HSYK BAŞKANI İBRAHİM OKUR CUMHURİYET'E KONUŞTU; DERE ÇOKTAN GEÇİLDİ!
Cumhuriyet yazarı Utku Çakırözer HSYK 1.Daire Başkanı İbrahim Okur'a tartışmalara neden olan kararnameyi sordu.
Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) kararnamesinde kamuoyunun gündemindeki üç önemli dava olan Ergenekon, Balyoz ve Şike davalarının savcılarının özel yetkili mahkemeler dışındaki görevlere atanması çok değişik yorumlara yol açtı. Kimi “Hükümetin cemaate darbesi” diye değerlendirdi, kimi “Artık özel yetkili mahkemelerle ilgili tartışmaya bile gerek kalmadı” dedi.
‘Üst makamlara getirdik’
Kararname çalışmalarının başındaki isim olan HSYK 1. Daire Başkanı İbrahim Okur’a bu yorumlarla ilgili görüşlerini sorduğumuzda şu değerlendirmeyi yaptı:
“Bu yorumları ben de duydum, okudum. Ama hiçbiri doğru değil. Aslında biz bu kadar ses getireceğini de tahmin etmiyorduk bu kararnamenin. Çünkü arkadaşlar kendileri talep ettiler ayrılmayı. Ve şimdi de mevcut pozisyonlarından daha üst bir pozisyona getirildiler. Başsavcı Vekilliğine getirdik. Arzu edilen bir pozisyondur bu. ‘İster misin?’ desek ‘istemem’ diyen çıkmaz.”
Sarıkaya görevinin başında
MİT Müsteşarı’nın sorgulanma talebine direnen hükümetin tutumunun bu kararnamede etkili olduğu şeklindeki yorumlar da oldukça baskın durumda. Okur buna da karşı çıkarak “İddia edilen gibi bir çalışma yapılsaydı Sadrettin Sarıkaya ve Fikret Seçen hakkında bir karar alınması beklenirdi. Öyle olmadı. Onlar görevlerinin başındalar” diye konuştu.
‘Öz modeli’ de değil
Kararnamenin, daha önce özel yetkisi alınarak başsavcı vekili yapılan Zekeriya Öz’ün durumuna benzetilmesini de doğru bulmayan Okur, “Öz’ün hem talebi yoktu hem de soruşturması devam ediyordu. Burada ise savcılar kendi üzerlerine düşen bölümü bitirmişler” dedi.
‘Dere çoktan geçildi’
Üç özel yetkili cumhuriyet savcısı Cihan Kansız, Mehmet Berk ve Savaş Kırbaş’ın davalar sürerken görevlerinden alınması eski HSYK dönemindeki tartışmaları hatırlattı. O dönem aynı davalarda aynı savcılar hakkında görevden alma talepleri gündeme geldiğinde iktidar kanadı her seferinde bu tür atamalara karşı çıkardı.
Sözcü Ankara Temsilcisi Saygı Öztürk dünkü köşesinde o günlerde iktidar yanlılarınca yapılan savunmaları ve son kararnamedeki tasarrufları karşılaştırarak haklı olarak “Hani dere geçerken at değiştirilmezdi” diye soruyordu. Okur’un bu konudaki değerlendirmesi de şöyle:
“Burada çok önemli bir fark var. Bu üç savcı da bu davalarla ilgili kendi üzerlerine düşen süreçleri tamamlamışlar. Davaları açmışlar. Dosyada yeni evrak yok. Yani dere çoktan geçilmiş durumda. Şike ve Balyoz artık karar aşamasında. Ben açıp Başsavcı Vekili Fikret Bey (Seçen) ile üçü için de tek tek konuştum. Yürüttükleri önemli soruşturma var mı diye. O da bu davaların dosyalarında yeni evrak olmadığını söyledi. Onun üzerine taleplerini değerlendirmeye aldık.”
‘Tartışmalardan etkilenmişlerdir’
Üç özel yetkili savcının da “kendi talepleri üzerine” başka görevlere atandıklarını vurgulayan Okur’a üç savcının da aynı anda neden görevlerinden ayrılma talebinde bulunduklarını sorunca şu yanıtı aldık:
“Son dönemdeki tartışmalar ve isimlerinin sürekli gündemde olması ayrılmalarında etkili olmuş olabilir. İster istemez bu tartışmalar mutlaka etkilemiştir.”
Kimse ‘özel yetki’ istemiyor
Bu sözlerin ardından özel yetkili savcı ve hâkimlerle ilgili yaşanan bir sıkıntıyı da ortaya koyma ihtiyacı hissetti Okur:
“Özel yetkili mahkemelere kimse gitmek istemiyor. Gidenler de bir süre sonra ‘Beni buradan alın’ diyorlar. Çünkü yapılan iş açısından sıkıntılı, stresli görevler bunlar. Aynı maaşı alıyorsunuz ama çok daha fazla stresle karşı karşıyasınız. Kimse istemiyor. Birkaç istisna dışında genelde biz resen görevlendirme yapıyoruz. DGM’ler döneminden beri bu böyledir. Bu savcılarımız da benzer bir stres yaşadıkları için talepte bulunmuş olabilirler.”
DİNK HÂKİMİNİN ALINMASI NORMAL
İbrahim Okur son kararnamede tartışılan diğer atamalar için ise şu değerlendirmeleri yaptı:
Rüstem Eryılmaz (Hrant Dink davası mahkemesinin başkanı): Onunla ilgili görev değişikliği normal. Çünkü zaten o davaya bakamazdı. Belki Yargıtay bozup gönderecek geriye dosyayı. Kendisi kanaatini açıkladığı için bakamazdı bir daha.
Menderes Yılmaz (KCK davası hâkimi): O da aslında geçen yıl ayrılmak istemişti. Dava biter diye beklettik. Ancak sonuçlanmadı.
Ömer Faruk Eminağaoğlu: Disiplin cezası nedeniyle bir alt sınıfa indirilmesi gerekiyordu. Eşi Ankara’da olduğu için en yakın yer olarak Çankırı’yı seçtik.
‘Üst makamlara getirdik’
Kararname çalışmalarının başındaki isim olan HSYK 1. Daire Başkanı İbrahim Okur’a bu yorumlarla ilgili görüşlerini sorduğumuzda şu değerlendirmeyi yaptı:
“Bu yorumları ben de duydum, okudum. Ama hiçbiri doğru değil. Aslında biz bu kadar ses getireceğini de tahmin etmiyorduk bu kararnamenin. Çünkü arkadaşlar kendileri talep ettiler ayrılmayı. Ve şimdi de mevcut pozisyonlarından daha üst bir pozisyona getirildiler. Başsavcı Vekilliğine getirdik. Arzu edilen bir pozisyondur bu. ‘İster misin?’ desek ‘istemem’ diyen çıkmaz.”
Sarıkaya görevinin başında
MİT Müsteşarı’nın sorgulanma talebine direnen hükümetin tutumunun bu kararnamede etkili olduğu şeklindeki yorumlar da oldukça baskın durumda. Okur buna da karşı çıkarak “İddia edilen gibi bir çalışma yapılsaydı Sadrettin Sarıkaya ve Fikret Seçen hakkında bir karar alınması beklenirdi. Öyle olmadı. Onlar görevlerinin başındalar” diye konuştu.
‘Öz modeli’ de değil
Kararnamenin, daha önce özel yetkisi alınarak başsavcı vekili yapılan Zekeriya Öz’ün durumuna benzetilmesini de doğru bulmayan Okur, “Öz’ün hem talebi yoktu hem de soruşturması devam ediyordu. Burada ise savcılar kendi üzerlerine düşen bölümü bitirmişler” dedi.
‘Dere çoktan geçildi’
Üç özel yetkili cumhuriyet savcısı Cihan Kansız, Mehmet Berk ve Savaş Kırbaş’ın davalar sürerken görevlerinden alınması eski HSYK dönemindeki tartışmaları hatırlattı. O dönem aynı davalarda aynı savcılar hakkında görevden alma talepleri gündeme geldiğinde iktidar kanadı her seferinde bu tür atamalara karşı çıkardı.
Sözcü Ankara Temsilcisi Saygı Öztürk dünkü köşesinde o günlerde iktidar yanlılarınca yapılan savunmaları ve son kararnamedeki tasarrufları karşılaştırarak haklı olarak “Hani dere geçerken at değiştirilmezdi” diye soruyordu. Okur’un bu konudaki değerlendirmesi de şöyle:
“Burada çok önemli bir fark var. Bu üç savcı da bu davalarla ilgili kendi üzerlerine düşen süreçleri tamamlamışlar. Davaları açmışlar. Dosyada yeni evrak yok. Yani dere çoktan geçilmiş durumda. Şike ve Balyoz artık karar aşamasında. Ben açıp Başsavcı Vekili Fikret Bey (Seçen) ile üçü için de tek tek konuştum. Yürüttükleri önemli soruşturma var mı diye. O da bu davaların dosyalarında yeni evrak olmadığını söyledi. Onun üzerine taleplerini değerlendirmeye aldık.”
‘Tartışmalardan etkilenmişlerdir’
Üç özel yetkili savcının da “kendi talepleri üzerine” başka görevlere atandıklarını vurgulayan Okur’a üç savcının da aynı anda neden görevlerinden ayrılma talebinde bulunduklarını sorunca şu yanıtı aldık:
“Son dönemdeki tartışmalar ve isimlerinin sürekli gündemde olması ayrılmalarında etkili olmuş olabilir. İster istemez bu tartışmalar mutlaka etkilemiştir.”
Kimse ‘özel yetki’ istemiyor
Bu sözlerin ardından özel yetkili savcı ve hâkimlerle ilgili yaşanan bir sıkıntıyı da ortaya koyma ihtiyacı hissetti Okur:
“Özel yetkili mahkemelere kimse gitmek istemiyor. Gidenler de bir süre sonra ‘Beni buradan alın’ diyorlar. Çünkü yapılan iş açısından sıkıntılı, stresli görevler bunlar. Aynı maaşı alıyorsunuz ama çok daha fazla stresle karşı karşıyasınız. Kimse istemiyor. Birkaç istisna dışında genelde biz resen görevlendirme yapıyoruz. DGM’ler döneminden beri bu böyledir. Bu savcılarımız da benzer bir stres yaşadıkları için talepte bulunmuş olabilirler.”
DİNK HÂKİMİNİN ALINMASI NORMAL
İbrahim Okur son kararnamede tartışılan diğer atamalar için ise şu değerlendirmeleri yaptı:
Rüstem Eryılmaz (Hrant Dink davası mahkemesinin başkanı): Onunla ilgili görev değişikliği normal. Çünkü zaten o davaya bakamazdı. Belki Yargıtay bozup gönderecek geriye dosyayı. Kendisi kanaatini açıkladığı için bakamazdı bir daha.
Menderes Yılmaz (KCK davası hâkimi): O da aslında geçen yıl ayrılmak istemişti. Dava biter diye beklettik. Ancak sonuçlanmadı.
Ömer Faruk Eminağaoğlu: Disiplin cezası nedeniyle bir alt sınıfa indirilmesi gerekiyordu. Eşi Ankara’da olduğu için en yakın yer olarak Çankırı’yı seçtik.
KUŞTEPE’YE TALİH KUŞU KONDU! |
HÜLYA AVŞAR AYVALIK’TA SEZONU AÇTI! |
2, 5 TRİLYON DOLARLIK İSTANBUL BULUŞMASI |
SULUKULELİLERİN AHI TUTTU! |
“İSTANBUL EMLAKTA DÜNYANIN PARLAYAN YILDIZI” |
LÜKSTE OTURAN DAHA ÇOK ÖDEYECEK! |
SUNDANCE RESİDENCE’DA TESLİMLER 30 HAZİRAN’DA! |
BAKIRKÖY REFERANS PROJESİ SATIŞA ÇIKIYOR! |
MİLLENİUM PARK KURTKÖY’DE 900 BİN DOLARA! |
MAXİMOON RESİDENCE KISA SÜRELİĞİNE 89 BİN LİRAYA! |
ANKARA’DAKİ GOLFKENT’E MİLLETVEKİLLERİ AKIN ETTİ! |
PASİF EV İLE ENERJİDEN YÜZDE 95 TASARRUF EDİN! |
TOKİ’DEN İZZET BAYSAL ÜNİVERSİTESİ’NE KALICI LOJMAN |
EMLAK VERGİSİNDE FIKRA GİBİ DÜZENLEME |
MİAMİ’DEKİ VERSACE İMZALI MALİKANEYE REKOR FİYAT |
MARMARA BÖLGESİ DEPREM İÇİN ÖNLEM ALMALI |
MİLLENİUM PARK KURTKÖY’DE 900 BİN DOLARA! |
CEMİLE REKOR FİYATA EV ALDI! |
ŞOK! ŞİŞLİ’NİN GÖBEĞİ BULGAR VAKFI’NA VERİLDİ! |
FSM VE HALİÇ KÖPRÜLERİNDE ÇALIŞMALAR 16 EYLÜL’DE BİTECEK! |
TÜRKİYE’DEN EN ÇOK GAYRİMENKULÜ KİM ALIYOR? |
BİZİM EVLER 5 CUMA GÜNÜ GÖRÜCÜYE ÇIKIYOR! |
“İSTANBUL EMLAKTA DÜNYANIN PARLAYAN YILDIZI” |
ÇİN, 3 AYDA DÜNYANIN EN YÜKSEK BİNASINI YAPACAK |
ATATÜRK KÜLTÜR MERKEZİ’NDE ÇALIŞMALAR BAŞLADI! |
KENTSEL DÖNÜŞÜM 10 YILDA TAMAMLANACAK! |
OSMANLI DÖNEMİNDE HEDİYE EDİLEN BAŞKONSOLOSLUK YALILARI |
MEİSTER HANNAHOME PARKE SEKTÖRÜNE YENİ BİR SOLUK GETİRDİ! |
YAPI SAHİPLERİNE YENİ MEKAN YÜKÜ! |
TÜRKİYE’DE KONUT FİYATLARI SÜREKLİ ARTIYOR! |
UZMANLARIN GÖZÜNDEN MORTGAGE VE AVANTAJLARI |
BAKIRKÖY REFERANS PROJESİ SATIŞA ÇIKIYOR! |
BORÇ YAPILANDIRANA CEZA YOK |
HAZİNE TAŞINMAZLARINDAN 3.4 MİLYAR LİRA KAZANÇ! |
MAXİMOON’DA 79 BİN LİRAYA RESİDENCE |
SUNDANCE RESİDENCE’DA TESLİMLER 30 HAZİRAN’DA! |
ABRAMOVİCH ÇILDIRMIŞ OLMALI! |