Hürriyet moda yazarı Sibel Arna'ya okur temsilcisi ayar verdi!
Hürriyet gazetesi okur temsilcisi Faruk Bildirici, bugünkü yazısında Hürriyet moda yazarı Sibel Arna’nın imaj danışmanlığını yaptığı kişilerle röportajlar yapıp hem gazeteci hem modacı olarak iki mesleği bir arada yürütmesini eleştirdi.
Bildirici, Doğan meslek ilkelerine göre Arna’nın yaptığının yanlış olduğunu aktardı.
Bildirici yazısında, “Hürriyet moda yazarı Sibel Arna ve moda danışmanı Elvan Tığlıoğlu’nun Sözcü gazetesindeki söyleşilerini biraz gecikmeli gördüm. 14 Aralık’ta yayımlanan söyleşi, Arna ve Tığlıoğlu’nu tanıtarak başlıyordu; ‘Biri moda yazarı bir gazeteci, diğeri çocukluğundan bu yana işin mutfağında çalışan bir danışman. İki gücü bir araya getirdiler ve Stilator’ü kurdular” diye yazdı.
‘ÜÇ AÇIDAN İTİRAZ EDİYORUM’
Sibel Arna’nın Meryem Uzerli ve Hale Soygazi ile çalıştığını belirten Bildirici, “Söyleşiyi okuduktan sonra Hürriyet Cumartesi eklerine baktım. Meryem Uzerli söyleşisinde Sibel Arna imzası vardı; yazının altında da ‘Styling Sibel Arna- Elvan Tığlıoğlu/Kıyafet ve ayakkabılar: Beymen Takılar: Caprissima’ notu konulmuştu. Hale Soygazi söyleşisine de Sibel Arna, hem gazeteci hem de styling yapan kişi olarak imza atmıştı. Sibel Arna’nın styling, yani stil ve imaj danışmanlığı ile gazeteciliği birlikte yürütmesine üç açıdan itiraz ediyorum: Birincisi, gazetecilerin meslekleri dışında başkaca bir profesyonel faaliyet yürütmeleri sakıncalıdır. Doğan Yayın İlkeleri’nin 2. maddesi, ‘Gazeteci, mesleki çalışmalarını her türlü çıkar ve nüfuz ilişkisinin dışında tutar’ ilkesini içeriyor. Oysa Arna, iki işi birlikte yürüterek, haber öznesi olabilecek kişilerle gazetecilik dışı ilişki içine giriyor. Üstelik Arna bir moda yazarı ve kurduğu organizasyon da moda alanında faaliyet gösteriyor.”
‘GAZETECİ İLE HABER ÖZNESİ ARASINDA MESAFE OLMALI’
“İkinci itiraz noktam, Arna’nın söyleşi yaptığı kişinin styling’i ile uğraşması” diyen Bildirici sözlerini şöyle sürdürdü:
“Oysa gazeteci ile haber öznesi arasında mesafe olmalı. Hem söyleşi yaptığınız kişinin daha güzel, daha şık görünmesi için danışmanlığını üstlenip hem de gazeteci olarak nesnel sorular soramazsınız. İki rol birlikte üstlenilince yazılan da bir gazetecilik ürünü değil tanıtım metni ya da basın bülteni olur.
Üçüncü itirazım, firmalardan giysiler alıp, markalarını da söyleşinin altına yazmak. Bu da yanlış, bir gazeteci firmalarla böyle bir ilişki içine girmemeli. Hürriyet’i moda dergileriyle karşılaştırmak da haksızlık...”
Bildirici yazısında Arna’nın da görüşüne yer verdi. Yazıda Arna’nın şu açıklaması yer aldı:
“Stilator, yaklaşık 2.5 sene önce İstanbul Life ve Elele dergilerinin Hürriyet’teki moda yazarlığıma güvenerek ‘Bize styling yapar mısın’ diye sormasıyla başlayan bir oluşum. Hafta Sonu, Seninle gibi dergilere de çekim yaptık. Karşılığında da genelde 250 TL, en fazla 500 TL telif aldık. Bu da zaten styling için gerekli ürünleri toplayıp dağıtırken taksi parası olarak harcandı. Editörlerim, Hürriyet çekimleri için de Elvan’la birlikte styling yapmamı istedi. Stilator bir şirket ya da ticari bir oluşum değil. Styling konusunda kendimizi geliştirme ve kendimizi görme sürecindeyiz. İkincisi, bir gazeteci yazacağı yazı kadar röportajın fotoğrafını da düşünmekle sorumludur. Röportaj yaptığım kişinin fotoğraflarda güzel görünmesini sağlıyorum diye onunla arama mesafe koyamayacağım tezine katılmıyorum. Yeri geldiğinde röportaj ünlüsünün ayakkabısını bile giydiriyorum ama çekim bittiğinde sorularımı hakkıyla soruyorum. Üçüncüsü, çekimde kullanılan ürünlerin markasını alta yazmak, moda dergilerinin tarihi kadar eskidir. Ürünleri iade ettiğimiz için firmalara bu şekilde teşekkür ediyoruz. Uzun yıllardır yürüyen bir mekanizma bu.”
Bildirici yazısında, “Hürriyet moda yazarı Sibel Arna ve moda danışmanı Elvan Tığlıoğlu’nun Sözcü gazetesindeki söyleşilerini biraz gecikmeli gördüm. 14 Aralık’ta yayımlanan söyleşi, Arna ve Tığlıoğlu’nu tanıtarak başlıyordu; ‘Biri moda yazarı bir gazeteci, diğeri çocukluğundan bu yana işin mutfağında çalışan bir danışman. İki gücü bir araya getirdiler ve Stilator’ü kurdular” diye yazdı.
‘ÜÇ AÇIDAN İTİRAZ EDİYORUM’
Sibel Arna’nın Meryem Uzerli ve Hale Soygazi ile çalıştığını belirten Bildirici, “Söyleşiyi okuduktan sonra Hürriyet Cumartesi eklerine baktım. Meryem Uzerli söyleşisinde Sibel Arna imzası vardı; yazının altında da ‘Styling Sibel Arna- Elvan Tığlıoğlu/Kıyafet ve ayakkabılar: Beymen Takılar: Caprissima’ notu konulmuştu. Hale Soygazi söyleşisine de Sibel Arna, hem gazeteci hem de styling yapan kişi olarak imza atmıştı. Sibel Arna’nın styling, yani stil ve imaj danışmanlığı ile gazeteciliği birlikte yürütmesine üç açıdan itiraz ediyorum: Birincisi, gazetecilerin meslekleri dışında başkaca bir profesyonel faaliyet yürütmeleri sakıncalıdır. Doğan Yayın İlkeleri’nin 2. maddesi, ‘Gazeteci, mesleki çalışmalarını her türlü çıkar ve nüfuz ilişkisinin dışında tutar’ ilkesini içeriyor. Oysa Arna, iki işi birlikte yürüterek, haber öznesi olabilecek kişilerle gazetecilik dışı ilişki içine giriyor. Üstelik Arna bir moda yazarı ve kurduğu organizasyon da moda alanında faaliyet gösteriyor.”
‘GAZETECİ İLE HABER ÖZNESİ ARASINDA MESAFE OLMALI’
“İkinci itiraz noktam, Arna’nın söyleşi yaptığı kişinin styling’i ile uğraşması” diyen Bildirici sözlerini şöyle sürdürdü:
“Oysa gazeteci ile haber öznesi arasında mesafe olmalı. Hem söyleşi yaptığınız kişinin daha güzel, daha şık görünmesi için danışmanlığını üstlenip hem de gazeteci olarak nesnel sorular soramazsınız. İki rol birlikte üstlenilince yazılan da bir gazetecilik ürünü değil tanıtım metni ya da basın bülteni olur.
Üçüncü itirazım, firmalardan giysiler alıp, markalarını da söyleşinin altına yazmak. Bu da yanlış, bir gazeteci firmalarla böyle bir ilişki içine girmemeli. Hürriyet’i moda dergileriyle karşılaştırmak da haksızlık...”
Bildirici yazısında Arna’nın da görüşüne yer verdi. Yazıda Arna’nın şu açıklaması yer aldı:
“Stilator, yaklaşık 2.5 sene önce İstanbul Life ve Elele dergilerinin Hürriyet’teki moda yazarlığıma güvenerek ‘Bize styling yapar mısın’ diye sormasıyla başlayan bir oluşum. Hafta Sonu, Seninle gibi dergilere de çekim yaptık. Karşılığında da genelde 250 TL, en fazla 500 TL telif aldık. Bu da zaten styling için gerekli ürünleri toplayıp dağıtırken taksi parası olarak harcandı. Editörlerim, Hürriyet çekimleri için de Elvan’la birlikte styling yapmamı istedi. Stilator bir şirket ya da ticari bir oluşum değil. Styling konusunda kendimizi geliştirme ve kendimizi görme sürecindeyiz. İkincisi, bir gazeteci yazacağı yazı kadar röportajın fotoğrafını da düşünmekle sorumludur. Röportaj yaptığım kişinin fotoğraflarda güzel görünmesini sağlıyorum diye onunla arama mesafe koyamayacağım tezine katılmıyorum. Yeri geldiğinde röportaj ünlüsünün ayakkabısını bile giydiriyorum ama çekim bittiğinde sorularımı hakkıyla soruyorum. Üçüncüsü, çekimde kullanılan ürünlerin markasını alta yazmak, moda dergilerinin tarihi kadar eskidir. Ürünleri iade ettiğimiz için firmalara bu şekilde teşekkür ediyoruz. Uzun yıllardır yürüyen bir mekanizma bu.”