HÜKÜMETE DÖRT CEPHEDE SAVAŞ ÇAĞRISI! ÖZKÖK YİNE YARINI BEKLEYEMEDİ!
Ertuğrul Özkök yeni bir "yarını beklemedim yazısı" ile gazetesnin internet sitesine yazdı ve hükümete dört cephede birden savaş tavsiye etti...
Hürriyet yazarı Ertuğrul Özkök yine yarını beklemeyemedi gündemdeki flaş gelişmeleri konu alan yazısıyla Hürriyet.com.tr'den okurlarına seslendi.
İsrail, Kıbrıs Rum Kesimi ve Ankara'daki patlamanın olağan şüphelisi PKK'nın Türkiye'nin etrafındaki çemberi daralttığını savunan Özkök hükümete adeta savaş tavsiyesinde bulundu. Hem de dört cephede birden savaş...
"Büyük devletsen eğer; hele hele hele büyük lokma yemişsen;
Gemilerini Gazze’ye de göndereceksin;
Doğu Akdeniz’i gölü ilan edenin başına da tebelleş olacaksın.
Kalleşin karşısına, Hakkari kırsalında da çıkacaksın;
Başkentinde ölülerine de ağlamayacaksın.."
İşte Özkök'ün 'yarını beklemedim yazıları'na eklediği son halka:
Arkadaş sen yenemezsin
Yazıyı yazıp, bazı arkadaşlarıma okutmuştum.
Beğenmişlerdi.
Sonra bir daha okumuş vazgeçmiştim.
Yazdığımdan kendim de korkmuş, ürkmüştüm.
Önce ihtimalinden korkmuştum.
Sonra da, kalleşin kalleşliğinden, zalimin zalimliğinden…
Dışişleri Bakanı, gerekirse, gemileri de göndeririz diye meydan okuyordu.
Oturup kendi kendime demiştim ki;
Bir de şu ihtimali düşün;
Hakkari kırsalında, askerine saldırmışlar;
Aynı gün İstanbul’da, Ankara’da bombalar patlamış;
Bir bakmışsın o gün; Güney Kıbrıs Akdeniz’i delmekte...
Sen bir ona bir buna bakarken;
Bir başka “Mavi Marmara” da Gazze’ye doğru demir almış.
Dışişleri memuru, elinde kripto gözüne bakıyor;
İsrail o gemileri vurabilir…
Bunların hepsi bir günde başımıza gelebilir diye düşünmüş;
Sonra da “Aklımdan yel alsın” deyip, “Delete” tuşuna basmıştım.
Yel, benim aklımdan aldı da; kalleşin aklında olduğu gibi bıraktı.
Çöpe attığım yazı, bumerang gibi döndü, döndü, kafama çakıldı.
Xxx
Hazır olalım.
Eğer, kaderin bizi bıraktığı bu coğrafyada; At iziyle it izi birbirine karışmışsa;
Ortam tam da kurdun seveceği sisli, puslu bir havaysa..
Hele hele kalleş kurdun, yıllardır arayıp, arayıp da bir türlü bulamadığı havaysa…
En gaddar gününü seçer:
Sen, New York’ta gariban Filistin’linin hakkının peşine düşerken; o da pis emelinin peşine takılır.
Sen, Büyük devletim var diyorsan;
Bu alemin lideri ben’im diyorsan;
“Hayır değilsin” demeye teşne bir kalleşler ittifakı dikilecektir karşına.
Xxx
Hazır olacaksın…
Bu politika kafana yatmıyorsa da hazır olacaksın.
Bak biri orada denizin dibini kazıyor;
Öteki burada senin başkentinin altını oyuyor.
Büyük devletsen eğer; hele hele hele büyük lokma yemişsen;
Gemilerini Gazze’ye de göndereceksin;
Doğu Akdeniz’i gölü ilan edenin başına da tebelleş olacaksın.
Kalleşin karşısına, Hakkari kırsalında da çıkacaksın;
Başkentinde ölülerine de ağlamayacaksın..
Xxx
Burası demokratik bir ülkeyse; Ankara’da seçilmiş bir hükümet varsa;
O “Büyük politika” diyorsa, “Güçlü devlet” diyorsa;
Kafana yatmasa da; arkasında duracaksın.
Durmalıyız…
Çünkü o bir beladır ve her bela gibi korkaktır; tek başına gelmez…
Ama biz de büyük devletiz. Bak sen o bombayı atarken;
Standart and Poors, notumuzu yükseltiyor.
Bak sen o bombayla bizi korkutacağını sanarken;
40 bin kadın ve çocuk, Fenerbahçe stadını dolduruyor.
Arkadaş;
Sen yenemezsin…
Asla yenemezsin.
Ertuğrul Özkök/hurriyet.com.tr