Hulahop Türkiye'de neden yasaklanmıştı: Hulahop çılgınlığının yasakla son bulan serüveni

1950'li yılların sonuna gelindiğinde ABD'den tüm dünyaya yayılan hulahop çevirme çılgınlığı yaşanıyordu. O yıllarda dünya nüfusunun üç milyar civarında olduğu düşünüldüğünde, iki yıl içinde tam 100 milyon hulahopun satılmış olması onun nasıl bir popülaritesi olduğunu anlamamıza yardımcı olabilir. Hatta öyle ki, belde çember çevirmek gazetelerin Asya gribiyle karşılaştırdığı bir salgına dönüşmüştü. Salgın bir süre sonra Türkiye'ye de sıçramıştı ama hulahop çevirmek kısa süre sonra yasaklanacaktı.

Bel etrafında döndürülen plastik halkalar olarak bilinen hulahop, 1950'lerin sonunda tüm dünyaya yayılan bir salgına dönüşmüş olsa da, aslında bu oyun yeni değildi. Eski Mısır, Yunanistan ve Roma dönemlerinde insanlar, metal, kurutulmuş asma dalı ve sarmaşıktan yapılan çemberlerle oynuyordu. Güney Amerika’da ise çemberler şeker kamışından yapılıyordu.

Hulahop’un Modernleşmesi: Wham-O’nun Katkısı

Hulahop’un küresel bir fenomene dönüşmesi, 1958 yılında ABD’li oyuncak firması Wham-O sayesinde oldu. Firmanın kurucuları Richard Knerr ve Arthur Melin, bu geleneksel oyunu modernize ederek sert ve ısıya dayanıklı Marlex plastik kullanıp “Hula-Hoop” adıyla patentini aldılar.

Bu fikir, firmanın sahipleri için bir ilk değildi. Knerr ve Melin, bir yıl önce frizbi olarak bilinen uçan diskleri piyasaya sürerek büyük bir başarı yakalamıştı. Frizbinin ardından yeni bir oyuncak arayışı içindeyken, Avustralya seyahatleri sırasında öğrencilerin beden eğitimi dersinde ahşap çemberler çevirdiğini gördüler. İlhamlarını buradan alan girişimciler, Hawai dansı “hula” ile İngilizce’de çember anlamına gelen “hoop” kelimelerini birleştirerek yeni oyuncaklarına isim verdiler.

Hulahop Çılgınlığının Başlangıcı

Wham-O’nun ürettiği hulahopların tanıtımı, Güney Kaliforniya’daki parklarda yapıldı ve büyük bir ilgi gördü. Televizyon programlarında hulahop çevirme yarışmaları düzenlenirken, sirkler gösteri programlarına akrobatik hulahop numaraları ekledi. Kısa sürede milyonlarca insanın katıldığı bu çılgınlık, 1950’lerin sonlarına damgasını vurdu.

Hulahop yüzünden yaşanan akıl almaz olaylar

1950'lerin sonlarında dünya çapında hızla yayılan hulahop çevirme çılgınlığı, eğlenceli bir aktivite olmanın ötesinde sağlık sorunları ve talihsiz olaylarla da anıldı. İnsanlar saatlerce hulahop çevirerek rekabet ederken, bu çılgınlık ciddi yaralanmalara hatta ölümlere yol açtı.

  • Ankara’da görevli Amerikalı bir askerin 14 yaşındaki kızı, saatlerce hulahop çevirdikten sonra diyafram yırtılması sonucu hayatını kaybetti.

  • Mersin’de bir kırtasiyede çalışan bir tezgâhtar, ürünü tanıtmak amacıyla 42 dakika hulahop çevirmiş ve baygınlık geçirmişti.

  • Gaziantep’te hamile bir kadın, hulahop çevirirken aniden doğum yaptı.

  • Burdur’da genç bir adam, hulahop çevirirken ayağını kırdı.

Hulahop Türkiye’de neden yasaklandı?

1958’in Aralık ayında, dünya genelinde hızla yayılan hulahop çılgınlığı nihayet Türkiye’ye ulaştı. Beyoğlu’ndaki bir oyuncak mağazası, hulahopları tanıtmak için bir dansözle anlaştı. Bu ilginç tanıtım, mağaza önünde uzun kuyruklar oluşmasına ve ilk parti hulahopların kısa sürede tükenmesine neden oldu.

Hulahopların popülaritesi o kadar büyüktü ki, sadece birkaç ay içinde Türkiye’de yerli üretim başladı. 1 Mart 1959 tarihli gazete ilanlarında, üretici firma ürünlerini “Amerikan ölçülerine uygun ve hakiki plastikten yapılma” ifadeleriyle tanıttı.

Hulahoplar, İstanbul’un hemen her semtinde büyük ilgi gördü. Çocuklardan yetişkinlere kadar birçok insan belinde çember çevirirken, izleyiciler kalabalık oluşturuyor ve bu durum trafiği aksatıyordu. Türkiye’ye gelişinin üzerinden henüz bir hafta bile geçmeden, bazı yerlerde izdiham oluşması ve trafiğin aksaması nedeniyle İstanbul’un cadde ve sokaklarında hulahop çevirmek Valilik tarafından yasaklandı.

Hulahop çılgınlığı yalnızca Türkiye’de değil, Kanada, ABD ve Avrupa’nın birçok ülkesinde de aynı sonuçları doğurdu. Polisler, hulahop çevirenlerin etrafında toplanan kalabalıkları dağıtmakta zorlanıyordu. Bu durum, hulahopun eğlenceli bir oyuncaktan çok, sosyal bir fenomen haline geldiğini gösteriyordu.

Türkiye’de başlayan hulahop çılgınlığı, yasaklara ve izdihamlara rağmen toplumun her kesiminden büyük ilgi gördü. Hem yerli üretimle ekonomik bir fırsata dönüştü hem de dönemin kültürel atmosferine damgasını vurdu.