Hürriyet Okur Temsilcisi'nden gazetesine: Keşke Orhan Pamuk'un referandum söyleşisi yayımlanabilseydi!
Hürriyet Okur Temsilcisi Faruk Bildirici, Washington Temsilcisi Cansu Çamlıbel'in Nobel ödüllü yazar Orhan Pamuk'la yaptığı söyleşinin yayımlanmamasını eleştirdi.
Hürriyet'in, akademisyen ihraçları sonrası üniversitelerde yapılan protesto eylemlerini geniş bir biçimde haberleştirdiğini hatırlatan Bildirici, "Haberciliğin niteliğini yayımlanan kadar yayınlanmayan haberler de gösterir. O nedenle keşke yazar Orhan Pamuk ile yapılan ve referandum hakkındaki görüşlerini aktardığı söyleşi de yayımlanabilseydi" dedi. "İleride bu dönemin basın tarihini araştıracaklar da eminim yayımlanmayan (ya da yayımlanamayan) haberler için özel bir bölüm açacaklar" diyen Bildirici, "Bu bölüm bu dönemdeki basın özgürlüğünün durumunu anlamak açısından gösterge olacak" ifadesini kullandı.
Türkiye'nin Nobel Edebiyat Ödülü alan ilk ve tek yazarı Orhan Pamuk, söz konusu söyleşide, anayasa değişikliğine karşı düşüncelerini anlatarak, referandum için "hayır" görüşünü dile getirmişti. Gazete içinde yapılan değerlendirmede Orhan Pamuk'un Hürriyet'e verdiği söyleşinin yayımlanmamasına karar verildiği ortaya çıkmıştı. Pamuk da "Çamlıbel’in referandum hakkında fikrini sorduğunu" belirterek, “Ben de hayır oyu vereceğimi söyledim ve kararımı gerekçeleriyle açıkladım. Haber ne yazık ki doğru. Sonunda röportaj yayımlanmadı” açıklaması yapmıştı.
Bildirici'nin Hürriyet'te yayımlanan yazısından ilgili bölüm şöyle:
Akademisyen ihracına tepkiler
330’u akademisyen olmak üzere 4464 kişinin yargısız şekilde cezalandırılarak kamudan atılmasına neden olan 686 sayılı Kararname akşam geç saatlerde çıkmıştı. 8 Şubat’ta birçok gazete ile birlikte Hürriyet de ilk sayfasından okurlarına kısa spotlarla duyurabildi bu kararnameyi. Kuşkusuz tepkiler de haber değeri taşıyordu. Kararnamenin yayınlanmasının ardından yaşanan gelişmeleri öğrenmek okurların hakkıydı. Fakat medya genel olarak böyle bakmadı bu olaya. Sabah, Star ve Akşam gazeteleri sadece ihraçları haber yaptı; tepkileri yayınlamadı. Milliyet, 9 ve 14 Şubat’ta iç sayfalarda, Habertürk ise 9 ve 11 Şubat’ta birinci sayfadan yayınladı. Sözcü, tepkileri “AKP’liler bile bu kıyıma isyan etti” diye 9 Şubat’ta manşete taşıdı; 11-12 ve 14 Şubat’ta da gelişmeleri haber yapmayı sürdürdü. Cumhuriyet ve Birgün, tepki ve eylemleri her gün yayınladı.
Hürriyet ise tepkileri, eylemleri, tartışmaları ve kulisi en geniş veren gazete oldu. İlk günden itibaren hemen her gün bu konuda haber vardı Hürriyet’te.
“Üniversitede ihraç şoku” (9 Şubat), “Liste yeniden YÖK’e gidecek” (10 Şubat), “Cüppe baskını” (11 Şubat), “Akademisyen ihraçlarına tepki” (12 Şubat), “Bilime siyasi yaptırım kabul edilemez” (13 Şubat), “Gergin veda” (14 Şubat), “Veda etti”(15 Şubat), “Efsanelerle veda ettiler” , “66 ders hocasız” (16 Şubat), “Derslerinizi aksatmayın” (17 Şubat) başlıklı haberler kimi zaman iki sayfaya kadar yayılan alanlarda okurun bilgisine sunuldu.
Habercilik refleksi de bunu gerektirirdi. Kamudan atılanların sayısının 121 bine yükseldiği, üniversiteden ihraç edilenlerin toplam sayısının 4 bini aştığı bu olağanüstü dönemde haberciliğin niteliğini yayınlanan kadar yayınlanmayan haberler de gösterir. O nedenle keşke yazar Orhan Pamuk ile yapılan ve referandum hakkındaki görüşlerini aktardığı söyleşi de yayınlanabilseydi.
İleride bu dönemin basın tarihini araştıracaklar da eminim yayınlanmayan (ya da yayınlanamayan) haberler için özel bir bölüm açacaklar. Bu bölüm bu dönemdeki basın özgürlüğünün durumunu anlamak açısından gösterge olacak.
Türkiye'nin Nobel Edebiyat Ödülü alan ilk ve tek yazarı Orhan Pamuk, söz konusu söyleşide, anayasa değişikliğine karşı düşüncelerini anlatarak, referandum için "hayır" görüşünü dile getirmişti. Gazete içinde yapılan değerlendirmede Orhan Pamuk'un Hürriyet'e verdiği söyleşinin yayımlanmamasına karar verildiği ortaya çıkmıştı. Pamuk da "Çamlıbel’in referandum hakkında fikrini sorduğunu" belirterek, “Ben de hayır oyu vereceğimi söyledim ve kararımı gerekçeleriyle açıkladım. Haber ne yazık ki doğru. Sonunda röportaj yayımlanmadı” açıklaması yapmıştı.
Bildirici'nin Hürriyet'te yayımlanan yazısından ilgili bölüm şöyle:
Akademisyen ihracına tepkiler
330’u akademisyen olmak üzere 4464 kişinin yargısız şekilde cezalandırılarak kamudan atılmasına neden olan 686 sayılı Kararname akşam geç saatlerde çıkmıştı. 8 Şubat’ta birçok gazete ile birlikte Hürriyet de ilk sayfasından okurlarına kısa spotlarla duyurabildi bu kararnameyi. Kuşkusuz tepkiler de haber değeri taşıyordu. Kararnamenin yayınlanmasının ardından yaşanan gelişmeleri öğrenmek okurların hakkıydı. Fakat medya genel olarak böyle bakmadı bu olaya. Sabah, Star ve Akşam gazeteleri sadece ihraçları haber yaptı; tepkileri yayınlamadı. Milliyet, 9 ve 14 Şubat’ta iç sayfalarda, Habertürk ise 9 ve 11 Şubat’ta birinci sayfadan yayınladı. Sözcü, tepkileri “AKP’liler bile bu kıyıma isyan etti” diye 9 Şubat’ta manşete taşıdı; 11-12 ve 14 Şubat’ta da gelişmeleri haber yapmayı sürdürdü. Cumhuriyet ve Birgün, tepki ve eylemleri her gün yayınladı.
Hürriyet ise tepkileri, eylemleri, tartışmaları ve kulisi en geniş veren gazete oldu. İlk günden itibaren hemen her gün bu konuda haber vardı Hürriyet’te.
“Üniversitede ihraç şoku” (9 Şubat), “Liste yeniden YÖK’e gidecek” (10 Şubat), “Cüppe baskını” (11 Şubat), “Akademisyen ihraçlarına tepki” (12 Şubat), “Bilime siyasi yaptırım kabul edilemez” (13 Şubat), “Gergin veda” (14 Şubat), “Veda etti”(15 Şubat), “Efsanelerle veda ettiler” , “66 ders hocasız” (16 Şubat), “Derslerinizi aksatmayın” (17 Şubat) başlıklı haberler kimi zaman iki sayfaya kadar yayılan alanlarda okurun bilgisine sunuldu.
Habercilik refleksi de bunu gerektirirdi. Kamudan atılanların sayısının 121 bine yükseldiği, üniversiteden ihraç edilenlerin toplam sayısının 4 bini aştığı bu olağanüstü dönemde haberciliğin niteliğini yayınlanan kadar yayınlanmayan haberler de gösterir. O nedenle keşke yazar Orhan Pamuk ile yapılan ve referandum hakkındaki görüşlerini aktardığı söyleşi de yayınlanabilseydi.
İleride bu dönemin basın tarihini araştıracaklar da eminim yayınlanmayan (ya da yayınlanamayan) haberler için özel bir bölüm açacaklar. Bu bölüm bu dönemdeki basın özgürlüğünün durumunu anlamak açısından gösterge olacak.