Hürriyet Okur Temsilcisi'nden Ahmet Hakan'a eleştiri: Hiçbir şekilde mazur göstermez!
Hürriyet gazetesi ombudsmanı Faruk Bildirici, Hürriyet yazarı Ahmet Hakan'ı eleştirdi.
Hürriyet Okur Temsilcisi Faruk Bildirici, gazetenin köşe yazarlarından Ahmet Hakan’ın köşesine taşıdığı bir sözü eleştirirken “Bir gazeteci olarak Ahmet Hakan’ın da ‘nefret söylemi’ne destek vermemesi gerekirdi” dedi.
Hakan, 29 Ekim’deki köşe yazısında, İyi Parti Genel Başkan Yardımcısı Ümit Özdağ’ın İzmir Marşı’nı söyleyen öğrencilere tokat atan müdür yardımcısına yönelik söylediği “Yunanlı mısın” sözünü “Hay ağzına sağlık Ümit Özdağ” diyerek yorumladı.
Bildirici de bugünkü yazısında bir gazetecinin nefret söylemine sahip çıkarak yeniden üretilmesine aracılık ettiğini ifade etti.
Bildirici’nin Hakan’ı eleştirdiği yazının ilgili kısmı şöyle:
İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Ümit Özdağ, Twitter’da “İzmir Marşı söyleyen öğrencileri tokatlayan okul müdür yardımcı Metin Kuşçu sen Yunanlı mısın, tohumunda mı Yunanlılık var. Şehitlerin adı geçen bir marş seni neden rahatsız etti” diye yazmış. Ahmet Hakan da 29 Ekim’deki “Hay ağzına sağlık Ümit Özdağ” yazısında ona destek verdi. “Yunan tohumu’ tarzı nitelemelerden hiç hoşlanmam ama bazen muhatabına hak ettiği dilden konuşmak da şart oluyor” dedi.
Kuşkusuz okul müdürünün tavrı onaylanamaz. Ne öğrenciye uyguladığı şiddet, ne de İzmir Marşı’nın söylenmesini engellemesi... Fakat yanlış yapan müdüre yönelik söylemi de onaylamak mümkün değil. Zira Özdağ’ın yazdıklarında -“Yunan” yerine “Yunanlı” kullanmasındaki Türkçe hatasını bir yana bırakalım- açıkça “nefret söylemi” var. Yunanlara ve tabii Türkiye’deki Rum azınlığa karşı ayrımcılık içeriyor; hoşgörüsüz ve nefret yüklü.
Bir gazeteci olarak Ahmet Hakan’ın da “nefret söylemi”ne destek vermemesi gerekirdi. Daha önce de yazmıştım. Bir kişi ne kadar yanlış yaparsa yapsın, bu bir gazeteciye o kişiye hakaret etme, aşağılama hakkı vermez. Hele “nefret söylemi”ne sahip çıkarak, yeniden üretilmesine ve yayılmasına aracılık etmemizi hiçbir şekilde mazur göstermez.
Hakan, 29 Ekim’deki köşe yazısında, İyi Parti Genel Başkan Yardımcısı Ümit Özdağ’ın İzmir Marşı’nı söyleyen öğrencilere tokat atan müdür yardımcısına yönelik söylediği “Yunanlı mısın” sözünü “Hay ağzına sağlık Ümit Özdağ” diyerek yorumladı.
Bildirici de bugünkü yazısında bir gazetecinin nefret söylemine sahip çıkarak yeniden üretilmesine aracılık ettiğini ifade etti.
Bildirici’nin Hakan’ı eleştirdiği yazının ilgili kısmı şöyle:
İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Ümit Özdağ, Twitter’da “İzmir Marşı söyleyen öğrencileri tokatlayan okul müdür yardımcı Metin Kuşçu sen Yunanlı mısın, tohumunda mı Yunanlılık var. Şehitlerin adı geçen bir marş seni neden rahatsız etti” diye yazmış. Ahmet Hakan da 29 Ekim’deki “Hay ağzına sağlık Ümit Özdağ” yazısında ona destek verdi. “Yunan tohumu’ tarzı nitelemelerden hiç hoşlanmam ama bazen muhatabına hak ettiği dilden konuşmak da şart oluyor” dedi.
Kuşkusuz okul müdürünün tavrı onaylanamaz. Ne öğrenciye uyguladığı şiddet, ne de İzmir Marşı’nın söylenmesini engellemesi... Fakat yanlış yapan müdüre yönelik söylemi de onaylamak mümkün değil. Zira Özdağ’ın yazdıklarında -“Yunan” yerine “Yunanlı” kullanmasındaki Türkçe hatasını bir yana bırakalım- açıkça “nefret söylemi” var. Yunanlara ve tabii Türkiye’deki Rum azınlığa karşı ayrımcılık içeriyor; hoşgörüsüz ve nefret yüklü.
Bir gazeteci olarak Ahmet Hakan’ın da “nefret söylemi”ne destek vermemesi gerekirdi. Daha önce de yazmıştım. Bir kişi ne kadar yanlış yaparsa yapsın, bu bir gazeteciye o kişiye hakaret etme, aşağılama hakkı vermez. Hele “nefret söylemi”ne sahip çıkarak, yeniden üretilmesine ve yayılmasına aracılık etmemizi hiçbir şekilde mazur göstermez.