HÜRRİYET YAZARI AHMET HAKAN HANGİ PİŞMİŞ MANŞETLERE SU KATTI?

Eski Türkiye'de manşetler her zaman çok önemliydi. Zafer çığlıkları hep manşetlerden atılır, tarihi hep manşetler yazardı.

Pişmiş manşete su katıyorum

“ESKİ Türkiye”de manşetler her zaman çok önemliydi.

Zafer çığlıkları hep manşetlerden atılır, tarihi hep manşetler yazardı.

“Sarışın Güzel Kadın”ın Avrupa’yı salladığını, hep manşetler haykırdı.
Dünya liderlerinin Turgut Özal’a kıskançlıkla karışık bir hayranlık beslediklerini, hep manşetler duyurdu.
Manşetler olmasa “Ta Adriyatik’ten Çin Seddi’ne kadar” ortalığı sarstığımızı katiyen anlayamazdık.

* * *
“Yeni Türkiye”de de değişen bir şey yok.
Manşetler tıpkı “Eski Türkiye”de olduğu gibi yine çığlık atmaya başladı.
“Yeni Türkiye”nin manşetlerine göre...
NATO’yu dize getirmişiz.
Büyük zafer kazanmışız.
Sadece istediğimizi değil, istemediklerimizi bile almışız.
Dünya liderleri “Türkiye” demiş de başka bir şey dememiş.
Herkes Abdullah Gül’ün sergilediği olağan üstü liderliği konuşuyormuş.

* * *
Tıpkı “Eski Türkiye”de olduğu gibi, “Yeni Türkiye”de de manşetler çığlığı basınca...
Sorulması gereken sorular da arada kaynayıp gitti tabii...
Mesela...
“Madem NATO’yu dize getirdik, bunu neden sadece bizim manşetlerimiz haykırıyor da Batı basının manşetlerinde tık bile çıkmıyor?” sorusunu soran yok.
Mesela...
“Madem Abdullah Gül olağanüstü bir liderlik sergiledi, bunu neden sadece bizim manşetler söylüyor da Batı basınında mübalağasız da olsa bir Abdullah Gül övgüsü yok?” sorusu da gündem dışı.
Hadi hepsini geçtik...
Şu basit ve temel soru bile kimsenin aklına gelmedi:
“Eğer füze kalkanları İran’dan gelebilecek tehlikelere karşı konuşlandırılmıyorsa ne için konuşlandırılıyor? Uzaylı saldırısına karşı mı?”

* * *
“Eski Türkiye”nin haykıran manşetlerini, hep mide ekşimesiyle okurdum.
“Yeni Türkiye”nin haykıran manşetlerini okurken de, midem benzer bir ekşimeyle tarumar olmasın mı?
Bir de benim için “dönek” derler.

Yandaş medyanın CHP ilgisinin 5 nedeni

BİR: Tayyip Erdoğan’ın öfkesini çekme tehlikesinden mümkün olduğunca uzaklaşmak.
İKİ: AK Parti’ye vuramayınca, vuruş tadını ve zevkini CHP üzerinden çıkarmak.
ÜÇ: CHP’ye vurarak alınacak “aferin” gibi bir ekstranın da söz konusu olması.
DÖRT: Kemal Kılıçdaroğlu’nu öfkelendirmenin bir yaptırımının olmaması.
BEŞ: CHP’ye akıl vermenin, AK Parti’ye akıl vermekten daha kolay olması.

Ahmet Hakan/Hürriyet