HÜRRİYET KAYBETTİ GAZETECİLİK DEĞER KAZANDI! ÖDÜLLÜ GAZETECİ ERSİN KALKAN NEDEN HARCANDI?
Hürriyet Gazetesi'nde görevine son verilen Ersin Kalkan 13 yıl içerisinde neler yaptı? Kovulmasına neden olan olaylar nasıl gelişti? İşte bir ayrılığın perde arkası...
Hürriyet kaybetti gazetecilik kazandı…
Hürriyet Gazetesi’yle önceki gün yolları ayrılan Uzman Muhabir Ersin Kalkan, lise çağlarından beri gazetecilik yapıyor. Sosyoloji ve ekonomi eğitimi almış olan Kalkan Yeni Gündem, Güneş, Atlas, National Geographic, Akşam, Radikal gibi gazete ve dergilerde, editörlük, yazı işleri müdürlüğü ve habercilik yaptı. Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde de ders veren Ersin Kalkan Hürriyet Gazetesi’nden 1997’de işe başladı. Hürriyet bünyesinde yer alan Gazete Pazar’da Susurluk sürecini yakından takip etti ve faili meçhul cinayetler, korucu tecavüzleri ve suçları, çadırda cinsel taciz, eşcinsellere ve azınlıklara yönelik insan hakları ihlalleri, Hizbullah’ın yapılanması, Mustafa Duyar’ın gerçek kimliği ve Sabancı Cinayeti gibi konularda araştırmalar yaptı.
Gazete Pazar’ın yayın hayatına son vermesinin ardından Radikal’de yazı işleri editörü ve özel haberci olarak işe başlayan Kalkan, Türkiye siyaset tarihinin önemli belgelerinden biri olan Şemdin Sakık’ın ifadelerinin andıçlanmasının ardındaki olay örgüsünü araştırdı ve Sakık’ın gerçek ifadelerine ulaşarak çalıştığı gazetede yayımladı. Bir yıl çalıştığı Radikal’dan ayrıldıktan hemen sonra Hürriyet’e geri dönen Kalkan, burada çok ödüllü birçok habere imza attı. İstiklal Savaşı’nın son yedi gazisini tek tek bularak onlarla söyleşi yaptı, Türkiye’de sayıları 1244 kişiye kadar inmiş olan Rum cemaati üzerine kapsamlı bir araştırma dosyası hazırladı, Musa Anter’in kızı Rahşan Anter ile katilini İsveç’in Borlenge şehrinde buluşturdu, şapka giymemek için 1925 yılında Kastamonu’dan yola çıkıp Suriye’ye yerleşen bir köyün hayatta kalan mensuplarını Şam’da bulup uzun bir söyleşi yaptı, en son Sudan’da büyük bir katliama sahne olan Darfur’a giderek buradaki 300 bin mağdurun hikayesini araştırdı.
Bu haberler sayesinde Hürriyet Ersin Kalkan üzerinden araştırma ve röportaj dallarında büyük ödülleri kazandı. Milli Olimpiyat Komitesi 2005’te Toplumsal Sorumluluk Onur Ödülü’nü Ersin Kalkan’a verdi ama hem ders verdiği kürsüde, hem yazı yazdığı sütunlarda hem de tarihin kendine sorduğu sorular karşısında ne düşünüyorsa onları söyledi…
Ersin Kalkan’a yöneltilen en kritik soru 19 Ocak 2010’da geldi. Agos Gazetesi, Kalkan’a “Hrant Dink’in katledilmesi sürecinde Hürriyet’in bir dahli var mıdır?” diye sordu. Kalkan da, "Evet, mensubu olduğum Hürriyet gazetesinin Hrant’ı ölüme götüren süreçte başta Emin Çölaşan olmak üzere bir kısım yazarı ve ‘habercileri’ marifetiyle büyük bir sorumluluğu olduğunu biliyorum” diye yanıt verince kıyamet koptu. Bu söyleşi çok büyük bir yankı yaratınca gazete yönetimi Ersin Kalkan’dan bir savunma istedi. Kalkan’da “Tarih gazetecinin önüne bir soru çıkardığı zaman ya bu soruya doğru cevap verecek ya da susarak katliama ortak olacaktır. Ben birincisini seçtim, sözümün arkasındayım, savunma yapma gereği duymuyorum” diye karşılık verdi.
Bu olaylar yaşandığında Enis Berberoğlu Hürriyet’in başına geçeli henüz iki hafta falan olmuştu. Berberoğlu, Ersin Kalkan’ın da çok eski arkadaşıydı aslında. Susurluk döneminde, Cengiz Erdinç, Ersin Kalkan ve Enis Berberoğlu birlikte “Susurluk Bilgi Merkezi”ni kurmak için ortak hareket etmişlerdi. Evet, Hrant Dink öldürüldüğünde Berberoğlu Hürriyet yönetiminde değildi ama Kalkan’la söyleşi yapıldığında kabak onun başına patladı. En büyük tepki cinayetin işlendiği dönemde yayın yönetmeni olan Özkök’ten geldi. Patron katından da Ersin Kalkan’ın derhal işten çıkarılması yönünde telkinler alan Berberoğlu, “olayın üzerinden biraz zaman geçsin, ortalık soğusun, çaresine bakarız” diyerek ortalığı sakinleştirdi. Ve gazete yönetimin aldığı kararı 7 Haziran 2010’da uygulamaya koydu. Yönetime geldiği günden bu yana gazetede yuvalanmış olan Ergenekon avukatlarına karşı kılını kıpırdatmayan Berberoğlu, en yakın arkadaşlarından birini patron katına ve içerdeki malum çeteye kurban ederek Hürriyet’te hiçbir şeyin değişmediğini de ispatlamış oldu…
Ersin Kalkan’ı aradığımda, bu konuda konuşmayacağını çünkü gerekeni 19 Ocak’ta söylediğini ve bu sözleri sarf ederken gazeteden çıkarılmayı da göze aldığını belirtti. Aslında bazen tıpkı ilişkilerde olduğu gibi giden kimdir kalan kim belli değildir. Hürriyet mi Ersin Kalkan’dan ayrıldı, Kalkan mı Hürriyet’ten boşandı belli değil. Bizce Hürriyet kaybetti ama gazetecilik bu ayrılıktan sonra çok daha fazla değer kazandı…
SATIR HAKEMİ A.F.E.
Hürriyet Gazetesi’yle önceki gün yolları ayrılan Uzman Muhabir Ersin Kalkan, lise çağlarından beri gazetecilik yapıyor. Sosyoloji ve ekonomi eğitimi almış olan Kalkan Yeni Gündem, Güneş, Atlas, National Geographic, Akşam, Radikal gibi gazete ve dergilerde, editörlük, yazı işleri müdürlüğü ve habercilik yaptı. Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde de ders veren Ersin Kalkan Hürriyet Gazetesi’nden 1997’de işe başladı. Hürriyet bünyesinde yer alan Gazete Pazar’da Susurluk sürecini yakından takip etti ve faili meçhul cinayetler, korucu tecavüzleri ve suçları, çadırda cinsel taciz, eşcinsellere ve azınlıklara yönelik insan hakları ihlalleri, Hizbullah’ın yapılanması, Mustafa Duyar’ın gerçek kimliği ve Sabancı Cinayeti gibi konularda araştırmalar yaptı.
Gazete Pazar’ın yayın hayatına son vermesinin ardından Radikal’de yazı işleri editörü ve özel haberci olarak işe başlayan Kalkan, Türkiye siyaset tarihinin önemli belgelerinden biri olan Şemdin Sakık’ın ifadelerinin andıçlanmasının ardındaki olay örgüsünü araştırdı ve Sakık’ın gerçek ifadelerine ulaşarak çalıştığı gazetede yayımladı. Bir yıl çalıştığı Radikal’dan ayrıldıktan hemen sonra Hürriyet’e geri dönen Kalkan, burada çok ödüllü birçok habere imza attı. İstiklal Savaşı’nın son yedi gazisini tek tek bularak onlarla söyleşi yaptı, Türkiye’de sayıları 1244 kişiye kadar inmiş olan Rum cemaati üzerine kapsamlı bir araştırma dosyası hazırladı, Musa Anter’in kızı Rahşan Anter ile katilini İsveç’in Borlenge şehrinde buluşturdu, şapka giymemek için 1925 yılında Kastamonu’dan yola çıkıp Suriye’ye yerleşen bir köyün hayatta kalan mensuplarını Şam’da bulup uzun bir söyleşi yaptı, en son Sudan’da büyük bir katliama sahne olan Darfur’a giderek buradaki 300 bin mağdurun hikayesini araştırdı.
Bu haberler sayesinde Hürriyet Ersin Kalkan üzerinden araştırma ve röportaj dallarında büyük ödülleri kazandı. Milli Olimpiyat Komitesi 2005’te Toplumsal Sorumluluk Onur Ödülü’nü Ersin Kalkan’a verdi ama hem ders verdiği kürsüde, hem yazı yazdığı sütunlarda hem de tarihin kendine sorduğu sorular karşısında ne düşünüyorsa onları söyledi…
Ersin Kalkan’a yöneltilen en kritik soru 19 Ocak 2010’da geldi. Agos Gazetesi, Kalkan’a “Hrant Dink’in katledilmesi sürecinde Hürriyet’in bir dahli var mıdır?” diye sordu. Kalkan da, "Evet, mensubu olduğum Hürriyet gazetesinin Hrant’ı ölüme götüren süreçte başta Emin Çölaşan olmak üzere bir kısım yazarı ve ‘habercileri’ marifetiyle büyük bir sorumluluğu olduğunu biliyorum” diye yanıt verince kıyamet koptu. Bu söyleşi çok büyük bir yankı yaratınca gazete yönetimi Ersin Kalkan’dan bir savunma istedi. Kalkan’da “Tarih gazetecinin önüne bir soru çıkardığı zaman ya bu soruya doğru cevap verecek ya da susarak katliama ortak olacaktır. Ben birincisini seçtim, sözümün arkasındayım, savunma yapma gereği duymuyorum” diye karşılık verdi.
Bu olaylar yaşandığında Enis Berberoğlu Hürriyet’in başına geçeli henüz iki hafta falan olmuştu. Berberoğlu, Ersin Kalkan’ın da çok eski arkadaşıydı aslında. Susurluk döneminde, Cengiz Erdinç, Ersin Kalkan ve Enis Berberoğlu birlikte “Susurluk Bilgi Merkezi”ni kurmak için ortak hareket etmişlerdi. Evet, Hrant Dink öldürüldüğünde Berberoğlu Hürriyet yönetiminde değildi ama Kalkan’la söyleşi yapıldığında kabak onun başına patladı. En büyük tepki cinayetin işlendiği dönemde yayın yönetmeni olan Özkök’ten geldi. Patron katından da Ersin Kalkan’ın derhal işten çıkarılması yönünde telkinler alan Berberoğlu, “olayın üzerinden biraz zaman geçsin, ortalık soğusun, çaresine bakarız” diyerek ortalığı sakinleştirdi. Ve gazete yönetimin aldığı kararı 7 Haziran 2010’da uygulamaya koydu. Yönetime geldiği günden bu yana gazetede yuvalanmış olan Ergenekon avukatlarına karşı kılını kıpırdatmayan Berberoğlu, en yakın arkadaşlarından birini patron katına ve içerdeki malum çeteye kurban ederek Hürriyet’te hiçbir şeyin değişmediğini de ispatlamış oldu…
Ersin Kalkan’ı aradığımda, bu konuda konuşmayacağını çünkü gerekeni 19 Ocak’ta söylediğini ve bu sözleri sarf ederken gazeteden çıkarılmayı da göze aldığını belirtti. Aslında bazen tıpkı ilişkilerde olduğu gibi giden kimdir kalan kim belli değildir. Hürriyet mi Ersin Kalkan’dan ayrıldı, Kalkan mı Hürriyet’ten boşandı belli değil. Bizce Hürriyet kaybetti ama gazetecilik bu ayrılıktan sonra çok daha fazla değer kazandı…
SATIR HAKEMİ A.F.E.