Hürriyet gazetesinden Bekir Bozdağ'a cevap!
Hürriyet Gazetesi'nin dün yaptığı IŞİD firarı manşeti Adalet Bakanı Bekir Bozdağ tarafından en ağır bir dille eleştirilince Hürriyet konuyla ilgili bir açıklama yayınladı.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın dün yaptığı bir açıklamayla Hürriyet’in dünkü “IŞİD firarı” manşetini bir “algı operasyonu” olarak nitelemesi, bu başlık için “ahlaksızlık” demesi üzerine Hürriyet gazetesinden konuyla ilgili bir açıklama yayınlandı
"Hürriyet sadece gerçekleri yazdı" başlıklı açıklamada şu ifadeler yer aldı:
1- Hürriyet’in haberi geçen yıl Kocaeli’nde tutuklandıktan sonra yargılanan ve mahkûm olan 5 kişinin cezaevinden kaçmaları olayını konu alıyordu. Öncelikle, bu 5 kişinin cezaevinden kaçtıkları, 3’ünün daha sonra yakalandığı, 2’sinin halen firari durumda olduğu bir gerçek. Nitekim, Bakan Bozdağ da dünkü açıklamasında bu gerçeği kabul ediyor.
2- Kaçan 5 mahkûm geçen yıl yakalandıktan sonra İŞİD bağlamında terör örgütü üyeliği ile suçlanmışlar, ancak Kocaeli 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapılan yargılama sonunda delil yetersizliği nedeniyle örgüt üyeliği suçundan beraat etmişlerdi. Hürriyet’in dünkü haberinin içinde de sanıkların terör örgütü üyeliğinden beraat ettikleri hususu belirtilmişti. Buna karşılık aynı mahkeme, sanıkları silah ve patlayıcı bulundurmak ve toplu silah ticareti faaliyeti yürütmek suçlarından mahkûm etmişti. Bozdağ, dün Hürriyet’i suçlarken sanıklar örgüt üyeliğinden beraat ettiklerine göre bu şahısların İŞİD’çi olarak tanımlanamayacağını, dolayısıyla bu başlığın atılamayacağını ileri sürüyor.
3- Hürriyet’in bu başlığı atmasının nedeni şuydu: Sözkonusu 5 mahkûmun topluca Kocaeli kapalı cezaevinden açık cezaevine nakledilmelerinden sonra Emniyet İstihbaratı Adalet Bakanlığı’na bir yazı göndererek, bu kişilerin IŞİD bağlantılı olduklarını ve “bu örgüte katılmak üzere Suriye’ye kaçacaklarının değerlendirildiği” uyarısını yapmış ve yeniden kapalı cezaevine gönderilmelerini talep etmişti. Emniyet’in bu yazısı 3 Mayıs 2016 (geçen hafta Salı) tarihini taşıyor. Bu yazının bakanlığa ulaştığı 3 Mayıs günü Kocaeli Açık İnfaz Kurumu’nda uyarı doğrultusunda harekete geçildiğinde yazıda adı geçen 5 mahkûmun da firar ettikleri ortaya çıkmıştı. Ülke genelinde uyarı yapılmasının ardından bu mahkûmlardan 3’ü yakalanıp, Kocaeli Kapalı Cezaevi’ne konurken, 2’si henüz bulunabilmiş değil. Bu kişilerin yeniden kapalı cezaevine alınmalarının nedeni IŞİD üyesi oldukları yolundaki istihbarat raporlarıdır.
4- Kaldı ki, Adalet Bakanı Bozdağ da dün yaptığı açıklamada, Hürriyet’in haberinin bu bölümlerini doğruluyor, “Doğru, istihbarat ayın üçünde haber verdi, böyle kaçış var, olay var diye, anında müdahale edilmiş, aynı gün üzerine gidiliyor, aynı gün bunları kapalı cezaevine almak üzeri oraya gerekli görevliler gidiyor” diye konuşuyor. Bozdağ, bu ifadesiyle Emniyet’in uyarı yazısını teyit ediyor, mahkûmların yeniden kapalı cezaevine alınma ihtiyacını kabul etmiş oluyor.
5- Bozdağ’ın ifadesinin tartışmaya açık bir yönü, mahkûmların açık cezaevinden kaçmalarının “firar sayılamayacağı” yolundaki sözleri. Bakan, “oradan ayrılma bizim literatürümüzde firar sayılmaz, çünkü dış güvenliği yoktur, tel örgü yoktur, kaçışı engelleyen yoktur” diye konuşuyor. Böyle de olsa mahkûmların açık cezaevinden çıktıktan sonra geri dönmemeleri ve sırra kadem basmalarının (halen ikisi kayıp), Türkçe sözlükte hangi fiille karşılanabileceği sorusu boşlukta kalıyor.
6- İşin daha kritik başka yönü daha var. Bu olaya konu olan 5 mahkûmdan 3’ü –Kocaeli’ndeki davadan ayrı olarak- aynı zamanda İstanbul’da 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmekte olan ana İŞİD davasında da sanık olarak yargılanıyor. Bunlar Raşit Karabağ, Gökhan Bulut ve Serdar Sarıçam. Bu konuda hazırlanan iddianamede, örneğin sanıklardan halen firari olan Raşit Karabağ hakkında şu suçlamalar yöneltiliyor: “Facebook hesabında askeri üniforma ile çekilmiş fotoğraflarının olduğu, ayrıca İŞİD/DEAŞ sembollerinin resimlerinin bulunduğu, arkadaşları arasında çok sayıda DAEŞ/İŞİD adına propaganda amaçlı paylaşımlar yapan şahıslar bulunduğu tespit edilmiştir.“
Bütün bu olgular yan yana getirildiğinde Adalet Bakanı Bozdağ’ın Hürriyet’i hedef alan suçlamaları haksız bir zemin üzerine oturuyor. Hürriyet, dünkü haberinde Türkiye’nin IŞİD’e yardım ettiği gibi bir algı oluşturmak amacıyla hareket etmemiş, gerçekleri yazarak sadece gazetecilik görevini yerine getirmiştir. Hürriyet, her zaman terörün, IŞİD dahil olmak üzere bütün terör örgütlerinin karşısında olmuş, bu tutumunu yayınlarında en kuvvetli bir şekilde ortaya koymuştur."
BEKİR BOZDAĞ NE DEMİŞTİ?
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Hürriyet’in “IŞİD firarı” manşetini eleştirmiş, “Bu haber, Türkiye’nin DAEŞ terör örgütüne yardım ettiği algısını oluşturmak isteyenlerin değirmenine su çekmek maksadıyla algı operasyonlu bir haberdir” demişti.
Bozdağ, özetle şunları söyledi:
“Bugün kendine çok büyük diyen bir gazetenin manşetinde diyor ki, ‘IŞİD firarı’. Manşete çekiyor, ‘5 tane mahkûm firar etti’ diyor altında. Nedir olayın aslı, IŞİD firarı dediğinizde siz ne anlarsınız, IŞİD’in teröristleri, DAEŞ’in teröristleri, cezaevinden kaçmış anlarsınız, herkes öyle ama habere girdiğinizde, içinde başka bilgiler veriyor. Bu haber, çok açık, net bir biçimde söylüyorum, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin DAEŞ terör örgütüne yardım ettiği algısını oluşturmak isteyenlerin değirmenine su çekmek maksadıyla algı operasyonlu bir haberdir, çarpıtma bir haberdir ve algı operasyonu yapıyor. Bu gazetecilik meslek ilkeleriyle, etik ilkeleriyle uyuşmaz, düpedüz ahlaksızlık, ahlaksızlığın manşeti mi olur?
5 kişi DAEŞ’li firar etti, manşet onu gösteriyor. 5 kişi dedikleri kişiler yargılanmışlar, ceza almışlar ve cezaları kesinleşmiş. Açık cezaevine çıkma hakkı elde etmişler, çıkmışlar ve bunlar yargılanırken, DAEŞ terör örgütü üyesi oldukları iddialarından beraat etmişler. Mahkeme diyor ki bunlar ‘DAEŞ terör örgütü değil’, beraat kararı veriyor. Silah taşıma, bulundurma, silahla ilgili mahkûmiyet veriyor. Mahkûmiyetleri DAEŞ terör örgütünden değil, bunu arka sayfada küçük veriyorlar. Manşette vermiyorlar. 5 kişi dedin, 5 kişi yok kaçan.
İSTİHBARAT HABER VERDİ
Haberde ayrıca istihbaratın bunu haber verdiğine dair bilgiler de yer alıyor. Doğru, istihbarat ayın 3’ünde haber verdi böyle kaçış var, olay var diye anında müdahale edilmiş, aynı gün haber veriliyor, aynı gün üzerine gidiliyor, aynı gün bunlar kapalı cezaevine alınmak üzere oraya gerekli görevliler gidiyor.
Sözkonusu yer açık cezaevi. Oradan ayrılma bizim literatürümüzde firar sayılmaz, çünkü dış güvenliği yoktur, tel örgüler falan yoktur, kaçışı engelleyen hiçbir şey yoktur. Cezası bitmek üzere olan kişiler genelde oraya çıkarılıyor ve rehabilitasyon maksadıyla orada bulunuyorlar ve oradan sonra da topluma karışıyorlar. Belirli aralıklarla ailelerine gitme, izne gitme imkanları var. Kaçmaları halinde kendi aleyhlerine olacak cezalar, yaptırımlar onları bundan engelliyor. Ama maalesef gazete sadece Türkiye’nin, DAEŞ terör örgütüne yardım ettiğine ilişkin kara propagandaların, kirli anlayışların bazı yerlerde doğruymuş gibi kabul görmesi için uğraş verenlerin değirmenine su taşımaktadır.
Türkiye’nin dört bir yanında DAEŞ terör örgütü eylemler yapacak, onun arkasında Türkiye olacak. Böyle bir saçmalık olabilir mi? Biraz akıl, biraz iz’an, biraz basiret.”
Kaynak: Hürriyet
"Hürriyet sadece gerçekleri yazdı" başlıklı açıklamada şu ifadeler yer aldı:
1- Hürriyet’in haberi geçen yıl Kocaeli’nde tutuklandıktan sonra yargılanan ve mahkûm olan 5 kişinin cezaevinden kaçmaları olayını konu alıyordu. Öncelikle, bu 5 kişinin cezaevinden kaçtıkları, 3’ünün daha sonra yakalandığı, 2’sinin halen firari durumda olduğu bir gerçek. Nitekim, Bakan Bozdağ da dünkü açıklamasında bu gerçeği kabul ediyor.
2- Kaçan 5 mahkûm geçen yıl yakalandıktan sonra İŞİD bağlamında terör örgütü üyeliği ile suçlanmışlar, ancak Kocaeli 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapılan yargılama sonunda delil yetersizliği nedeniyle örgüt üyeliği suçundan beraat etmişlerdi. Hürriyet’in dünkü haberinin içinde de sanıkların terör örgütü üyeliğinden beraat ettikleri hususu belirtilmişti. Buna karşılık aynı mahkeme, sanıkları silah ve patlayıcı bulundurmak ve toplu silah ticareti faaliyeti yürütmek suçlarından mahkûm etmişti. Bozdağ, dün Hürriyet’i suçlarken sanıklar örgüt üyeliğinden beraat ettiklerine göre bu şahısların İŞİD’çi olarak tanımlanamayacağını, dolayısıyla bu başlığın atılamayacağını ileri sürüyor.
3- Hürriyet’in bu başlığı atmasının nedeni şuydu: Sözkonusu 5 mahkûmun topluca Kocaeli kapalı cezaevinden açık cezaevine nakledilmelerinden sonra Emniyet İstihbaratı Adalet Bakanlığı’na bir yazı göndererek, bu kişilerin IŞİD bağlantılı olduklarını ve “bu örgüte katılmak üzere Suriye’ye kaçacaklarının değerlendirildiği” uyarısını yapmış ve yeniden kapalı cezaevine gönderilmelerini talep etmişti. Emniyet’in bu yazısı 3 Mayıs 2016 (geçen hafta Salı) tarihini taşıyor. Bu yazının bakanlığa ulaştığı 3 Mayıs günü Kocaeli Açık İnfaz Kurumu’nda uyarı doğrultusunda harekete geçildiğinde yazıda adı geçen 5 mahkûmun da firar ettikleri ortaya çıkmıştı. Ülke genelinde uyarı yapılmasının ardından bu mahkûmlardan 3’ü yakalanıp, Kocaeli Kapalı Cezaevi’ne konurken, 2’si henüz bulunabilmiş değil. Bu kişilerin yeniden kapalı cezaevine alınmalarının nedeni IŞİD üyesi oldukları yolundaki istihbarat raporlarıdır.
4- Kaldı ki, Adalet Bakanı Bozdağ da dün yaptığı açıklamada, Hürriyet’in haberinin bu bölümlerini doğruluyor, “Doğru, istihbarat ayın üçünde haber verdi, böyle kaçış var, olay var diye, anında müdahale edilmiş, aynı gün üzerine gidiliyor, aynı gün bunları kapalı cezaevine almak üzeri oraya gerekli görevliler gidiyor” diye konuşuyor. Bozdağ, bu ifadesiyle Emniyet’in uyarı yazısını teyit ediyor, mahkûmların yeniden kapalı cezaevine alınma ihtiyacını kabul etmiş oluyor.
5- Bozdağ’ın ifadesinin tartışmaya açık bir yönü, mahkûmların açık cezaevinden kaçmalarının “firar sayılamayacağı” yolundaki sözleri. Bakan, “oradan ayrılma bizim literatürümüzde firar sayılmaz, çünkü dış güvenliği yoktur, tel örgü yoktur, kaçışı engelleyen yoktur” diye konuşuyor. Böyle de olsa mahkûmların açık cezaevinden çıktıktan sonra geri dönmemeleri ve sırra kadem basmalarının (halen ikisi kayıp), Türkçe sözlükte hangi fiille karşılanabileceği sorusu boşlukta kalıyor.
6- İşin daha kritik başka yönü daha var. Bu olaya konu olan 5 mahkûmdan 3’ü –Kocaeli’ndeki davadan ayrı olarak- aynı zamanda İstanbul’da 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmekte olan ana İŞİD davasında da sanık olarak yargılanıyor. Bunlar Raşit Karabağ, Gökhan Bulut ve Serdar Sarıçam. Bu konuda hazırlanan iddianamede, örneğin sanıklardan halen firari olan Raşit Karabağ hakkında şu suçlamalar yöneltiliyor: “Facebook hesabında askeri üniforma ile çekilmiş fotoğraflarının olduğu, ayrıca İŞİD/DEAŞ sembollerinin resimlerinin bulunduğu, arkadaşları arasında çok sayıda DAEŞ/İŞİD adına propaganda amaçlı paylaşımlar yapan şahıslar bulunduğu tespit edilmiştir.“
Bütün bu olgular yan yana getirildiğinde Adalet Bakanı Bozdağ’ın Hürriyet’i hedef alan suçlamaları haksız bir zemin üzerine oturuyor. Hürriyet, dünkü haberinde Türkiye’nin IŞİD’e yardım ettiği gibi bir algı oluşturmak amacıyla hareket etmemiş, gerçekleri yazarak sadece gazetecilik görevini yerine getirmiştir. Hürriyet, her zaman terörün, IŞİD dahil olmak üzere bütün terör örgütlerinin karşısında olmuş, bu tutumunu yayınlarında en kuvvetli bir şekilde ortaya koymuştur."
BEKİR BOZDAĞ NE DEMİŞTİ?
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Hürriyet’in “IŞİD firarı” manşetini eleştirmiş, “Bu haber, Türkiye’nin DAEŞ terör örgütüne yardım ettiği algısını oluşturmak isteyenlerin değirmenine su çekmek maksadıyla algı operasyonlu bir haberdir” demişti.
Bozdağ, özetle şunları söyledi:
“Bugün kendine çok büyük diyen bir gazetenin manşetinde diyor ki, ‘IŞİD firarı’. Manşete çekiyor, ‘5 tane mahkûm firar etti’ diyor altında. Nedir olayın aslı, IŞİD firarı dediğinizde siz ne anlarsınız, IŞİD’in teröristleri, DAEŞ’in teröristleri, cezaevinden kaçmış anlarsınız, herkes öyle ama habere girdiğinizde, içinde başka bilgiler veriyor. Bu haber, çok açık, net bir biçimde söylüyorum, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin DAEŞ terör örgütüne yardım ettiği algısını oluşturmak isteyenlerin değirmenine su çekmek maksadıyla algı operasyonlu bir haberdir, çarpıtma bir haberdir ve algı operasyonu yapıyor. Bu gazetecilik meslek ilkeleriyle, etik ilkeleriyle uyuşmaz, düpedüz ahlaksızlık, ahlaksızlığın manşeti mi olur?
5 kişi DAEŞ’li firar etti, manşet onu gösteriyor. 5 kişi dedikleri kişiler yargılanmışlar, ceza almışlar ve cezaları kesinleşmiş. Açık cezaevine çıkma hakkı elde etmişler, çıkmışlar ve bunlar yargılanırken, DAEŞ terör örgütü üyesi oldukları iddialarından beraat etmişler. Mahkeme diyor ki bunlar ‘DAEŞ terör örgütü değil’, beraat kararı veriyor. Silah taşıma, bulundurma, silahla ilgili mahkûmiyet veriyor. Mahkûmiyetleri DAEŞ terör örgütünden değil, bunu arka sayfada küçük veriyorlar. Manşette vermiyorlar. 5 kişi dedin, 5 kişi yok kaçan.
İSTİHBARAT HABER VERDİ
Haberde ayrıca istihbaratın bunu haber verdiğine dair bilgiler de yer alıyor. Doğru, istihbarat ayın 3’ünde haber verdi böyle kaçış var, olay var diye anında müdahale edilmiş, aynı gün haber veriliyor, aynı gün üzerine gidiliyor, aynı gün bunlar kapalı cezaevine alınmak üzere oraya gerekli görevliler gidiyor.
Sözkonusu yer açık cezaevi. Oradan ayrılma bizim literatürümüzde firar sayılmaz, çünkü dış güvenliği yoktur, tel örgüler falan yoktur, kaçışı engelleyen hiçbir şey yoktur. Cezası bitmek üzere olan kişiler genelde oraya çıkarılıyor ve rehabilitasyon maksadıyla orada bulunuyorlar ve oradan sonra da topluma karışıyorlar. Belirli aralıklarla ailelerine gitme, izne gitme imkanları var. Kaçmaları halinde kendi aleyhlerine olacak cezalar, yaptırımlar onları bundan engelliyor. Ama maalesef gazete sadece Türkiye’nin, DAEŞ terör örgütüne yardım ettiğine ilişkin kara propagandaların, kirli anlayışların bazı yerlerde doğruymuş gibi kabul görmesi için uğraş verenlerin değirmenine su taşımaktadır.
Türkiye’nin dört bir yanında DAEŞ terör örgütü eylemler yapacak, onun arkasında Türkiye olacak. Böyle bir saçmalık olabilir mi? Biraz akıl, biraz iz’an, biraz basiret.”
Kaynak: Hürriyet