'ın bugünkü yazısından ilgili bölüm;
Başbakan bu bilgiyi neden bugüne sakladı?
ERGENEKON soruşturmasının savcısı Zekeriya Öz, şu anda rüşvet ve yolsuzluk soruşturmaları nedeniyle hükümetin ve dolayısıyla AKP medyasının en önemli hedeflerinden biri haline geldi.
Dün Sabah gazetesinin manşetinde Zekeriya Öz’ün, ailesiyle birlikte Dubai’ye yaptığı seyahatin tüm masraflarının bir inşaat şirketince finanse edildiği haberi vardı.
Benim bu yazıyı yazdığım saate kadar da henüz Zekeriya Öz konuyla ilgili bir açıklama yapmamıştı.
İddiaya göre Dubai tatilinin faturası uçak biletleriyle birlikte 77 bin 500 lira tutmuş.
Bu ne kadar doğrudur, bilemem. Bir savcının, böyle bir şeye tenezzül etmeyeceğini ümit etmek isterim, bakalım Savcı Öz bu konuyu nasıl açıklayacak.
Eğer doğruysa Savcı Öz’ü de bir Silivri yolculuğu bekleyecektir diye düşünüyorum.
Bu konuda onun söyleyeceklerini dinleyene kadar şunu sormak istiyorum:
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, gazeteciler ile yaptığı toplantıda Zekeriya Öz’ü ima ederek “Bir yargı mensubu yılda 20-22 defa turist olarak yurtdışına gider mi?” diye sormuştu.
Başbakan, “Kayak, kumsal, tenis. Bunun geliri nedir? Bakın bir yargı mensubu bir belediye başkanının makam odasına gidiyor, istediğini alamayınca o başkan hakkında dosya düzenliyor. Ben suç duyurusunda bulunuyorum, ses yok. Böyle bir şey olur mu?” diye konuşmuştu.
Buradan da anlıyoruz ki bu gezi ile ilgili belgeler vs. Başbakan’ın bilgisi dahilindeydi.
Merak ediyorum, acaba bu rüşvet ve yolsuzluk soruşturması açılmamış olsaydı, Başbakan elindeki bu bilgileri HSYK’ya verip suç duyurusunda bulunacak mıydı?
Hiç sanmıyorum.
Gezinin yapıldığı tarih ekim ayı, AKP medyasının ve Başbakan’ın konuyu açıkladığı tarih ocak ayı!
Böyle bir bilgiyi bugüne kadar adaletten ve kamuoyundan neden sakladılar?
“Günü gelince ortaya süreriz” diye oturup neden beklediler?
Bunun adı şantaj değil mi?
YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ
İşte Mehmet Y.Yılmaz'ın bugünkü yazısından ilgili bölüm;
Başbakan bu bilgiyi neden bugüne sakladı?
ERGENEKON soruşturmasının savcısı Zekeriya Öz, şu anda rüşvet ve yolsuzluk soruşturmaları nedeniyle hükümetin ve dolayısıyla AKP medyasının en önemli hedeflerinden biri haline geldi.
Dün Sabah gazetesinin manşetinde Zekeriya Öz’ün, ailesiyle birlikte Dubai’ye yaptığı seyahatin tüm masraflarının bir inşaat şirketince finanse edildiği haberi vardı.
Benim bu yazıyı yazdığım saate kadar da henüz Zekeriya Öz konuyla ilgili bir açıklama yapmamıştı.
İddiaya göre Dubai tatilinin faturası uçak biletleriyle birlikte 77 bin 500 lira tutmuş.
Bu ne kadar doğrudur, bilemem. Bir savcının, böyle bir şeye tenezzül etmeyeceğini ümit etmek isterim, bakalım Savcı Öz bu konuyu nasıl açıklayacak.
Eğer doğruysa Savcı Öz’ü de bir Silivri yolculuğu bekleyecektir diye düşünüyorum.
Bu konuda onun söyleyeceklerini dinleyene kadar şunu sormak istiyorum:
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, gazeteciler ile yaptığı toplantıda Zekeriya Öz’ü ima ederek “Bir yargı mensubu yılda 20-22 defa turist olarak yurtdışına gider mi?” diye sormuştu.
Başbakan, “Kayak, kumsal, tenis. Bunun geliri nedir? Bakın bir yargı mensubu bir belediye başkanının makam odasına gidiyor, istediğini alamayınca o başkan hakkında dosya düzenliyor. Ben suç duyurusunda bulunuyorum, ses yok. Böyle bir şey olur mu?” diye konuşmuştu.
Buradan da anlıyoruz ki bu gezi ile ilgili belgeler vs. Başbakan’ın bilgisi dahilindeydi.
Merak ediyorum, acaba bu rüşvet ve yolsuzluk soruşturması açılmamış olsaydı, Başbakan elindeki bu bilgileri HSYK’ya verip suç duyurusunda bulunacak mıydı?
Hiç sanmıyorum.
Gezinin yapıldığı tarih ekim ayı, AKP medyasının ve Başbakan’ın konuyu açıkladığı tarih ocak ayı!
Böyle bir bilgiyi bugüne kadar adaletten ve kamuoyundan neden sakladılar?
“Günü gelince ortaya süreriz” diye oturup neden beklediler?
Bunun adı şantaj değil mi?
YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ