Hrant Dink davasının gerekçeli kararı açıklandı

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi, Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin 6'sı tutuklu, 13'ü firari 76 sanığın yargılandığı davayla ilgili gerekçeli kararını açıkladı.

Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in 19 Ocak 2007'de öldürülmesine ilişkin 76 sanığın yargılandığı davada geçtiğimiz aylarda karar açıklanmıştı. Kararda, eski İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer ve Eski Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek'e ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi. Fetullah Gülen, Zekeriya Öz, Ekrem Dumanlı ve Adem Yavuz Arslan dahil 13 firari sanığın dosyaları ayrılmıştı. Yargılamayı yapan İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi gerekçeli kararının yazımını tamamladı. Kararda cinayetin örgüt mensupları eliyle tasarlanıp adım adım yürürlüğe koymak suretiyle gerçekleştirildiğine vurgu yapıldı. Cinayetin, örgütün kurucusu ve yöneticisi Fetullah Gülen ve oluşturduğu örgüt yönetim piramidinin sevk ve idaresi, emir ve talimatlarıyla gerçekleştirildiğine dikkat çekildi.

ADIM ADIM CİNAYET

Gerekçeli karara göre cinayet, öncesinde örgüt mensupları eliyle tasarlanıp adım adım yürürlüğe koymak suretiyle gerçekleştirildi. Cinayetin önlenmesini sağlayacak deliller, haber mekanizmaları ve raporlar gizlendi. Cinayet anına dek failler takip edildi. Cinayet sonrası ise delil karartılarak örgütün izleri temizlendi. Örgüt yayın araçları üzerinden dejenere edilmiş bilgilerle devlet kurumları cinayetle irtibatlandırıldı. Cinayete ilişkin kamu memurlarına yapılan soruşturmalar örgüt çıkarları doğrultusunda yönlendirilip aleyhe olanları her çeşit baskı yoluyla susturulmaya çalışıldı.

AKYÜREK VE YILMAZER BAŞROLDE

FETÖ silahlı terör örgütünün 17-25 Aralık'la organize ilk kalkışmasının gerçekleştirildiğine dikkat çekilen kararda FETÖ'nün Hrant Dink cinayetindeki rolü detaylı bir şekilde anlatıldı. Karara göre; Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığı'nda görevli olan Ramazan Akyürek ve Ali Fuat Yılmazer işlenen cinayette bizzat tasarlama aşamasında gerçekleştirilen eylemlerden sorumluydu. FETÖ mensubu oldukları yönünde yargı kararları olan eski Trabzon İstihbarat Şube Müdürü Faruk Sarı, Yılmazer ve Akyürek, örgütün çıkarlarını gözeterek birlikte hareket etti.

TEDBİR ALMAK YERİNE BİLGİLERİ GİZLEDİLER

Bu 3 isim de konumları itibari ile gereken tedbirleri alıp müdahale etmek yerine, cinayetin gerçekleşmesini, bunun öncesi ve sonrasında bilgi, kayıt ve belgelerin yok edilmesini sağladı. İstihbarat Değerlendirme Projesi (İDP) kayıtları ile tüm istihbarat ağının bulunduğu İstihbarat Daire Başkanlığı'ndaki istihbarat havuzu programı (PİO)'ya ilgili verilerin kaydedilmesi gibi işlemleri gerçekleştirmedikleri vurgulandı. Yapılan kaydı ise cinayetin hemen sonrasında sildikleri tespit edilen 3'lünün, kendilerinden olmayan sıralı amirlerine bu önemli istihbari bilgileri vermeyip gizledikleri hatırlatıldı.

SAMAST VE AZMETTİRİCİLERİ DİNLİYORLARDI

Gerekçeli karara göre; bu 3 isim de emri altındakilere gerçeğe aykırı tutanak hazırlattı. Bu tutanaklardaki bilgi kaynağı Yardımcı İstihbarat Elemanı (YİE)'nin istihbarat görevinin dışına çıkarılması sağlandı. İşleneceği bilinen cinayetin hazırlık hareketleri ile azmettirici ve faillerinin iletişim araçlarını dinleyip fiziki takip yaptırıldı.

CİNAYET GÜNÜNE KADAR TAKİP ETTİLER…

Olay tarihlerinde İstanbul İl Jandarma Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürlüğü'nde yüzbaşı olarak görev yapan ve 15 Temmuz darbe girişiminde Jandarma Genel Komutanlığı'nı işgal etmeye çalışan FETÖ mensubu Muharrem Demirkale'nin, Hrant Dink'in ev ve işyerlerini cinayet öncesinde emri altındakilerce keşif faaliyeti yaptırdığı vurgulandı. Demirkale ile Ali Fuat Yılmazer'in daha önceden tanışıklıklarının bulunduğu hatırlatılan karara göre; Dink cinayet günü de takip edildi. Bu takibi yapan kişiler Yılmazer ile irtibatlı ve Demirkale'nin emir ve komutasındaki personellerdi.

DEMİRKALE VE YILMAZER İŞBİRLİĞİ

Cinayetten 10-15 dakika sonra Demirkale ile Yılmazer arasında bir telefon görüşmesi yapıldığı ve bilgi alışverişinde bulunulduğuna dikkat çekilen karara göre; cinayet mahalliyle Levent bölgesi arasında cinayet öncesi ve sonrasında, aynı gün içinde Muharrem Demirkale uzunca bir süre sürekli mekik dokudu. Bu tespit baz bilgilerinden ortaya çıkarıldı. Demirkale'nin cinayeti öncesi ve sonrasını Yılmazer ile işbirliği içerisinde takip ettirdiği vurgulandı.

CİNAYETE ÖRGÜTÜN EMELLERİ İÇİN YOL VERDİLER

Kararda, Yılmazer ve Demirkale'nin işbirliği içerisinde cinayetin azmettirici ve failleri desteklenerek, eylemi tasarlamak suretiyle üyesi oldukları FETÖ Silahlı Terör Örgütü'nün yıkıcı emelleri doğrultusunda cinayetin işlenmesini sağladıkları değerlendirmesi yapıldı.

FETÖ'NÜN KAZANIMLARI

Cinayet'in FETÖ'ye sağladığı yarara da gerekçeli kararda yer verildi. Karara göre; cinayetin failleri hakkındaki bilgiler gizlenerek kaos devam ettirildi. İçişleri Bakanı'nın da arasında bulunduğu cinayetin fail ve faillerin tespiti amacıyla İstanbul'da yapılan dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah, kolluk görevlileri ve İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek'in olduğu bir toplantı gerçekleştirildi. Toplantıda Akyürek'in cinayetle ilgili bildiği Yardımcı İstihbarat elamanı ve bundan elde edilen istihbari bilgileri toplantıdakilerden gizlediği, Ali Fuat Yılmazer'le bu süreçte iletişim halinde olduğu vurgulandı.

İSTANBUL İSTİHBARATI ELE GEÇİRİP KUMPASLARA BAŞLADILAR

Cinayet sonrası İstanbul İstihbarat Şubesinin örgüt tarafından ele geçirildiğini ve uzun yıllar kamuoyunun gündemine oturacak olan kumpas soruşturma ve davalarının bu süreçten sonra adım adım hayata geçirildiği kaydedildi. Kara göre, 2007 yılında İstihbarat Şube'nin başına geçen Ali Fuat Yılmazer'le birlikte aynı yıl başlamak üzere Ergenekon operasyonları, KCK, Devrimci Karargah, Cizre/Temizöz, Tahşiye, Selam Tevhid, 17-25 Aralık, MİT TIR'larının durdurulması, 7 Şubat MİT soruşturması gibi kumpasların temeli bu atama sonrası atıldı.

GÜLEN'İN EMİR VE TALİMATLARIYLA GERÇEKLEŞTİRİLDİ

Yılmazer'in İstihbarat Şube'yi ve buradan elde ettiği dinleme, takip yetkilerini örgüt lehine sınırsız şekilde kullandığına vurgu yapılan karara göre; tüm bu eylemler ile birlikte sözde operasyonlar devlet ve meşru hükümet aleyhine, doğrudan örgütün kurucusu ve yöneticisi Fetullah Gülen ve oluşturduğu örgüt yönetim piramidinin sevk ve idaresi, emir ve talimatlarıyla gerçekleştirildi. Örgüt elinde bulundurduğu tüm basın yayın organları ile sosyal medya platformlarında ve araçlarında, buralardaki ve halk içine sızmış üyelerinin de katılımıyla topluca örgütlü şekilde yapılan propaganda faaliyetleriyle toplumun bu operasyonlara destek vermesini sağladı.

EL KONULMASI KARARI

Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin davadan dosyası ayrılan FETÖ elebaşı Fetullah Gülen ve gazetecilerin de aralarında bulunduğu 11 firari sanığın kaçak sayılarak mal varlıklarına el konulmasına karar verildi.