"HÜLYA AVŞAR AHMET HAKAN'I DONUNDA SALLADI"!...SİVRİ DİLLİ PERİHAN MAĞDEN ÜNLÜLERLE FOTOĞRAF ÇEKTİREN GAZETECİLERİ TOPA TUTTU!...
Perihan Mağden,ünlülerle fotoğraf çektiren gazetecileri eleştirdi.Mağden'in sivri dilinden nasibini alan gazeteciler ise Reha Erus, Defne Barak, Leyla Umar, Ahmet Hakan, Yener Süsoy, Balçiçek Pamir, Aslı Aydıntaşbaş ve Ayşe Arman oldu.
Perihan Mağden´den yaylım ateş:
`Hülya Avşar Ahmet Hakan´ı donunda salladı!´
Perihan Mağden´in sivri dili yine boş durmadı. Mağden, aylık siyasi dergi RED´in aralık sayısında çıkan yazısında, basının ünlülerle fotoğraf çektirerek ün kazanan isimlerini hedef aldı. Reha Erus, Defne Barak, Leyla Umar, Ahmet Hakan, Yener Süsoy, Balçiçek Pamir, Aslı Aydıntaşbaş, Ayşe Arman gibi isimleri konu alan yazısında, bu isimlerin durmadan ünlülerle fotoğraf çektirdiklerini, fakat gazetecilik adına hiçbir şey yapmadıklarını öne sürdü.
Ayşe Arman hakkında, "Palyaço Bozo Peruğu kıvamındaki saçlarının altından beliren Yorkshire Kedisi Gülümseyişi, genişleyen kalçalarına nazire olsun diye mütemadiyen fora ettiği memeleri, muhtelif renk ve desenlerde Seksi Annecik yazlık elbiseleriyle Ayşe Arman hak ediyor birlikte fotoğraf çektirmeyi," ifadelerini kullanan Perihan Mağden, Hülya Avşar´ın da Ahmet Hakan´ı `donunda sallayıp attığını´ yazdı. İşte yazının o bölümü:
"Son günlerin Olay Çocuğu Ahmet Hakan´ın Hülya Avşar´la samimiyetinden çatlamasına ramak kalmış fotoğraflarını hatırlayın bir. Hani biri birinin arkasında, diğeri tek ayağıyla eşeleniyordu. (Eski Güzel Günlerin Armanı´nın sansasyonel haberlemeleri gibi, en üstten püskürtülmüştü.) "Tarafsız Bölge"ye çıkması şerefine çektirmişlerdi Büyük Türk Kadın Sosyopatı´nın. Ve de (adeti olduğu üzre) 1 cümleye şamşumşaralop diye girip Ortaokul Mezunu (dileriz) Avşar Kızı, hamhumharalop diye çıkmaktaydı. Bi lafı kat´i surette diğerini tutmamakta, Olayların Çocuğu´nu alenen donunda sallamaktaydı.
Ama tabii samimiyetin sınırları ihlâl edilmeye görsün; "Ben böyle zekâ, böyle cazzz, böyle manevra görmedim/göremedim" yollu methiyeler döşendiydi Ahmet Hakan Bilgicanlar Kraliçesi´ne köşelemesinde.
Ta ki; bi sonraki polemik sıkıntısında Ortaokul Avşar´ı harcamak zorunda kalıp da onun kendi öz varoş dergisinden
saydırmasına muhatap kalıncaya dek.
Kısacası: Ahmet Hakan masumdur! Saçı bitmemiş Nişantaşı yetimidir, pardon yetmesidir! Kendisi Sn. Özkök´ün sonnnn Frankenstein´ıdır!
Sondan bi önceki en mühim Frankenstein Sarı Arman; Dubai-Annelik-Sevgililik-Seksilik-Narenciyeüreticilik beşgeninde koşuşturmaktan sıkıntıdan çatlatıcı işler uzmanı kesildiğinden, ağzıyla Tarkankuşu tutsa baygınlık geçirtici kıvamından bi türlü sıyrılamamakta-
İşte Büyük Türk Gazetesi´ne yeni bir Laboratuar Canavarı gerekiyordu gündemi bodoslatacak ve ortaya Ahmet Hakan Vak´ası yaratıklandırılıverdi.
Ve Neo-Nişantaşıyan Coşkun artık Hamlet´in ilahi lafıyla anılmayı hak etmektedirrr.ler.
Laf: "Kaderin elinde oyuncak oldum ben." (Burda Kader de, Kısmet de, Milli Laboratuarlar Efendisi Özkök natürel olaraktan.)"
Perihan Mağden, zaman zaman yazdığı Sabah gazetesinin yazıişleri müdürü Balçiçek Pamir hakkında da ağır ifadeler kullandı:
"Ama BU memleketin makinelediği kifayetsiz muhterislerden de buramıza geldi hani!
Sonra tabii üstünde Pazartesi Sohbetleri yazılı bir tabelayı koltuğunun altına nah BU kadar logolatmış bulunan (kendisinin hafta sonu nöbetleri için başka bir logosu da var gerçi) Sabah Gazetesi´nin müthiş "markası" Balçiçek Pamir var yaptığı onca SESSSS getiren röportajdan hiçbi sonuç çıkaramadığımız. (TISSSS çıkarıyoruz gerçi.)
Ali Müfit Gürtuna´yla mesela kaş, göz ve pantomim teknikleri yardımı ile anlaştıkları için, elinde o son sansasyonel röportajının kayıtları bu
`Hülya Avşar Ahmet Hakan´ı donunda salladı!´
Perihan Mağden´in sivri dili yine boş durmadı. Mağden, aylık siyasi dergi RED´in aralık sayısında çıkan yazısında, basının ünlülerle fotoğraf çektirerek ün kazanan isimlerini hedef aldı. Reha Erus, Defne Barak, Leyla Umar, Ahmet Hakan, Yener Süsoy, Balçiçek Pamir, Aslı Aydıntaşbaş, Ayşe Arman gibi isimleri konu alan yazısında, bu isimlerin durmadan ünlülerle fotoğraf çektirdiklerini, fakat gazetecilik adına hiçbir şey yapmadıklarını öne sürdü.
Ayşe Arman hakkında, "Palyaço Bozo Peruğu kıvamındaki saçlarının altından beliren Yorkshire Kedisi Gülümseyişi, genişleyen kalçalarına nazire olsun diye mütemadiyen fora ettiği memeleri, muhtelif renk ve desenlerde Seksi Annecik yazlık elbiseleriyle Ayşe Arman hak ediyor birlikte fotoğraf çektirmeyi," ifadelerini kullanan Perihan Mağden, Hülya Avşar´ın da Ahmet Hakan´ı `donunda sallayıp attığını´ yazdı. İşte yazının o bölümü:
"Son günlerin Olay Çocuğu Ahmet Hakan´ın Hülya Avşar´la samimiyetinden çatlamasına ramak kalmış fotoğraflarını hatırlayın bir. Hani biri birinin arkasında, diğeri tek ayağıyla eşeleniyordu. (Eski Güzel Günlerin Armanı´nın sansasyonel haberlemeleri gibi, en üstten püskürtülmüştü.) "Tarafsız Bölge"ye çıkması şerefine çektirmişlerdi Büyük Türk Kadın Sosyopatı´nın. Ve de (adeti olduğu üzre) 1 cümleye şamşumşaralop diye girip Ortaokul Mezunu (dileriz) Avşar Kızı, hamhumharalop diye çıkmaktaydı. Bi lafı kat´i surette diğerini tutmamakta, Olayların Çocuğu´nu alenen donunda sallamaktaydı.
Ama tabii samimiyetin sınırları ihlâl edilmeye görsün; "Ben böyle zekâ, böyle cazzz, böyle manevra görmedim/göremedim" yollu methiyeler döşendiydi Ahmet Hakan Bilgicanlar Kraliçesi´ne köşelemesinde.
Ta ki; bi sonraki polemik sıkıntısında Ortaokul Avşar´ı harcamak zorunda kalıp da onun kendi öz varoş dergisinden
saydırmasına muhatap kalıncaya dek.
Kısacası: Ahmet Hakan masumdur! Saçı bitmemiş Nişantaşı yetimidir, pardon yetmesidir! Kendisi Sn. Özkök´ün sonnnn Frankenstein´ıdır!
Sondan bi önceki en mühim Frankenstein Sarı Arman; Dubai-Annelik-Sevgililik-Seksilik-Narenciyeüreticilik beşgeninde koşuşturmaktan sıkıntıdan çatlatıcı işler uzmanı kesildiğinden, ağzıyla Tarkankuşu tutsa baygınlık geçirtici kıvamından bi türlü sıyrılamamakta-
İşte Büyük Türk Gazetesi´ne yeni bir Laboratuar Canavarı gerekiyordu gündemi bodoslatacak ve ortaya Ahmet Hakan Vak´ası yaratıklandırılıverdi.
Ve Neo-Nişantaşıyan Coşkun artık Hamlet´in ilahi lafıyla anılmayı hak etmektedirrr.ler.
Laf: "Kaderin elinde oyuncak oldum ben." (Burda Kader de, Kısmet de, Milli Laboratuarlar Efendisi Özkök natürel olaraktan.)"
Perihan Mağden, zaman zaman yazdığı Sabah gazetesinin yazıişleri müdürü Balçiçek Pamir hakkında da ağır ifadeler kullandı:
"Ama BU memleketin makinelediği kifayetsiz muhterislerden de buramıza geldi hani!
Sonra tabii üstünde Pazartesi Sohbetleri yazılı bir tabelayı koltuğunun altına nah BU kadar logolatmış bulunan (kendisinin hafta sonu nöbetleri için başka bir logosu da var gerçi) Sabah Gazetesi´nin müthiş "markası" Balçiçek Pamir var yaptığı onca SESSSS getiren röportajdan hiçbi sonuç çıkaramadığımız. (TISSSS çıkarıyoruz gerçi.)
Ali Müfit Gürtuna´yla mesela kaş, göz ve pantomim teknikleri yardımı ile anlaştıkları için, elinde o son sansasyonel röportajının kayıtları bu