"HÜKÜMET YANLISI GAZETELER MİLİTANLIK YAPIYOR!.." ERTUĞRUL ÖZKÖK YAZDI!..

Türk ordusuna, bazı gazetecilere, gazete sahiplerine, aydınlara, sıradan insanlara, kadınlara yapılan haksızlıklar er veya geç halkta tepkiye yol açacaktır.

İlerde şunlar olacak

DÜNKÜ basın toplantısını hayretle ve ibretle seyrettim.Hákim ve Savcılar Yüksek Kurulu Üyesi Ali Suat Ertosun´u hiç tanımam.

Hakkındaki iddiaları hükümet yanlısı gazetelerden okudum.

Dün basın toplantısını izlerken edindiğim izlenimi açık açık yazıyorum.

Bu insana büyük haksızlık yapılmış duygusuna kapıldım.

Bu hissin doğmasına onun savunmasından çok, bazı gazetecilerin hoyratlığı, saldırganlığı, militanlığı yol açtı.

İnsanların nasıl ağır bir propaganda saldırısına maruz kaldığını, nasıl insafsızca sindirilmeye çalışıldığını gördükçe, tarafsız değerlendirme yeteneğimi kaybediyorum.

Ergenekon davası ne yazık ki, medyanın bir kesiminde akıl almaz bir şımarıklık ve vicdansızlık ortaya çıkardı.

Dünkü hislerimden hareketle, ileriye yönelik bazı tahminlerimi buraya yazıyorum.

* * *

Yazdıklarımı bir şişeye koyup denize atıyorum.

Üç, bilemediniz beş, bilemediniz on yıl sonra bunları yine konuşuruz.

Tamamen hislerimle, bu yayınların ve propaganda saldırısının bende yarattığı öfke ve tepkiyle yazıyorum.

Bakalım kim yanılacak.

Bu dönem ilerde, 28 Şubat´tan çok daha ağır şekilde eleştirilecektir. Türk halkı, otoriter rejimlerin sadece askerler değil, siviller tarafından daha da beter şekilde getirilebileceğini öğrenecektir.

Polis soruşturması, iddianamenin hazırlanışı ve yargılama sırasında yapılan hak ihlalleri, usulsüzlükler, vicdansızlıklar ve yanlışlıklardan dolayı, gerçekten darbe girişimi yapmış, çeteleşme faaliyetlerine karışmış kriminal kişiler bile cezalardan kurtulabilecektir.

Türk ordusuna, bazı gazetecilere, gazete sahiplerine, aydınlara, sıradan insanlara, kadınlara yapılan haksızlıklar er veya geç halkta tepkiye yol açacaktır. Bu süreç, dünün kendini mazlum hisseden insanlarını halkın gözünde zalime dönüştürecektir.

Geçmişteki haksızlıklara, eşitsizliklere tepkiyle başını örten insanlar, yeni oligarklara, yeni zalimlere tepkiyle başlarını açmaya başlayacaktır.

Dünün andıçları, nasıl benim gibi insanlara kara bir leke olarak yapıştı, vicdanında derin yara açtıysa, bugünün andıççıları bunun daha beterini tadacaktır. Üstelik bugün üstlerine sinen "Güç bizde" duygusunun verdiği kibir ve şımarıklıktan özür dileme duyguları da köreldiği için bunun bedelini daha da ağır ödeyeceklerdir.

Böyle bir hoyratlık ve sindirme siyaseti ile demokrasiye gidildiğini hálá bize yutturmaya çalışan aydın takımı, utancından sokağa çıkamaz hale gelecektir.

Askeri darbelerle hesaplaşan Türkiye, ancak bu sivil darbeyle de hesaplaştıktan sonra gerçek demokrasiye geçebilecektir.

* * *

HSYK toplantısı devam ederken, bütün meslek hayatımda gördüğüm en ağır propaganda taarruzlarından birini izledim.

Bu konuda tek satır yazı yazmadım.

Çünkü Ergenekon savcı ve hákimlerinin değiştirilmesinin, dava üzerine büyük bir şaibenin düşmesine yol açacağına inanıyordum.

Bu ülkede hálá yargıya güveniyorum.

Ama insaf edin, hákim ve savcıların dokunulmazlığı mı vardır?

Başka davalarda yapılan yanlışlıklar değerlendiriliyorsa, bu davadakilerin niye dokunulmazlığı olacak?

Geçen gün yazdım.

Savcıların yazdığı iddianamelerin yüzde 60´ı takipsizlik ve beraatla sonuçlanıyormuş.

Bugün sanık sandalyesinde oturtulan insanlar, daha iddianame ortaya çıkmadan idam sehpasına gönderiliyor.

Eğer laik jakobenlerden söz ediyorsak, Ergenekon davasının jakoben militanlarından niye söz etmeyeceğiz.

* * *

Ben bu ülkenin çetecilerden, darbecilerden temizlenmesini bütün kalbimle istiyorum.

Ama o vesayetin yerini daha da tehlikeli sivil bir vesayetin almasından da çok korkuyorum.

O yüzden artık korkmadan şunu haykırabilmek istiyorum.

Ergenekon davası Engizisyon´a dönüşmemeli.

"Özgürlük, eşitlik, kardeşlik" getiriyoruz diye, yakaladığı herkesi giyotin altına yatıran jakoben Fransız ihtilalcilerinin bu davayı kirletmesinden samimiyetle endişe ediyorum.

Adalet ancak adaletle gelir.

Cadı avcılığıyla değil...

Ertuğrul Özkök/Hürriyet