HRANT DİNK'İN KATLİNE KİMLERİN KARAR VERDİĞİNİ BİZ DE BİLMEK İSTİYORUZ!
Ülkü Ocakları eski genel başkanı Azmi Karamahmutoğlu "Hrant Dink'in katledilişine kimlerin karar verdiğini bizde bilmek istiyoruz" dedi
Ülkü Ocakları eski genel başkanlarından Azmi Karamahmutoğlu, 15 Temmuz Pazar günü yapılacak MHP İstanbul İl Kurultayı'nda başkanlığa aday olduğunu açıkladı. Karamahmutoğlu, sıcak gündeme ve yakın tarihe ilişkin önemli mesajlar verdi.
Grand Cevahir Otel'de düzenlediği basın toplantısında konuşan Karamahmutoğlu, MHP'nin bayraktarlığını yaptığı Türk milliyetçiliği düşüncesinin birçok kez operasyonlara maruz kaldığını söyledi.
Hrant Dink cinayeti, Papa 2. Jean Paul suikastı, gazeteci Abdi İpekçi'nin katledilişinin faturasının MHP'ye ve Türk milliyetçilerine çıkarıldığını belirten Karamahmutoğlu şunları söyledi:
PAPA, ABDİ İPEKÇİ, HRANT DİNK
"Türk milliyetçiliği her yükselişe geçtiğinde MHP üzerinden operasyonlar yapılmıştır.
MHP'nin tabii tutulduğu, maruz kaldığı operasyonların hatırda olan en yenisi; son genel seçimde yaşatılanlardır. MHP üzerinden yapılan operasyonlara en yeni örnek ise; Gazeteci Hırant Dink'in siyasal bir cinayete kurban gitmesidir. Hırant Dink katledilmesinin kime ne faydası olduğunu bilmiyoruz ancak kime zararının dokunduğunu biliyoruz: Türk milliyetçiliği siyasetine... Bu sebeple Dink'in katledilişine kimlerin karar verdiğini "Dink ailesi" kadar biz de bilmek istiyoruz.
Hıristiyanlık dininin bir mezhebi olan Katoliklerin dini lideriyle Papa 2. Jean Paul ile MHP'lilerin, Ülkücülerin ne alıp veremediği olabilir? Papa'ya suikast kimin işine yaramıştır bilmiyoruz ancak kime zararı dokunmuştur biliyoruz: Türk milliyetçiliği siyasetine...
Abdi İpekçi'nin katledilişinin kararı MHP'de veya Ülkü Ocakları'nda alınmış bir cinayet kararı mıdır ki bunun faturası Türk milliyetçilerine çıkarılmıştır?
Bu karanlık operasyonlarla Türk milliyetçiliği ayıplı, günahlı kılınmaya çalışılırken diğer yandan milliyetçiliğin en ilkel basamağı olan, çağdışı kalan "Şovenizm" ve özellikle de Kürt Şovenizmi devlet ve hükümet eliyle besleniyor, destekleniyor.
Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli'nin liderlik yaptığı bu 15 yıl boyunca birçok başarısı arasında en önemlisi, iktidar olmaktan bile daha kıymetlisi bence MHP'yi operasyon partisi haline getirmemesidir.... MHP üzerinden operasyonlara engel olmasıdır. Öyleyse İl teşkilâtlarına düşen bir görev de operasyon yememek ve MHP üzerinden operasyon yaptırmamaktır. Yani uyanık olmaktır. Fitneye fesata geçit vermemektir. Kullanılmamaktır.
Sayın Genel Başkan'ın uyarıları, tavsiyeleri ve dikkat çekmeleri de bu yöndedir.
Ben ve arkadaşlarım MHP'nin üzerinden operasyon yapılmasına engel olacak dikkate, birikime ve deneyime sahip olduğumuzu hatırlatmak istiyorum."
"STRATEJİK DERİNLİK ÜTOPYASI AKDENİZ'İN DERİNLİKLERİNDE YATMAKTADIR"
Suriye ile yaşanan gerginlik ve dış politika konularına da değinen Karamahmutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Türk siyasal hayatında üzerinden operasyonlar yapılan oy yüzdesi kabarık iktidar partileri de vardır ki; hükümet partisi AKP bunun güncel örneğidir.
Ülkemiz AKP üzerinden Suriye'ye savaş operasyonu yemektedir.
Türkiyemiz kendisinin olmayan Uluslararası bir sorunun, Suriye savaşının içine çekilmiştir.
AKP üzerinden başlatılmış bulunan Suriye ile savaş operasyonunun ilk askeri kaybını; düşürülen THK uçağı ve iki şehit subayımızla verdik.
Bir savaşın ilk ekonomik kaybını ise Ülkemizin bacasız sanayisi olan Turizm sektöründe vermekteyiz. Akdeniz'de sıcak askeri çatışmalar, bu yaz sezonunda %50'leri bulan rezervasyon iptallerini doğurmuştur. Güney sahillerimizdeki konaklama tesislerinin yaşadığı bu iptallerin ve gelir kaybının acıtıcı etkisini Sonbahar'da ağır hissedeceğiz.
Millet Meclisi kürsüsündeki konuşmasında "Yeni Ortadoğu'nun sahibi biziz" diyen "ikiyüz yıl gecikmeli" bir Dış işleri bakanımız var.
Kendisini Osmanlı Devleti'nin Hariciye Nazırı olarak gören bu ikiyüz yıl gecikmeli Dış işleri bakanımızın "Stratejik Derinlik" isimli Ütopyası şimdi Akdeniz'in derinliklerinde yatmaktadır.
Kahredici bir sonla bize kalan ise kırılan milli gururumuzdur. Çiğnetilen askeri onurumuzdur.
Dün Mavi Marmara gemisinde 9 sivil Türk vatandaşın üstelik Uluslararası sularda İsrail askerlerince katledilmesi sonucunda çaresiz kalan ve o günden bu yana adeta yalvarırcasına "Özür ve tazminat" bekleyen AKP Hükümeti, Türk Milleti'nin gururunu taşıyabilme büyüklüğünden uzak olduğunu göstermiştir.
Sayın Başbakan Recep Tayyip ERDOĞAN'a hatırlatmak isteriz ki siz Gürcistan'ın Tiflis'inde değil, Türkiye'nin Ankara'sında başbakansınız.
Tiflis'teki Başbakan başkasının savaşına taşeronluk yapınca; televizyon ekranlarında kravatını yemişti.
Siz de eğer Türklük gurur ve şuuruyla şahlanamayacaksanız Başbakanlığınız için doğru başkent Ankara değildir."
"MHP CEMAAT DEĞİL CEMİYETTİR"
Karamahmutoğlu, partililerin yoğun katılımıyla gerçekleştirilen basın toplantısında yeni oluşacak il yönetiminin 3 yıl görev yapacağını anımsatarak, il başkanı seçilecek kişinin 24 saatini bu işe verecek birisi olması gerektiğini belirtti.
Karamahmutoğlu, MHP'nin içinde her gelir düzeyine, farklı dünya görüşüne, farklı inanç gruplarına ait kişilerin var olduğunu ifade ederek, "MHP bir cemaat değil, bir cemiyettir ve bir Türkiye ortalamasıdır" dedi.
Kurultayda il başkanlığına aday olduğunu açıklayan Karamahmutoğlu, MHP'yi İstanbul'da birinci parti yapma sözü verdi.
MHP'NİN SOSYAL SORUMLULUK PROJELERİ
Karamahmutoğlu, tasarladıkları il örgütünün yerel yönetimlere yönelik ve sosyal sorumluluk üzerine projeleri olacağını anlatarak, milliyetçilik ideolojisinin bir kentli düşüncesi olduğunu ve İstanbul'da da yaşayan herkesin "Ben İstanbulluyum" demesi için çalışacaklarını ifade etti.